Bir düğme olsa!

Yıllar evvel bir kamu kurumunda, yazılım ihtiyaçlarını tespit etmek üzere yapılan bir toplantıya katılmıştım. Garip talepler havada uçuşuyordu. Başka bir kamu kurumunda yirmi sene çalıştıktan sonra bulunduğumuz kuruma yönetici olarak atanmış, ne yapacağını tayin etmekte zorlanan bir bürokrat, yarı şaka yara ciddi şöyle demişti:

Bir düğme olsaBastığımızda bize ne yapacağımızı söylese!

Yazılım araçları, iyi tanımlanmış rutin işleri yürütmede insanlardan daha hızlı, güvenilir ve başarılı olabiliyor.

Fakat “ne yapılacağına” karar vermek -hâlâ- insanlarca yapılması gereken bir iş!..

Memurların pek çoğu, uzun yıllar boyunca sadece verilen talimatları yerine getirmeye alıştıkları için, kendi başlarına inisiyatif almaları, karar vermeleri, yön tayin etmeleri gerektiğinde huzursuz oluyorlar.

Kamu bilişim projelerinde sık sık gündeme gelen diğer bir talep de, farklı yazılımlar yerine kurumun her problemini çözen tek bir “mega yazılım” (yazılımcılar arasındaki adıyla “kainat yönetim sistemi”) geliştirilmesi.

Tüm işleri tek merkezden çözecek tek bir süper araç fikri memurlara çok cazip geliyor.

Her daim, işlerini mümkün olan en az gayretle yapmanın yollarını arayan memurlar, farklı işler için özelleştirilmiş farklı araçları kullanmaktan mümkün olduğunca kaçınıyorlar. Çünkü onca farklı aracı öğrenmek ve kullanmak onlara meşakkatli geliyor.

Fakat bu tür “toptan çözümler” başarısız olmaya mahkûm.

Verimliliğin anahtarı, her işi yapacak -sihirli sopa misali- tek bir araçta değil, doğru iş için doğru araçları verimli şekilde kullanıp, netice üretebilmekte.

Modern hayat çok karmaşık… İnsan zihninin tek başına asla başa çıkamayacağı girift problemlerle dolu.

O yüzden her biri belli alanlarda yoğunlaşmış, kendini geliştirmiş uzmanlara ihtiyaç var.

Uzmanlara sahip olmak da tek başına yetmiyor, “meselenin künhüne” vakıf, “akıllı” yöneticilerin, farklı alanda uzmanlaşmış zekaları, takım oyunu oynayacak şekilde bir araya getirip çalıştırması şart.

Her birinden farklı sesler çıkan enstrümanların ahenkli ve senkronize şekilde çalmasını temin edecek notalar ve orkestra şefleri lazım.

Çoğu idarecimizin kapasitesi, maalesef tüm bu karmaşayı yönetmeye yetmiyor.

Onlar da “işlerini” olabildiğince basitleştirmeye, teknolojiden alabilecekleri desteğin sınırlarını zorlamaya, kestirmeler bulmaya, geçici çözümlerle günü kurtarmaya bakıyorlar.

Sadece kamu kurumları mı böyle? Hayır!..

Birleşik kaplar kanunu mucibince hayatımızın her yanında benzer tablolarla karşılaşıyoruz.

Herkes, önündeki problemi, bir düğmeye basılarak çözülecek basitliğe indirgeme derdinde.

O “düğme” genellikle şiddet formunda zuhur ediyor!

Bir çok insan eşiyle, çocuklarıyla, akrabalarıyla, doktorlarıyla konuşarak, anlaşarak çözmesi gereken karmaşık problemleri, çeşitli şekillerde zorbalık yaparak, şiddet uygulayarak çözmeye çalışıyor.

Siyasetçiler, rakipleri ile müzakerelerle çözüm bulmaları gereken mevzuları, kendileri gibi düşünmeyenleri hain ilan ederek, karalayarak, tehditle sindirerek, hapse atarak çözme yoluna gidiyorlar.

Irkçılar, kendi ırklarından olmayan herkesi öldürerek ya da sürgün ederektemizledikleri” yahut hiçbir hak iddia edemeyecek şekilde köleleştirip susturdukları bir ülkede huzur bulacaklarına inanıyorlar.

İslamcılar yahut Atatürkçüler ülkedeki herkesi kendilerine benzetebilseler, benzetemediklerini kendilerine kayıtsız şartsız boyun eğdirebilseler gerçek mutluluğu yakalayacaklarına eminler.

Seçmenlerin bir çoğu, ülkedeki karmaşık ekonomik, politik, toplumsal problemleri çözmenin en iyi yolunun, her şeyi bilen, anlayan, her probleme çözümü olan, çatlak sesleri “demir yumruğuyla” susturup düzeni sağlayan tek bir süper lider bulup ona tabi olmaktan geçtiğine inanıyor.

Bunların hepsi derin yanılgılar.

Modern hayatın problemleri Büyük İskender’in “kesip attığı” Gordion düğümüne benzemiyor.

Tek düğme sihirbazlıkları, problemlerimizi kısa vadede çözer gibi görünse de aslında öteleyip derinleştiriyor.

Hayatın karmaşasıyla başa çıkabildiğimiz, onu yönetebildiğimiz ölçüde mesafe alabiliyoruz.

Gerisi kandırmacadan ibaret.

YORUMLAR (5)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
5 Yorum