İnsan olarak Hz. Peygamber

Bu gece Mevlid Kandili. Ay takvimine göre Hz. Muhammed’in (sav) doğum günü. Hepimize mübarek olsun.

Bu münasebetle Resûl-i Zişan’ın insani ve ahlâkî özelliklerini hatırlamamızın yararlı olacağını düşünüyorum. Çünkü bireysel ve sosyal bakımdan İslâm’ın ideal insanı Hz. Muhammed’dir (sav). Onun model şahsiyeti hakkında Kur’an ve hadisler ile diğer kaynaklardan sunacağımız bilgiler, hem kendisinin insani özellikleri hem de inşa ettiği ilk toplumun genel karakteri hakkında sınırlı da olsa bize fikir verecektir. Ayrıca bu bilgiler bir Müslümanın ahlâkî kişiliğinin nasıl olması gerektiğini, günümüz Müslümanlarının sergiledikleri dindarlık fotoğrafının bu kişilikle ne kadar uyuştuğunu (ya da uyuşmadığını) göstermesi bakımından da son derece önemlidir.

***

Diyebiliriz ki Peygamber efendimizin en önemli özelliği güvenilirliği idi. Çünkü hayatı boyunca sadece gerçeği söylemiş ve söylediklerini aynıyla yaşamıştır. Daima tatlı dilli, güler yüzlü ve hoşgörülü olmuş; bununla beraber sözlerini saygıyla dinletmeyi de başarmıştır.

Toplulukta yemek yemeyi severdi. Yemeğe besmeleyle başlar, tıka-basa doymadan sofradan kalkar, yemekten önce ve sonra ellerini yıkardı. Sağlığa zararlı ve dinen haram olan veya kokusuyla çevreye rahatsızlık veren şeyleri yemez, hiçbir yemek için “Sevmiyorum” demezdi.

Giyiminde sadeliğe önem verirdi. Temizliği “imanın yarısı” sayar, etrafındakilere de temizlik alışkanlığını kazandırmaya çalışırdı. Lükse önem vermez, geçici sıkıntıları tasa edinmezdi. Diğer Müslümanlara da azla yetinmeyi, hayata daima iyimser bakmayı telkin ederdi.

Gönlü zengindi. Affetmeyi sever, kimseyi incitmez, düşmanlarının dahi iyiliğini isterdi. Kur’an-ı Kerim onun bu meziyetinden övgüyle bahseder ve “Eğer kaba, katı kalpli olsaydın, muhakkak ki insanlar çevrenden dağılır giderlerdi...” der.

Bir öğünlük yemeğini olmayana verdiği için ailesinin aç sabahladığı geceler çok olmuş; fakat o ve ailesi, açlığın sıkıntısını iyilik yapmanın verdiği mutlulukla alt etmeyi bilmişlerdir.

H. Peygamber adaleti titizlikle korur; insanlara mevki ve makamlarına göre muamele etmezdi. Aksine fakirlerin, kimsesizlerin, yetimlerin, hastaların gariplerin, çocukların daha çok ilgiye muhtaç olduklarını bilir ve bunu onlardan esirgemezdi.

Kibir ile imanın bir kalpte birleşemeyeceğini söyler; kimseye karşı ululuk taslamazdı. Dalkavukluktan nefret eder, kendisine bir ilâh gözüyle bakılmasına asla razı olmazdı. Halkın arasına katılır; hastaları, dostlarını, komşularını ziyaret eder; Müslümanların acı ve tatlı günlerini paylaşırdı.

Resulullah’ın aile hayatı da muntazamdı. Eşlerine saygı gösterir; haklarını gözetir, hatta geceleyin ibadet etmek istediği zaman bile eşinden izin alma inceliğini gösterirdi. Aile bireyleriyle şakalaşmayı sever, ev işlerine yardım ederdi.

***

Din ve dünya işleri arasında ideal bir uyum kurması, onun en önemli özelliklerinden ve başarısının sebeplerinden biridir. Fransız yazar M. G. Demombynes Muhammed adlı kitabında Hz. Peygamber’in başarısının sebeplerini anlatırken şöyle der: “İsa’nın vaazında öbür dünya için hazırlık, bu dünyanın nimetlerinden vazgeçmekle başlar… İslâm’da ise, düzgün kullanmak şartıyla hiçbir nimet kötü değildir.”

Bazıları, ebedi kurtuluşlarını kazanabilmek için geceleri hep namaz kılacaklarını, gündüzleri oruç tutacaklarını söylemişlerdi. Hz. Peygamber bu gelişmeyi duyunca onları şu sözlerle uyardı: “Sizin şöyle şöyle dediğinizi duyuyorum. Bakın, yemin ederim ki ben, Allah’a hepinizden daha çok saygılıyım. Bununla birlikte oruç tuttuğum günler de olur tutmadığım günler de. Namaz da kılarım istirahat da ederim... Kim benim sünnetimden (yolumdan) yüz çevirirse benden yüz çevirmiş olur.

YORUMLAR (7)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
7 Yorum