Sath-ı mâile mâil olanlar

Erken de değil, baskın olduğu söylenen seçimle ilgili gelişmeler yepyeni süreçlerin kapısını aralayıverdi.

Siyasal fişeklemeler, pozisyon almalar, değişik gümbürtülü şamatalar da peşpeşe kopmaya başladı.

Kim kime oyun kuruyor, kim zorda kalacak, yeni dengeler, muhtemel sonuçlar ve bütün bunların sonucunda Türkiye nasıl bir istikamete çevirecek yönünü?

Seçim sürecinin bir kısmı Ramazan’la çakışıyor.

Bilen bilir, miting yapmak zor iştir. Konuşan için de ve bazan dinleyen için de. Seferî kavramı bütün cepheleriyle gündeme gelecektir eminim. Nazik bir husus. Muhtemelen miting gibi kalabalık iftarların ana konusu da siyaset olacak.

İttifaklar yanında bireysel adaylar da var, daha da olacak. Nereden baksanız zor ve renkli bir baskın seçim bu.

Ajanslarda, eşantiyon şirketlerinde bir telaş bir telaş.

Kamuoyu araştırma şirketleri de neye nasıl yetişeceğini düşünmekte bu hengâmede.

Ama her şeyin ve tabii ki siyasetin de uzmanlarının keyfine diyecek yok.

Şu kısa ömrümüzün son yıllarına çok sayıda seçim sıkıştırdık biliyorsunuz.

Bu arada darbe, hendek, terörün her türü, savaş gibi sayısız varta da atlattık.

Olağandışı bir ülke Türkiye.

Bütün bunlar hiç olmamış gibi, yahut her an her şey olabilirmiş gibi iki uç arasında yaşıyoruz. Her şey olmuş ve her an olabilir sanki. Ve zaten oluyor.

Ana muhalefetin işi zor görünüyor. Çok uçlu bir değnek.

Olağanüstü bir ‘zehirli senaryo’ olmazsa, seçimin sonucu aç aşağı beş yukarı belli gibi.

Seçimdir gelir geçer. Millettir seçer. Sandıktır dolar, açılır, sayılır ve olacak olan olur, tecellî eder.

Baskın seçim şimdiden hayırlı olsun ülkemiz için.

Hep olduğu gibi yine millî sporumuz olan ‘kritik süreçlerden’ geçiyoruz çünkü.

Dünyanın bütün kritik süreçleri buraya yönlendirilmiş, ne yapalım?

Çok sayıda âteşin adam var siyasetin dipsiz sularında kulaç atan ve atmaya hazırlanan. Oysa yalnızca fizik cephesiyle bile ne zor bir iştir siyaset. Bu zorluğa tâlip olmanın arkasındaki sâikler –elbette vatana hizmet aşkı dışında- nelerdir acaba?

Güm güm güm!

Bazı siyasetçi kalpleri mi, sahur davulları mı, sandık işareti mi? Bilemedim şimdi.

Rastgele!

Not: Dünkü makalenin “BİLSEM değerli.” cümlesinden sonraki “Sen bunu bilsen de değerli, bilmesen de değerli.” cümlesi sehven yayınlanmamıştır. Arz ederim.

18-04/20/ekran-resmi-2018-04-20-232212.png

hiçbir şey yapmamak

insan yılda birkaç gün birkaç saat

hiçbir şey yapmadan susmalı

durmuş bir saat gibi boşlukta

unutmalı kendini herkesi unutmalı

insan yılda birkaç gün birkaç saat

yalnız gözlerini değil kafasını bile

bir unutuş ambarına kapatmalı

insan insan kalmak için bunu yapmalı

hiçbir şey yapmamalı hiçbir şey yapmamalı

insan kendisini elleriyle kilitleyip

anahtarı dışarıya fırlatmalı

derisini çıkarıp güneşte

kurumaya bırakmalı…

Ömer Erdem-Kireç-Everest Yayınları

18-04/20/ekran-resmi-2018-04-20-232126.png

Çikolatalı adamım

Adamım Adem Emre’ye Akdeniz’de rastladım.

Profesör Ahmet Emre Bilgili’nin evlatlığı olarak hayatını sürdüren adamım, bulunduğu her ortamın prensi.

Bir masal kitabımı imzaladım ona. Bilindiği gibi bütün masalların kökeni bir tutam Afrika masalına dayanıyor. Masalların kökenine masallarımı imzalamış mı oldum, ne yaptım, bilemiyorum.

Adı Adem, adamım mı
adamım.

18-04/20/ekran-resmi-2018-04-20-232142.png

Yaklaşık 20 bin milletvekili aday adayının ateşi iklimi yurt çapında değiştirecek.

YORUMLAR (1)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
1 Yorum