Yeni sistemin en önemli yanı

7 Kasım 1982’de yürürlüğe giren darbe anayasası 35. yılından gün alıyor şu sıralar. Daha ilk yıllarından rahmetli Özal’ın tartışma konusu yapmaya çalıştığı melez ve ucube bir yönetim sistemi. En büyük özelliği de parlamenter sistemin başına dikilen bekçi kulübesi: Yetkileri çok ama sorumsuz Cumhurbaşkanlığı makamı. Yerleşik düzenin siyaset alanını denetlemek için uydurduğu bir anayasal tuhaflık.

Millet, Özal’ın partisini iktidara getirerek yerleşik düzene daha ilk günden çelme takmış, Kenan Evren’li denetim sistemi 1989’da son bulmuş, Özal’ın seçilmesiyle Cumhurbaşkanlığı makamı sivilleşmiş ve salt siyasal bir niteliğe kavuşmuştu. Özal’ın Çankaya’ya çıkma tercihi abartılı bir eleştirinin konusu oldu. Özellikle de yerleşik düzenin sözcülüğüne soyunan partiler ve muhalif kesimler tarafından.

***

Üstelik Özal kendi tercihinin başkanlık sistemi olduğunu, var olan melez sisteme karşı parlamenter sistem yerine bu yönetim sistemini daha işlevsel bulduğunu açık seçik beyan etti. Vay, sen misin bunu diyen? Yüksek perdeden söylemlerle, suçlama ve tehditlerle diktatörlük heveslisi ilan edilmesi bir oldu. Yaşı yetenler o günlerde olup bitenleri hatırlar, ayrıntısına girmeyeceğim.

Genç kuşaklar da o dönem olup bitenleri araştırırsa, bugünkü manzaranın benzerliği karşısında şaşırabilir. Söylem ve eylem biçimi açısından çeyrek yüzyıl öncesinde donup kalmış bu muhalefet anlayışı beni üzüyor. Üstelik bu anlayış seçkinci bir tavırla, dünyayı toplumun diğer kesimlerinden çok daha iyi kavradığı iddia ve inancıyla harmanlanınca tam bir ideolojik kısıtlanmaya dönüşüyor.

Özal’ın vizyonu, iktidara geldiği ilk günden itibaren sakil bir alaycılıkla karşılandı. Ama Özal dışa kapalı ve askeri darbeyle yaralı Türkiye’yi ileri bir noktaya taşımayı başardı. Aynı serüven Erdoğan ve Ak Parti için de geçerli. Bunları neden yazıyorum? Çünkü yaşanan değişim ile çeyrek yüzyıllık eleştiri biçimleri arasında büyük bir örtüşmezlik var.

***

Özal Cumhurbaşkanlığı makamını millet lehine dönüştüren ilk adımı atmış, kendisini çok eleştiren Demirel bile aynı koltuğa oturduktan sonra bir yarı-başkanlık modeli üzerinde kafa yormuştu. 2014 Cumhurbaşkanlığı Seçimi bu makamın dönüşümünde ikinci aşamayı oluşturdu. Halk kendi oyuyla, üstelik ilk turda Erdoğan’ı Cumhurbaşkanı seçti.

Erdoğan, tam da Özal’ın hayal ettiği türden bir siyasal işlev kazandırdı bu makama. Dönüşümün üçüncü ve son evresini tartışmamız kaçınılmazdı. 15 Temmuz darbe girişimiyle ortaya çıkan devletin yapısal olarak yenilenmesi gereği, bu duruma bir mecburiyet ve aciliyet eklemiş oldu. Özal’dan bugüne uzanan tarihsel gelişimi ve özellikle de 15 Temmuz’u yok sayan bir bakış açısıyla bu sistem değişikliğinin ne anlama geldiğini okumak imkansız.

Siyaset teorisi açısından anlam taşımayan rejim değişikliği iddiası bir yana, bir vesayet mekanizması olarak kurgulanan çift başlı yönetim sisteminin ortadan kaldırılmasıyla, rejim tam olarak ayakları üstüne oturmuş olacak. Mevcut sistemin eğretiliği giderilecek. Özal’dan bugüne kadar onca sivilleşme ve siyasallaşma yaşamasına karşın, cumhurbaşkanı ile başbakan arasında her zaman bir kriz potansiyeli barındıran bu tuhaflıktan kurtulacağız.

Bir sistem sigortası, siyaset üzerinde bir bekçi kulübesi, demokratik işleyiş için bir vesayet kapanı olarak kurgulanan bu makam, öyle ilginç bir sistem çarpıklığı oluşturuyor ki sivilleşip siyasallaştığı zaman bile bir bubi tuzağı, bir saatli bomba işlevi görüyor. Neredeyse sistemi istikrarsızlaştırmak, Türkiye’nin vizyonunu daraltmak, siyasetin doğal akışını yavaşlatmak amacıyla tasarlanmış gibi.

Anayasa değişikliği paketinin, eğer Meclis’ten ve halkoylamasından evet çıkıp kabul edilirse, getireceği en önemli kazanım budur, iki makamın tek makama inmesidir. Yönetim sisteminin sağlıklı ve tek elden bir işleyişe kavuşmasının değeri de zaman içinde daha iyi anlaşılacaktır.

YORUMLAR (8)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
8 Yorum