Her günü 29 Ekim

El Bab’a doğru ilerleyen birlikler sabahın ilk ışıkları ile beraber toplanmaya başlamışlardı. Özel Görev Gücü’nün başındaki komutan, mevzilerde toplanan gruba her zamanki gibi seslendi: “Arkadaşlar gazamız mübarek olsun. Fırat Kalkanı’na başladığımız günden bu yana şehit olan arkadaşlarımız için hep beraber dua edelim.” Başlar sessizce öne eğilirken eller semaya yükselir. Komutanın duayı bitirip onlara seslendiği anda da herkes bir anda irkilir. Allah yar ve yardımcımız olsun.

Şemdinli’de arazide ilerleyen tim komutanı: “Arkadaşlar, kritik noktaya gelmemize yaklaşık beş kilometre kaldı. Bundan sonra artık harekatı gizlememiz mümkün olmayacak. Buradan sonra temas kaçınılmaz. Ben komutanınız olarak sizlere hakkımı helal ediyorum. Sizler de...”

Karşısındaki timden de tek bir ses duyulur: “Helal olsun.”

Yer Kuzey Irak topraklarında bilinmeyen bir yer. Bölgeye sızan Özel Kuvvet ekibi, kamplardan sorumlu terör örgütü mensubunu takip etmektedir. Kamptan araçla çıkacak ve yol güzergahında Hava Kuvvetleri ile ortak operasyon yapılacaktır. Temas sağlandıktan sonra ise günlerce sürecek bir geri çekilme olacaktır. Kimse dönüşte ne olacağını düşünmemektedir. Önemli olan bu görevdir. Komutan araca lazer işaretlemesini yapan personelin kulağına eğilir: “Hadi göreyim seni.”

Yer Şırnak ve terörle mücadele kapsamında TEM polisleri bir operasyon icra etmektedirler. İçlerinden biri yaklaşık üç aydır örgüt evine sızmış ve planları öğrenmeye çalışmaktadır. En son geçtiği kripto bilgi, ‘bugün iki aracın patlayıcı yüklü olarak garajdan çıkarılacağı’dır. Evin etrafında Özel Harekat ekibi ile beraber son hazırlıkları yapmaktadırlar. İçerideki eleman dışarı çıktığında operasyon başlayacaktır. Zaman bir türlü geçmek bilmemektedir. Evin kapısı açılır ve eleman evden hızlı adımlarla uzaklaşmaya başlar.

Telsizden beklenen ses duyulur: “Temiz.”

Atatürk ve silah arkadaşlarının önderliğinde Türk milletinin kazandığı Kurtuluş Savaşı’nın sonunda artık Cumhuriyet ilan edilmiştir. Yıllarca yokluklar içinde gayret edilerek kazanılan bu mücadele, Cumhuriyet ilan edilerek taçlandırılmıştır. Ancak Türk milleti büyük bir mücadeleyi başarmış olmasına rağmen emperyalistler planlarından asla vazgeçmemişlerdir. Savaşın başında söyledikleri gibi bu millet asla ayaklarının üzerinde durmamalıydı, hep dizlerinin üzerine çökertilmeliydi. Bunu da zaman zaman denemeye çalıştılar. Ekonomik olarak hep bir kıskacın içinde tutmaya ve bir terör örgütünü milletin başına musallat etmeye çalıştılar.

Düşünsenize, bu ülke faize ve terörü yok etmek için harcadığı parayı ülkenin kalkınması için harcayabilseydi; sanırım üç Türkiye daha yaratabilirdik.

Yukarıda anlattığım kareler bir film karesinden alınmadı, her gün yaşanan bir gerçekliktendi. O gerçeklikler sayesinde bu ülke ‘29 Ekim’leri kutlayabiliyor. Birilerinin 29 Ekim’i yok etme çabalarını bu ülkenin evlatları her gün yıkıyor. Aslında 29 Ekim bu ülkede her gün korunarak yeniden yeniden yaşatılıyor .

15 Temmuz da 240 şehidin bize emaneti olan yeni bir ‘29 Ekim’di.

YORUMLAR (10)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
10 Yorum