Dmitri Trenin karamsar değil

Dmitri Trenin, dünyanın en eski ve en etkili düşünce kuruluşlarından biri olan Carnegie’nin Moskova merkezinin başındaki isim. Sovyet ordusunda çalışmış eski bir asker ve ayni zamanda tarihçi. Moskova’yı da, Washington’u da iyi biliyor, zaten işi gereği yakından takip ediyor. Bu yüzden ABD-Rusya ilişkileri hakkında yazdıkları önemli. Bakışıysa gerçekçi. Analizleri her zaman doğru çıkmasa da sağlam temeller ve veriler üstüne oturuyor.

İki gün önce Foreign Policy dergisinin web sayfasında yayınlanan kısa makalesinde olduğu gibi Trenin yorumlarıyla, analizleriyle dünyanın gidişatından, iki ülke arasındaki işbirliği ya da gerilimden doğrudan etkileneceklere değerli
ipuçları veriyor. ABD Senatosu’nun onayladığı malum yasa tasarısıyla Rusya’ya (İran ve Kuzey Kore’ye de) uygulanacak yeni yaptırımların ABD-Rusya ilişkileri açısından ne anlama gelebileceğini anlatıyor.

***

Bilindiği gibi Rusya ile iş yapan, Rusya’da yatırım yapan/yapacak şirketleri de hedef alan bu tasarı eğer yasalaşacak olursa, AB üyesi ülkelerden şirketler başta olmak üzere pek çoğunu haksız ve hukuksuz şekilde etkileyecek. Belki bu yaptırımlardan Türkiye de nasibini alacak. Ama doğal olarak asıl Rusya etkilenecek. Rusya da büyük bir olasılıkla Amerikalı şirketlere yaptırım uygulayacak.

Trenin Putin’in rasyonel bir devlet adamı ve iyi bir judocu olarak ülkesinin zafiyetlerini bildiği için böylesi bir adım atmayacağını, şimdilik sadece 755 ABD diplomatının 1 Eylül 2017 tarihine kadar ülkeden ayrılmasını istemekle yetineceğini söylüyor. Geçtiğimiz hafta gerçekleşen Finlandiya ziyareti sırasında bu yasa tasarısını eleştirdiğini ancak Amerika ile aralarındaki köprüleri atmadığını belirtiyor.

Ona göre Putin Amerika’nın üç ciddi krizi eş zamanlı olarak yaşadığını düşünüyor. Bu krizlerden ilki Trump ile hasımlarının çekişmelerinin doğurduğu bir tür iç “Soğuk Savaş”. Bu çatışmanın iki ya da dört yıl içinde azil veya seçim yöntemiyle biteceğine inanıyor. Putin’in asıl ciddiye aldığı Amerika’nın elitleriyle yoksulları arasındaki krizin nasıl aşılacağı, daha da önemlisi küresel liderlik arzusunda olanlarla geriye çekilelim kendimize bakalım diyenler arasındaki mücadelenin ne şekilde sonuçlanacağı.

Putin belli ki ABD’nin kendine olan güvenini yitirmesinden de endişe ediyor. Bunun ikili ilişkilerde sonuçları olabileceğini, Rusya üstünde Trump eleştirisinin ilişkileri Trump gittikten sonra da zehirleyeceğini düşünüyor. Ayrıca Trump’ın üstündeki yükü hafifletmek için Rusya’yı karşısına almayı göz önünde bulundurabileceğinden de çekiniyor. Trenin Putin’in şimdiye kadar itidalli davrandığını, bundan sonra da böyle davranması gerektiğini vurguluyor. Yani kendi tercihlerini de siyaset yapıcılar ve okuyucularla paylaşıyor.

***

Ancak Rusya’nın ne şekilde davranacağını kestirmek zor. Büyük bir olasılıkla Rusya itidalli gerçekten elden bırakmayacaktır. Fakat iki ülke ilişkilerinin seyrinde sadece ABD’nin krizleri değil bölgesel sorunlar da rol oynama potansiyeline sahip. Her ne kadar Trenin iyimser bir senaryo varsayımıyla ve verisiyle analizini sonlandırsa da, ABD’nin Gürcistan’da tatbikat yapması, Suriye cephesinde beklenmedik ve istenmedik bir çatışma yaşanması ilişkilerin seyrini etkileyebilir.

Yine de umarız o haklı çıkar, dünya yeni bir krize ve daha büyük bir gerileme sürüklenmez. Unutmayalım ki iki normal ülkeden veya bölgesel güçten bahsetmiyoruz. Söz konusu olan elinde dünyanın sonunu getirebilecek kadar çok nükleer silah olan iki ülke. İki dev güç. Onların çatışmasına, zıtlaşmasına değil sınırlı da olsa işbirliğine, var olan sorunların katkılarıyla çözümüne ihtiyacımız var.

Evet, zıtlaşmaları, aralarındaki krizi derinleştirmeleri bize kullanabileceğimiz imkanlar da sunabilir. Bir büyük gücü belki diğerine karşı oynayabiliriz. Geçmişte bunu pek çok kez yapmış ve başarmıştık. Ama büyük bir olasılıkla bu kez gerilimin külfeti doğuracağı fırsatlardan fazla olur. En başta artacak petrol fiyatlarından, sonra da çözülemeyecek bölgesel sorunların siyasi, askeri ve iktisadi yansımalarından zarar görürüz…

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.