Yargıya müdahale ediliyormuş

Geçen hafta değişiklik paketinin yargıya ilişkin düzenlemelerini anlatmış, bunun anlamını ve sonuçlarını başka bir yazıya bırakmıştım. Araya bir Kemal Tahir yazısı girdi, arkasını getiremedim. Sanmayın ki yarım bırakacağım, diyeceklerimi tam da bir 28 Şubat günü, postmodern darbenin 20. yıldönümünde tamamlayayım, anlamlı olur:

Şimdi öyle bir hava estiriliyor ki Türkiye’de bugüne kadar hukuk düzeni, yargı sistemi mükemmel işlemiş de Ak Parti ve MHP bir anda bu işleyişe çomak sokuyor, yargıyı kendi denetimi altına almaya çalışıyor, yargının elini kolunu bağlayacak bir düzenleme getiriyor. Yok kardeşim böyle bir şey. Gerçek dışı bir yön saptırma bu.

Değişiklik paketinde iki partinin imzası var. Çalışmaları birlikte yürüttüler. Müzakere ettiler, tartıştılar, uzlaştılar. Son seçimlerde toplam yüzde 61,4 oy almış iki partiden bahsediyoruz üstelik. 1960 cuntasının profesörler heyetinden ya da 12 Eylül darbesinin sözde kurucu danışma meclisinden değil. Milletin oyuyla, hak ederek, millete hesap vermeyi göze alarak gelmiş iki partiden.

***

Bu iki parti aklını peynir ekmekle yemiş, Türkiye’de tıkır tıkır işleyen İskandinav tipi hukuk sistemini berhava etmeye karar vermiş, öyle mi? Bu yaklaşım milletin aklıyla dalga geçmektir. Bu yolda dile getirilen akıl dışı savlara hiç değinmeyeceğim bile. Gelin, biz akla, Türkiye’nin gerçeklerine dönelim. Çok uzak bir tarihte değil, 2007’de Meclis’teki Cumhurbaşkanlığı Seçiminde 367 icadını ben mi çıkardım, bu iki parti mi çıkardı?

Hukuk ve yargı sistemi kimler uğruna “sözde değil özde Cumhurbaşkanı” için siyaset alanına müdahale etti? Hemen akabinde Ak Parti’ye kapatma davasını kim, hangi amaçla açtı? Adil hukuk düzeni ütopyasını Türkiye’de hayata geçirmiş, millet iradesini her şeyin üstünde sayan Anayasa Mahkemesi üyeleri mi? Kapatma sadece bir oyla savuşturulmamış mı? Geriye kalanlar nasıl olmuş da vesayete teslim olmuşlar acaba?

Daha ne yazayım, bilemedim. Öyle bir iş ki sonuçları dalga geçilemeyecek kadar ciddi. Bu vesayet korkutmasıyla yeni bir vesayet mekanizmasına manevra alanı sağlanmamış mı? Siyasetin, seçilmişlerin el atamadığı bir alanı bu kez de başka bir vesayet odağı doldurmamış mı? Hukukun yerleşik düzen lehine dibine kadar sömürülmesi seçilmişleri zoraki ittifaklara mahkum etmemiş mi?

Sonra bu yeni vesayet odağı 17-25 Aralık’ta bir Yargı-Emniyet darbesine yeltenmemiş, hukuk dışı yollardan edindiklerini hukuk kılıfına uydurmaya çalışmamış, ürettiği hukuk dışılıklar ana muhalefet partisi tarafından grup toplantılarında bile kullanılmamış mı? Başaramayınca, son çare 15 Temmuz hain darbe girişimine başvurmamış mı? Vatanseverleri şehit etmemiş, hukuku tümden askıya almaya uğraşmamış mı?

***

Bu işte bir tuhaflık var. Ya bütün bunlar benim uydurmam, Maldivler’e gittiğim uzun bir tatilde böyle bir karabasan görüp derin bir oh çekerek uyandım. Ya birileri Stockholm’de İsveç tipi sosyal demokrasi uykusuna öyle bir yatmıştı ki uyandıklarında 15 Temmuz’u bile algılayamadı. Senaryodan girdi, kontrollü darbe girişiminden çıktı. Olup biteni bir türlü kavrayamadı. Ya da kasıtlı bir anlamama hali bu.

Gelelim sadede: Yeni HSK düzenlemesinde ağırlığın Meclis iradesine verilmesini son derece doğru buluyorum. İki nedenle. Bir: Yargının idari organı olan HSK’da rekabet, çekişme, gruplaşma, en sonu da düşmanlaşma son derece yanlıştır. Aynı şey akademi dünyası için de geçerlidir. Bu iki alandaki kurum içi seçim yarışına uzun süredir karşıyım. Bu yarış kurumu güçlendirmez, zayıflatır. Nicedir olan da budur.

İki: Son karar seçilmişlerde olsun isterim. Seçilmişlerin milletten korkusu olmaz, millete güvenir, yaptıkları her işin hesabını da sandıkta verirler. Oysa darbecilerin, tepeden inmecilerin, vesayetçilerin milletten korkusu olur. Yaptıklarına güvenemezler. Ne 367 icadının hükmü olmuştur millet nezdinde, ne 15 Temmuz hain darbe girişiminin. Onlardansa milletin seçtikleri bin kez yeğdir. 71 yıllık demokrasi mücadelemizden çıkardığım ders budur.

YORUMLAR (15)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
15 Yorum