Yeni sistemin ilk günü

Siyaset’ aslında sevimli bir kelime. Hele, kelimenin kökeninin ‘at terbiye etme sanatı’ olduğunu düşündüğünüzde.

Evet, evet, bildiğiniz seyislik.

Arapça kelimelerin hikayeleri bazen insanı heyecanlandıracak kadar güzel oluyor.

Atı terbiye etmek, onu kontrol altında tutmak, ona dediğini yaptırtabilmek, kızdığı zaman yatıştırmak, sakinleştirmek, lüzumu halinde ona binip koşturmak, lüzumu halinde dizginlerini çekip durdurmak...

Bunlar hep bir kabiliyet, bir sezgi, bir incelik gerektiriyor.

Dikkat ederseniz, ‘seyislik’in içinde, atı yönetilmeye alıştırmak da var.

Eh, doğal olarak, aynı anlam, siyasette de var.

Görüyorsunuz, kelime güzel.

Bir kelimeye bakacaksın, bir hayattaki yansımasına...

Siyasetin hayattaki yansıması, kelimenin kendisi kadar sevimli gelmiyor bana.

Çünkü siyasetin, bir ‘ilkesellik’, bir ‘ahlakilik’ içermesi gerektiği düşüncesine pek itibar edilmiyor.

‘İlke’ ve ‘ahlak’ ihtiyaç halinde kullanılıyor. İhtiyaç bittiğinde göz önünden kaldırılıyor.

Tamamen imha edilmiyor. Çünkü yeniden lazım olabilir.

Böyle bir şeyin, içine girmemek daha iyi.

Seyredeceksin.

İbret alacaksın.

Artık, aldığın ibreti ne yapacaksan!

Siyasetin içinde ‘atı yönetilmeye alıştırmak’ de var demiştik.

Biz, uzun süredir, değişik bir ‘yönetilme’ tarzına ‘alışma’ sürecinden geçiyoruz.

Mutlaka bu sürecin, hem yönetenler, hem yönetilenler açısından sancıları olacak.

Oluyor zaten.

Her gün, ‘siyaset’in yeni bir veçhesini tecrübe ediyoruz.

Bazı şeyleri yadırgıyoruz.

Nereye gitti kuvvetler ayrılığı?

Biz onsuz ne yaparız?

Böyle kaygılar yaşıyoruz.

Mesela, bugünden itibaren başbakan yok.

Bugünden itibaren güvenoyu yok.

Meclis, yeni işlevini, yeni vazifesini, bugünden itibaren tecrübe etmeye başlayacak.

Bakanların çoğu dışarıdan atanacak.

İçeriden, yani Meclis’ten atanan olursa, onların da Meclis’le irtibatı kesilecek.

Bu da hem bakanlar için, hem bizim için yeni bir tecrübe.

Yeni sistem, ‘koalisyon’ kavramını ortadan kaldırıyordu.

Fakat, meclis aritmetiği, adı koalisyon olmayan bir koalisyon çeşidini zaruri kıldı.

Bunların hepsine, kimimiz yavaş yavaş, kimimiz çabucak intibak ediyoruz.

Bugün, en ziyade merak edilen ‘yeni tecrübe’ bakanlarla ilgili.

Eski bakanlar ne olacak? Vekil olanlar ve olmayanlar?

Mesela, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, yeni kabinede yer alacak mı?

Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ bakan olur mu?

Enerji Bakanı Berat Albayrak görevine devam eder mi?

AB Bakanı Ömer Çelik’in vekil olmaması, bakan olmasına mı alamet?

Dışarıdan hangi bakanlar gelecek? Bürokrasiden, iş aleminden, akademik dünyadan... Belki ‘Külliye’den.

Ya ekonomi yönetimi nasıl şekillenecek?

Mehmet Şimşek girer mi kabineye?

Türkiye, seçimden önce alametleri beliren ekonomik sıkıntıları nasıl bir yöntemle aşmayı deneyecek?

‘Acı reçete’yle mi, ‘tatlı reçete’yle mi.

Dışişleri Bakanı değişir mi değişmez mi?

‘Cumhur İttifakı’nın unsurlarına yer verilecek mi Bakanlar Kurulu’nda?

Mesela MHP, bir şekilde temsil edilecek mi?

Cumhurbaşkanı Yardımcıları kimler olacak?

‘Ler’ diyorum ama, belki de bir tane Cumhurbaşkanı Yardımcısı atanacak.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yapacağı tercihler, yeni sistemin bundan sonraki gidişatı konusunda en önemli ipuçlarını oluşturacak.

Bakanlık hesabı yapanların ve yapmayanların merakları bugün giderilecek.

‘Siyaset’ neyi gerektiriyorsa, o vaki olacak.

İyi şeyler temenni edelim, iyi şeyler olsun.

YORUMLAR (3)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
3 Yorum