TESS ile yeni dünyalar keşfetmek

NASA geçen hafta Geçiş Yapan Öte Gezegen Ölçme Uydusu TESS’i (Transiting Exoplanet Survey Satellite) SpaceX şirketinin Falcon 9 roketiyle uzaya fırlattı ve hedeflenen yörüngesine yerleştirdi.

18-04/29/ekran-resmi-2018-04-29-223629.png

Bir gezegen yıldız ve gözlemci arasından doğrudan geçtiğinde, yıldızın ışığını ölçülebilir bir miktarda azaltır. Bunu bir Güneş tutulmasına benzetebiliriz. Ay güneşin önünden geçtiğinde ışığını engeller ve hava kararır. Transit yöntem denilen bu teknikle ötegezegenleri (exoplanet) keşfedebiliriz. Bir gezegen, bir gözlemci ile yörüngesindeki yıldız arasında doğrudan geçtiğinde, o yıldızın ışığını engeller. Yıldızın ışığındaki bu kısa değişiklik, bizim uzak bir yıldızın etrafında bir dışsal gezegenin varlığını anlamamız için yeterlidir. Bir transitin büyüklüğü ve uzunluğu bize o gezegen hakkında çok şey anlatabilir. Büyük gezegenler daha fazla ışığı engeller, böylece daha derin ışık eğrileri oluştururlar. Ayrıca, bir transit olayı ne kadar uzun sürerse, o gezegenin yıldızdan o kadar uzak olduğunu, ne kadar kısa sürerse de ne kadar yakın olduğunu anlarız.

***

Transit yöntemi sadece öte gezegenleri bulmak için kullanışlı değildir, aynı zamanda bir gezegenin atmosferinin hangi gazlardan oluştuğu ve sıcaklığı hakkında da bilgi verebilir. Bir öte gezegen yıldızının önüne geçtiğinde, yıldız ışığının bir kısmı atmosferinden geçer. Bilim insanları, kompozisyonu hakkında değerli ipuçları elde etmek için bu ışığın renklerini analiz edebilir. Bu yöntemi kullanarak, diğer gezegenlerde metandan su buharına kadar her şeyi bulabiliriz.

Transit yöntemi, öte gezegenler keşfetme konusunda olağanüstü başarılı olmuştur. 2009-2018 yılları arasında geçiş yöntemini kullanarak gezegenler için avlanan NASA’nın Kepler Uzay teleskobu, binlerce olası öte gezegen keşfetti ve gökbilimcilere galaksideki dışsal gezegenlerin dağılımı hakkında değerli bilgiler verdi.

Fakat Kepler Uzay teleskobunun yakıtı bitmek üzere. Bu durum bize yeni ve daha gelişmiş bir öte gezegen avcısı ihtiyacı doğuruyordu. NASA, Massachusetts Teknoloji Enstitüsü ile beraber tasarladığı TESS’i nihayet tamamlayıp geçen hafta uzaya gönderdi. Artık haberlerde başka yıldızların yörüngesinde dolanan yeni dünyalar keşfedildiğini daha sıklıkla duyacağız. Çünkü TESS, Kepler’e göre çok daha gelişmiş özelliklere sahip ve daha önceden belirlenen 200 bin parlak yıldızı inceleyecek ve parlak yıldızın ışığında azalma olduğunda yeni bir gezegen keşfini bize haber edecek ve atmosferini inceleyip hayata elverişli olup olmadığını anlayacak.

Bu olay bana Giordano Bruno’yu hatırlatıyor. Çünkü Giordano Bruno ilk defa Güneş’ten başka yıldızların etrafında başka dünyaların da var olduğunu iddia etmiş ve bu görüşünü değiştirmediği için Roma’da diri diri yakılmıştı.

***

Giordano Bruno 1548 yılında İtalya’nin Naples şehrinde doğdu. Gerçek ismi Filippo idi. Rahip olunca Giordano ismini aldı. Bruno inanılmaz bir hafızaya sahipti. Duyduğu bir şeyi asla unutmuyordu. Evrenin sırlarına çok meraklıydı. Bu merakıyla, kilisenin depolarında saklanan yasaklanmış kitapları okumaya cesaret etti ve okurken yakalanıp rahiplikten atıldı.

O kitaplardan birinde, ‘tanrının sadece bu dünyayı yaratacak kadar küçük olamayacağı ve onun yaratmasının bu kadarla sınırlı kalamayacağı, dolayısıyla başka güneşlerin, yıldızların ve dünyaların da olabileceği’ yazılıydı.

Bir gece Bruno kitaplarda yazılanları düşünürken uykuya daldı. Rüyasında yıldızların ötesine yolculuk yaptı, yıldızlar alemini gezdi ve hepsinin ayrı ayrı güneşler olduğunu ve yörüngelerinde dönen gezegenler bulunduğunu, hatta bu gezegenlerin bazılarında hayat olduğunu gördü.

***

Bu görüşü tabi ki İtalya’da kabul görmedi. Şansını İngiltere’de denedi. Orada da şansı yaver gitmedi. Üniversiteden kovuldu. Bunun üzerine İtalya’ya geri dönen Bruno, Engisizyon Mahkemeleri tarafından tutuklanıp 8 yıl hapse mahkum edildi. Hapiste değişik işkencelere tabi tutulan Bruno’ya tövbe edip söylediklerinden vazgeçmesi söylendiyse de, görüşlerinden vazgeçmediği için 17 Şubat 1600 tarihinde kazığa bağlanıp diri diri yakılarak öldürüldü. İşin ilginç tarafı ise Bruno’nun haklı olduğu NASA’nın uzaya gönderdiği Kepler teleskobu tarafından 400 yıl sonra ortaya çıkarıldı. Geçen hafta uzaya gönderilen TESS ile de yeni dünyalar bulmaya devam edeceğiz.

NASA’nın kaylule araştırması

Amerika’da bir öğleden sonra bazı şirketlere veya devlet dairelerine işiniz düşerse çalışanların şekerleme yaptıklarını, yani uyuduklarını görebilirsiniz. Bunlara Facebook, Google, Uber, Nike, Huffington Post gibi şirketler de dahil. Bilimsel araştırmaları dikkate alan şirketler yavaş yavaş çalışanlarının gün içerisinde 26 dakika şekerleme yapmalarına izin veriyorlar ve şekerleme odaları kuruyorlar. Çünkü bilimsel araştırmalar gösteriyor ki haftada en az 3 kez kaylule yapmak kalp hastalıklarında ölüm riskini yüzde 37 azaltıyor, kan basıncını düşürüyor, öğrenmeyi ve dikkati artırıyor. Gündüz uykusu, çalışanlara hem psikolojik hem de profesyonel olarak büyük avantajlar sağlıyor.

18-04/29/ekran-resmi-2018-04-29-223747.png

NASA tarafından yapılan araştırmalar 26 dakikalık bir kestirmenin astronotların performansını yüzde 34 ve ayrıntılara dikkat etme oranını da yüzde 54 artırdığını gösterdi.

Öğrenciler için vazgeçilmez bir güzellik olan şekerleme, kaylule, kestirme ve gündüz uykusu gibi isimler alır. Uzun süre ders çalışmak bir müddet sonra beynin yorulmasına sebep olur ve artık kafa bir şey almamaya başlar. Bunun çaresi ise kısa bir şekerlemedir.

***

Berkeley Üniversitesi tarafından yapılan bir araştırma, öğleden sonra şekerleme yapmanın beynin öğrenme kapasitesi üzerinde büyük bir etkisi olduğunu buldu. Bu kısa uykular beyninizin kısa süreli belleğini temizlemenize yarıyor ve yeni bilgileri öğrenmeyi ve saklamayı kolaylaştırıyor. Şekerleme rahatlamanın ve stresi azaltmanın da en kolay yolu. Basitçe söylemek gerekirse, bilim, şekerlemenin daha önce inanıldığından çok daha aktif bir işlevi olduğunu söylüyor. Şekerleme yaptığınız zaman zihninizin dış dünyanızda gördüğünüz, duyduğunuz ve hissettiğiniz şeylerle etkileşimi kapatıyorsunuz. Sonuç olarak, beyninize öğrenilen her şeyi organize etme ve sindirme fırsatı verirsiniz. Kaylule yapmanın en güzel zamanı bilim insanları tarafından yapılan araştırmalara göre öğleden sonra 13:00 ile 15:00 arası.

YORUMLAR (1)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
1 Yorum