Yeni üniversitelilere öneriler

Geçtiğimiz hafta 500 bini aşkın öğrenci kayıt yaptırıp üniversiteli oldu. hepsine başarılar ve iyi bir gelecek diliyorum. Bu hafta da ek yerleştirme başvuruları var. Bu da bittiğinde eylül ayının ikinci, üçüncü haftası dersler başlayacak. Ama bu öğrencilere birkaç öneride bulunmak istiyorum. Aslında bu yıl gençler üniversiteleri seçerken zaten benim birazdan yazacağım konuları dikkate aldı ve ona göre tercih yaptı. Sonuçta da tarihin en büyük kontenjan boşluğu yaşandı. Herkes soruyor “neden” diye ama benim bu yazımı okursanız gençlerin ne aradığını göreceksiniz.

Sevgili gençler; birincisi en önemlisi, sakın “öğrenci” olmayın. Çünkü günümüzde üniversite pasif ders aktarma yeri değil, öğrencilik de bu pasif dersi dinlemek değil. Günümüzde üniversiteler birer girişimcilik ve yaratım merkezi iken günümüz öğrencileri de bu yeni üniversitelerde girişim yapan ve maker dediğimiz “yapan adam” konumunda. Bu sebepten dolayı sakın “klasik öğrenci” olmayın.

***

Dünya değişiyor ve bu değişimde en büyük şoku bizim yaş grubumuz yani kırklı, ellili yaşlar yaşıyor. Biz daha yavaş ve daha kurallı bir dünyaya doğduk ve bunlarla büyüdük oysa yeni dünyada hergün kurallar yeniden tanımlanıyor ve yeni nesil bunlara çok hızlı uyum sağlıyor. Bizler ise her seferinde ya korumacı davranıp kendi yok oluşumuzu izliyoruz ya da uyum sağlamaya çalışıyoruz ama nafile, bu yüzden bizden uzak durun. Bizi dinleyin ama bizim korkularımız ve “memur” kimliğimiz sakın size sirayet etmesin. Çünkü yaratıcı olursanız başarırsınız. Bu yüzden “farklılaşmaya “çalışın. Farklılaşmak için her şeyi yapın. Ama sakın başkalarına benzemeyin.

Üçüncüsü bizim gibi yerel insanlar olmayın, siz dijital çağın küresel vatandaşlarısınız. Eğitiminizi sadece Türkiye’de bir kurumda çalışmak üzere almayın, kendinizi o kadar donatın ki tüm dünya size kapılarını açsın. Bu yüzden dil veya diller öğrenin, dünyayı tanıyın ve olabildiğince erasmus, worlexchange veya üniversitenizin sağladığı olanakları kullanın ve dünyayı tanıyın. Dördüncüsü, gerçek dünya yani profosyonellerle içiçe olun. Şirketleri tanıyın, onları ziyaret edin ve olabildiğince staj yapın. Kartvizit toplayın ve kartvizitlere kendinizi hatırlatın. Beşincisi, artık 5 yıl aynı binada ders görerek kendinizi geleceğe hazırlayamazsınız bu sebeple isteyin her şeyi isteyin.

***

Bunları yapar mısınız bilmiyorum? Ama bugün kafanızı kaldırın ve dünyaya bakın. Sonra düşünün dünya neleri konuşuyor ve nereye gidiyor. Ve hiç unutmayın ki siz üniversiteyi bitirdiğinizde 2022 yılı olacak, sizce o yıl dünya nasıl olacak? Siz bir şirkete iş başvurusu yaptığınızda sizden ne isteyecekler? Acaba diplomanızı verdiğinizde altındaki cv’nizde ne isteyecekler? Hangi becerilere sahip olursanız avantajlı olursunuz. İşte bütün bunları düşünün ve üniversite öğrenciliğinizi buna göre şekillendirin. Unutmayın ki üniversite hayatı çok keyiflidir, onu da en iyi şekilde yaşayın.

***

Birçok üniversitenin bunları size sunacağını düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Aslında bunları üniversiteleri tercih ederken sormalıydınız ve bu yıl sorduğunuza inanıyorum ki size gösterilen büyük binalara, kampüslere ve süslü söylemlere değil, sizi geleceğe hazırlayacak üniversitelere gittiniz. Ama bazılarınız eminim sormadınız. Şimdi bulduğunuza razı olacaksınız. İşte bu yüzden daha başlarken sizin önünüze geçen bir sürü rakibiniz var. Bu rakiplerinize sunulan avantajları telafi etmek de sizin göreviniz artık.

Unutmayın gençler, ülkemizde varolan 170 üniversitenin birçoğunun bu kavramlar gündeminde maalesef yok. Bu yüzden birçok üniversite ve oradaki sistemler değil, siz kendinizi geleceğe hazırlayacaksınız. Siz siz olun bu tür kurumlara “önümden çekil” demekten sakın imtina etmeyin. Olmuyorsa yatay geçiş yapın.

YORUMLAR (2)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
2 Yorum