Demokrasi kazanmadan ekonomi kazanabilir mi?

Seçim kampanyalarından akılda kalan, insanların hayatlarını iyileştiren veya iyileştirecek ekonomik vaatlerdir. Özellikle dar gelirli kesimlerin, emeklilerin, işçilerin, ücretlilerin maaş ve haklarındaki gelişmeler yahut da orta sınıfın vaziyetini koruma umudu işe yarar. Genel olarak da bir iktidar bu sınıfların ekonomik konumlarını ayakta tuttuğu müddetçe destek görmeye devam eder. Sadece ideolojik güç veya siyasal kimlik aidiyeti “yüksek destekli” iktidar gücü elde etmeye yetmez.

***

AK Parti’nin ve Erdoğan’ın başarısı öncelikle bu alanlardaki üstünlüğünden gelmektedir. Tek başarı mı, değil tabii... Eş zamanlı olarak demokratik hayatın gelişmesi, temel hak ve özgürlüklerin zenginleşmesini de sağlamışlardı. AK Parti’yi farklı kılan ve bizzat Erdoğan’ı sıradışı bir lider konumuna yükselten şey esasen ekonomik olduğu kadar demokratik başarı öyküsünü temsil etmesidir. Üst başlık olarak vesayetle mücadele olarak tarif edebileceğimiz bir kavgadan üstün çıkmış olması şüphesiz en bariz özelliği olmuştur. Demokrasinin gelişmesi ve hukuk sisteminin geçmişe nisbetle öngörülebilir olması istikrarı ve tabiatıyla da ekonomideki gelişmeyi temin etmiştir. Karın doyuran demokrasi, diyebileceğimiz sürecin kısa özeti budur.

Bir süredir demokraside ve hukuk sisteminde yaşanan sorunlar ile temel hak ve özgürlüklerde geri gidiş olmasına rağmen özellikle düşük gelirli sınıfların ekonomisinde hissedilir sorunlar olmaması iktidarın gücünü diri tutmasını sağlamaya yetiyor. Demokratik reformların yerine de 15 Temmuz direnişi ve sonraki dönemde mücadele ikame olmuş durumdadır. Sonuçta milyonlarca insan 15 Temmuz’u önlemek gibi övünülecek bir çabanın parçası olmuşlardır.

Yine de iktidar icraat ve vaatleriyle insanların gelirlerini artırma konusunda geçmişiyle çelişecek kadar hayli cömert davranıyor. Muhalefet de kazandığı takdirde daha fazlasını vermek konusunda oldukça istekli bir kampanya yürütüyor.

Seçim ve sandık gündelik hayatın gerçeğine saygı göstermek demek. Ve vaat yarışı yarış bir kez başladı mi durdurmak imkansızdır. Bugün olduğu gibi…

Yarış ekonomide olsa da demokrasinin ve reformların değerini hiçbir şey düşüremez. Nitekim, hem Erdoğan hem re rakipleri daha şimdiden OHAL’in sonunu getirdi bile… Oysa ülkenin sorunları listesinin ilk 10’unda böyle bir talebin adı bile geçmiyor! Geçmiyor ama herkes biliyor ki demokrasinin eksik olduğu bir Türkiye tablosu esasen ekonominin ve bütün o vaatlerin de eksikliği ve sürdürülemezliği demektir. Ekonominin bugün üzerinde durduğu yapı da demokrasinin yıllar içinde birikmiş kazanımlarıdır neticede…

***

Asgari ücretten emekli ikramiyesine, imar affından maaş katsayısına kadar her alanda iyileştirme adımları veya vaatleri seçim gerçeği olabilir ama demokrasiyi geliştirmek seçimli- seçimsiz bütün zamanların değişmez gerçeğidir.

Meydanlarda demokrasi yarışı olmamasına, vaatlerin bu alanda yarışmamasına aldanmayın… Tercihleri küçümsenen seçmenin bir gözü de hep daha fazla özgürlük ve daha çok demokrasidedir.

Demokrasinin eksik olduğu hiçbir sürecin kalitesi ve huzuru olamaz. Kim kazanırsa kazansın 25 Haziran sabahından itibaren acilen restore edilmesi gereken bir numaralı saha da burasıdır. Ki, ekonomi ve sosyal problemler hal yoluna konulabilsin.

Hafta sonu yapılacak seçimler ekonomi ve demokrasi ünitelerinin gücünü göstermek bakımından gerçekten “tarihi” bir öneme sahiptir.

YORUMLAR (47)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
47 Yorum