15 ayın gizemi

Darbe girişiminin üzerinden yaklaşık 15 ay geçti. Bu sürede devlet olarak neler yaptığımızı biliyoruz. Bunları tekrar etmek şu an için zaman kaybı olacak. Peki FETÖ bu geçen sürede ne yaptı ve bundan sonra ne yapmayı düşünüyor? Sanırım acil olarak bunu yazmanın zamanı geldi.

***

Öncelikle terör örgütü darbenin başarısız olması nedeniyle uğradığı ilk şoku atlatır atlatmaz Türkiye dışındaki yapılanmaları vasıtasıyla bunun kontrollü bir darbe olduğu tezini gündeme taşımaya başladı.

Yurtdışında kurduğu önemli merkezlerde beyin takımını toplayarak bu konularda raporlar hazırlatmaya başladı. Bu arada yurt içinde hususi olarak nitelendirilen kayıtlara tabi olmayan örgüt mensupları üzerinden de Türk kamuoyunu etkilemeye çalıştılar.

Ardından darbecilerin itirafçı olmalarını engellemek adına açıkcası en organize çalışmayı başlattılar. Bunu da herkesin gözünün içine baka baka yaptılar.

Kendi elemanlarına deşifre olmamışlar ise diğer STK ve siyasi partilere ayrıca dini yapıların içine karışmaları talimatlarını verdiler. Özellikle yapılabiliyorsa iktidara yakın yerlerin seçilmesini önerdiler.

Örgüt mensuplarına sosyal medya dahil olmak üzere farklı bir kimlik üzerinden propaganda yapmaları tavsiye edildi. Bu kimlik değişimini ad ve soyad olarak anlamayın, fikir, ideoloji, etnik ve mezhepsel kimlik olarak algılayın.

15 Temmuz sonrasında açılan hesapların niteliğine baktığınızda bunu net olarak sizler de görebilirsiniz.

Yine bu dönemde 15 Temmuz direnişini yıpratmak adına o günün öne çıkan kişileri üzerinden yıpratma politikalarını başladılar. İsimleri seçtiler ve uzun ama yorucu bir çalışmaya başladılar.

Şehitlerin arkasından iftiralarda bulundular, yaşayanları da bir şekilde kamuoyu önünde küçük düşürmek için uğraştılar. Ayrıca bu kişileri siyaset için potansiyel bir tehlike gibi göstermeye çalıştılar. Buradaki asıl amaçları FETÖ ile mücadele eden ekipler üzerinde baskı oluşturmaktı.

Önemli görev değişikliklerinde bunu el altından servis etmeye başladılar. Kulaklara “Bak yapanların bir değeri yok. Seni de harcarlar” diye fısıldadılar. Neyse ki görev yapanlar vatan sevdalısı insanlar bu sözleri söyleyenlere “Devlet ne görev verirse başım üzerine” deyip ağızlarının payını verdi. Ama şu bir gerçek ki FETÖ savunmada kalmak yerine saldırıyı seçmiş gibi gözüküyor. Siyasi atmosferin ve görev değişimlerinin etkisiyle daha organize gelecekler. Bunu da seçimler yaklaştığı için partiler üzerinden yapacaklar.

Ferhat Ünlü daha önceki yazısında devletin dinlemelerle ilgili biriminden 300 trilyon belgeye sığacak dinleme kaydının buharlaştırıldığını yazmıştı. İşte bu ve buna benzer belgeleri şimdi ‘kopyala yapıştır’ ile profesyonel bir şekilde bir araya getirmeye çalışıyorlar.

Bunun için kaynak ve insan ayırmış durumdalar.

İkinci hamleleri ise tekrar siyaseti hususiler üzerinden dizayn etme girişimleri olacak. Bunu da geçmiş tecrübelerinden yararlanarak yapacaklar.

Örgüt uzun bir müddet su yüzüne çıkmayı düşünmüyor ve kendi kimliği üzerinden politika yapmayı planlamıyor. Deşifre olanlar ise örgütün bu işlerle ilişkisi olmadığını kanıtlamak için sahaya salmış durumdalar. Onlar örgütün propagandasını serbestçe yapabiliyorlar. (bunu da hâlâ anlamış değilim) Örgüt yeni eleman kazanmak için üniversite öğrencilerini hedef olarak seçmiş. Yaşı daha küçük olanlar için zaman kaybetmek istemiyorlar. Onları da farklı kimlikler üzerinden ayrı ayrı yapılandırmaya çalışıyorlar.

Kendi örgütleri için eleman seçerken ayrı bir sınav sistemi yaratıp teste tabi tutuyorlar. Üniversite sınavına girer gibi kendi ‘gaygubet evlerine’ giriş sınavı düzenliyorlar.

Açıkçası yargı, polis ve asker içinde bir miktarda olsa hususi örgüt mensubu hâlâ var. Bunlar işlerini uygun kılıflar altında sürdürüyorlar. On işin dokuzunu iyi yapıp bir işle örgüte yardım edebiliyorlar.

***

Başından beri söylediğim gibi darbenin yargılanması en kolay bölümü, asıl zor olan bukalemun olan örgüt mensuplarının yargılanması.

Hergün yüzlerce belge ve şikayet bizlere kadar geliyor. Organize olarak bir faaliyet sürdürüyorlar.

Bu adamların tuzağına düşmek istemiyorsanız kayıtdışı evraklar konusunda dikkatli olun. Çünkü bu ekip sahte evrak hazırlamada bir numara.

Nedim Şener’in söylediği gibi “Her yalanı almaya hazır bir alıcı kitle Türkiye’de var”

Peki bugün satın aldığınız yalanın sahibi 250 kişinin katili ise bile bile almaya devam mı edeceksiniz?

Ediyorsanız Allah size hem akıl hem de vicdan versin.

YORUMLAR (23)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
23 Yorum