Ayakta ettehiyyatü okumak

Mart ayında devlet bütçesinden tam 58 milyar 571 milyon lira harcandı. Geçen yıl aynı ayda harcama 46 milyar 838 milyon liraydı.

Faiz hariç cari harcamalar ise 40,1 milyar liradan 51,5 milyar liraya yükseldi. Cari harcama artışı %28,2. Oysa marttan marta yıllık enflasyon %11,3.

Devlet para alıp mı harcamış?

Hayır.

Mart ayında devlet gelirleri %3 azalmış. Geçen yıl 40,3 milyar lira para toplayan devlet, bu yıl mart ayında 39,1 milyar lira toplamış. Bu sonuçla sadece mart ayında bütçe açığı 19,5 milyar lira olmuş.

***

Türkiye, 2015 yılında da iki seçim birden yaşadı. İkisi de genel seçimlerdi.

07 Haziran seçimlerine giderken ne olmuş?

Mayıs 2015 bütçe harcaması 40,1 milyar lira. 07 Haziran seçimlerine giderken son 3 aylık bütçe harcaması ise 121,5 milyar lira. 2014 Mayıs bütçe harcaması 36,1 milyar lira ve 2014 aynı dönem 3 aylık bütçe harcaması 110,0 milyar liradır.

Hatırlatalım ki, 16 Nisan referandumuna giderken son 3 aylık bütçe harcaması 159,7 milyar liradır.

16 Nisan referandumuna giderken yapılan aylık bütçe harcaması %25,0 artıyor. Oysa, 07 Haziran seçimlerinde aylık bütçe harcaması %11,0 artıyor.

16 Nisan referandumuna giderken son 3 aylık bütçe harcaması %21,3 artıyor. Oysa 07 Haziran seçimlerine giderken son 3 aylık bütçe harcaması %10,5 artıyor.

***

01 Kasım 2015 seçimlerine giderken bütçe harcaması aylık %1,7 azalıyor. Evet, evet kemer sıkıyor devlet. Yine 01 Kasım seçimlerine giderken 3 aylık bütçe harcaması %12,1 artıyor.

Özetleyelim mi?

Ne 07 Haziran seçimlerinde, ne de 01 Kasım seçimlerinde devletin bütçesinin ağzı açılmıyor. Mali disipline uyuluyor ve seçim ekonomisi devlet bütçesinden uygulanmıyor.

Hatta aynı uygulamayı 17-25 Aralık süreci sonrası yapılan Mart 2014 yerel seçimlerinde de görüyoruz. Mart sonunda yapılan seçimlere rağmen bütçeden o ay 37 milyar lira harcanıyor. Hemen sonrası nisan ayında da 36,8 milyarlık harcama ile rutin bütçe uygulaması devam ediyor.

***

Geriye gidiyoruz. Mesela 12 Haziran 2011 genel seçimlerine ve devlet bütçesine bakıyoruz. Seçime giderken 3 ayda yapılan harcama 67,7 milyar liradan 73,6 milyar liraya çıkıyor. Ak Partinin yüzde 49,95 oy aldığı seçimlerde bütçe harcamalarında artış sadece %8,7.

Bugün neydi bütçe harcamalarındaki üç aylık artış: %21,3... Aylık artış ise %25,0... Faiz dışı harcama artışı ise %28,2...

Ve hepsinden önemlisi de bütçede gelirler %3,0 düşüyor. Maliye, vatandaş rahat bir seçim yapsın diye tahsilatları seçim sonrasına erteliyor. Ama harcamalarını seçim öncesine yığıyor.

***

İki genel seçimin yapıldığı 2015 yılının tamamında bütçede toplam açık -18,1 milyar lira oluyor. Faiz dışı açık ise -16,4 milyar lirada kalıyor.

Sadece 16 Nisan referandumunun yapıldığı 2017 yılı mart ayında, bütçe -19,5 milyar lira açık veriyor. Faiz dışı açık ise -12,4 milyar liraya ulaşıyor.

Hani bir fıkra vardır ya; ayakta Ettehiyyatü okudun. Bakalım oturunca ne okuyacaksın?

Bizim seçim ve bütçe uygulamamız da bunu gösteriyor. Bakalım sonraki aylarda ne yapacağız?

Bütçe açığını kesin ama kesin azaltmak zorundayız. Cari açık veren ekonomide, bütçe açığı da oluşursa kriz kaçınılmazdır. Ya harcamaları çok ama çok sıkı şekilde kısacağız. Ya da gelirleri normal ötesi artıracağız. Her iki şartta da seçim ekonomisinin maliyetini Halk olarak ödeyeceğiz.

Unutmayalım ki Ak Parti 2002’den bu yana seçim ekonomisi uygulamayarak iktidarını kuvvetlendirmiştir. İlk kez uygulanan bu derece sert seçim ekonomisi ile toplum yeniden karşılaştı. Ama faydasını gördü, maliyetini henüz ödemedi. Şimdi maliyeti ödeme zamanı.... Hazır mısınız?

MAVİ MARMARA OLAYI

Bugün Filistin’de yaşanılan zulme karşı hangi insanın vicdanı rahat olabilir. Hangi vicdan zulüm karşısında çıkar antlaşması düşünebilir...

İsrail ile bir süredir el altından görüşmelerin sürdüğünü aslında herkes biliyor. İsrail’in bulduğu doğalgazı dünya piyasasına açmasının yolu Kıbrıs ve Türkiye’den geçiyor. Kıbrıs görüşmelerinin yoğun şekilde sürmesi de bu nedenledir.

Bütün bu süreçte toplumun hafızasında yaşayan en büyük engel ise Mavi Marmara olayıdır. İsrail ile yapılacak çıkar anlaşmasının alt yapısının oluşması gerekiyor. Bu nedenle Mavi Marmara hadisesindeki sürecin ve toplum nezdinde ki karşılığının düşürülmesi gerekmektedir.

İşte bu nedenle ara ara Mavi Marmara hakkında yapılan açıklamalar gelmektedir. Kısaca tansiyon ölçülüyor ve nabız yoklanıyor. Lütfen Mavi Marmara hakkında yapılan zikzakları geçen yıldan bu yana yeniden arşivleyerek izleyin.

Hayırda, siz ne olacağınız sanmıştınız?

Ben hiç şaşırmadım ki!

Not: Düşman yabancılar-haçlılar değil... Yabancılardan oluk oluk döviz geliyor ama yerliler döviz alıyor. Karar Gazetesinde aylardır bunları haber veriyoruz. Yerlilerin döviz alımı bu yıl 16 milyar doları geçti.

YORUMLAR (30)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
30 Yorum