Daha kaç Yunus’un yok olmasını seyredeceksiniz?

Türkiye’de üniversiteli olmak için yapmanız gereken oturup yıllarca, aylarca, günlerce, saatlerce ders çalışmak. Yani bu ülkede bir genç üniversitelere ancak test çözerse girebiliyor, bunun dışında bir yöntem maalesef yok. Ben bu sistemin ne kadar sakıncalı olduğunu defalarca yazdım, söyledim ve anlattım ama kimse umursamadı. Her yıl yok olan yeteneklerimiz ve kaybolan gençlerimizi kimse umursamadı. Birkaç gün önce tüm gazete ve televizyonlarda bir haber yayımlandı: “Dünyaca ünlü besteci Mozart’la aynı müzik kulağına sahip 19 yaşındaki otizmli Yunus Yazar, hastalığı ve yoksulluk içerisinde geçen yıllarına inat, bir hayırsever tarafından hediye edilen piyanosu ile konservatuvar kapılarının kendisine açılacağı günü bekliyor.” Yani elinizde Mozart olabilecek kadar yetenekli bir genç var ve siz bu genci üniversiteye alamıyorsunuz. Vallahi adama gülerler. Bunun üzerine birçok şey söyleyebilirsiniz. Ama bu sınav sistemi ve sadece akademik teste dayalı süreçten vazgeçmemiz lazım.

Peki Yunus’un durumuna baktığınızda sizce hangi yöntem doğru bilmiyorum ama ülkelerin gelişmişlik düzeyi, öğrencilerin mutluluğu, üniversitelerin başarısı ve verimliliği, mezunların üretkenliğine bakıldığında kesinlikle bizim modelimiz yanlış. Peki bir şeyin yanlış olduğunu bildiğimiz halde neden ısrarla onu devam ettiriyoruz.

***

İşte bunu sorduğunuzda iki cevap alıyorsunuz: Birincisi eşitlik, ikincisi güvenlik ve tarafsızlık. Peki ama eşitlik derken neden bahsediyoruz? Eğer eşitlik, farklılıkları yok etmekse burada başarılıyız. Çünkü sadece sınava dayalı seçimler üretken öğrencileri yok edip liseleri de farklılıkları törpülemeye itiyor. İşte Yunus sizin vicdanınıza sığıyor mu? O halde birinci gerekçe yanlış. İkinci gerekçe güvenlik; peki soruyorum güvenliği sağlamak için öğrencileri yanlış bir sisteme mahkûm bırakmak mı lazım? Yoksa güvenlik devletin görevidir ve amaç insanların hayatını en iyi şekilde idame etmesini sağlamak mıdır? Ülkenin kırsal bir yerinde 5 kişi kopya çekmesin diye 10 bin zeki çocuğumuzu yok ediyorsak kimse kusura bakmasın ama bu güvenlik falan değildir.

***

Ama güneş balçıkla sıvanmaz sözü kendini yeniden ispatlıyor. Peki çözüm mü? Üniversite sınavlarından vazgeçelim, öğrenciler lisede yaptıkları projeler, yetenekleri, sosyal sorumluluk çalışmaları ve ilgilerine göre üniversitelere başvursunlar ve kabul alsınlar. Sonuçta ABD bunu yüz yıldır yapıyor, neden biz yapmayalım? Eğer üniversite girişte sınav yerine yukarıda saydığım özellikler öne çıkarsa liselerde de eğitim değişir ve öğrenciler proje yapmaya, sosyal sorumlulukla uğraşmaya, okumaya ve kendini geliştirmeye başlarlar. 2018 ÖSYS’de işe merkezi yerleştirmeyi kaldırarak başlayalım. Öğrenciler sınav puanlarını alsınlar, üniversitelerin belirlediği barajı geçenler o üniversiteye başvursun, üniversite isterse o bölüm için mülakat, uygulama vb. çalışmalarla öğrencilerini seçsin. Üstelik 4 yıldır bunun uygulaması olan ApplyBAU var, inceleyin bakın neler oluyor. Bu uygulama tüm üniversitelere yayıldığında iddia ediyorum iki yıl içinde üniversitelerimiz daha üretken, öğrencilerimiz daha mutlu olacaktır. Diyeceksiniz ki peki torpil olur mu? Ben de bu riske girmeye değer diye düşünüyorum.

***

İşte gördüğünüz gibi siz ne kadar öğrencileri tek tip yapmaya çalışsanız da yeni dünya ve yeni kuşak bunu reddedecektir. Sonuç olarak tek sınava dayalı, liseleri sınav hazırlık kurumu haline getiren sistemler çökmeye mahkumdur. YÖK Başkanı Prof. Dr. Yekta Saraç’ı kutluyorum. Hemen Yunus’un durumu için talimat verip çalışma başlatmış. Eğer çalışma tam yapılırsa bu ülkenin diğer Yunus’larının da kurtuluşunun ApplyBAU benzeri sistemler olduğu görülecektir. Bu arada son kutlamayı Cem Yılmaz’a gönderelim, gördüğü bu haberden sonra Twitter adresinden şu paylaşımda bulunmuş: “Bu kıymetli kardeşimize destek olmak istiyorum. Konservatuar okuması için yetkililer de destek olursa ben burs vermek isterim.” Bravo diyorum. Son sözüm; her yıl yetenekli çocuklarımızı kaybetmeye devam etmemek için sınav odaklı sistemden hemen vazgeçelim çağrısı olacak.

YORUMLAR (5)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
5 Yorum