15 Temmuz’dan aklımda kalan komutanlar

15 Temmuz’un üzerinden yaklaşık 23 ay geçti. Zaman aktıkça bazı ayrıntılar aklımızdan çıkmaya başladı. Bunu insanca bir refleks olarak görebiliriz. Ama o gecenin şehitlerini ve gazilerini unutursak işte o zaman kaybedenlerden oluruz.

Ayrıca o gece bir şekilde FETÖ’cü darbecilerin suikast girişimlerinden kurtulan bazı önemli isimlerin yaptıklarını da unutursak yine bence kaybedenlerden oluruz.

Birçok isimsiz kahramanın içinden o gece TSK’lerde öne çıkanlar;

Birinci Ordu’nun eski komutanı Org. Ümit Dündar, şu anki Jandarma Komutanı Org. Arif Çetin ve 2. Ordu Komutanı Korgeneral İsmail Metin Temel, dönemin Özel kuvvetler Komutanı Korgeneral Zekai Aksakallı paşadır. (ismini yazamadıklarımdan şimdiden özür diliyorum)

***

Bu isimler 15 Temmuz darbe girişimi ve öncesinde ülkeye hizmetlerini zaman mekan ve unvan beklemeden icra etmiş gözüpek insanlardır. İster darbe girişimi öncesi olsun isterse sonrasında PKK, DAEŞ ve FETÖ militanlarının hepsi suikast girişimlerine maruz kalmışlardır. Asla bu girişimlerden korkmamış ve siyaset dışında kalmışlardır.

TBMM ve onun hükümetine ayrıca Türk toplumuna sadık kalmışlardır. Kahramanlık gibi popüler bir ünvanı görmezden gelip işleriyle uğraşmışlardır.

15 Temmuz sonrasında bu isimlerle ilgili olarak terör örgütleri tarafından toplum nezdinde itibarsızlaştırmak için uğraşılmış, haklarında onlarca asılsız ihbar yapılmış ve uluslararası rapor hazırlanmıştır.

Sosyal medya ve diğer yayın organları üzerinden saldırıya uğramışlardır. Bu saldırıları ‘doğru yolda gidiyoruz’ diye madalya kabul edip ilerlemişlerdir. Kendilerine sunulan medyatik olma fırsatlarını hep görmezden gelmişlerdir.

Ama maalesef Zekai paşayı görev değişikliği sırasında bir şekilde siyasi mülazaların içine soktuk şimdi de İsmail Metin Temel paşayı bu çekişmenin bir parçası yapıyoruz.

Son yıllarda yapılan operasyonlara bakın ve kaç ismi sayabildiğinizi bir düşünün. İşte az miktarda sayabildiğiniz o isimleri istemedikleri bir yerde yıpratıyoruz. Çünkü o alan onların hiç bilmedikleri bir yer. Onlar yalnızca askerler ve gözünün içine bakarak mücadele etmeyi biliyorlar.

Cumhurbaşkanı adayı Sayın Muharrem İnce, konuşmalarınız içinde sıklıkla ülke sevdasından, vatana hizmetten, demokrasiden ve hukuktan bahsetiyorsunuz.

Eğer bu sözlerinizde samimi iseniz bir kişinin önce safahatine bakar ve onun kişiliğini anlamaya çalışırsınız. Bu kişi kimdir diye çevrenizde bulunan asker kökenli danışmanlarınıza sorardınız. Bu hukuğun gereğidir. Çünkü bazı kişilere bu tip yakıştırmalar yakışmaz.

İkincisi yaşanan olayı, gerçekten siyasal bir aktivite mi diye araştırırdım. Çünkü bu araştırma birçok şeyi değiştirebilirdi.

Üçüncüsü ‘Şu görüntüleri bir inceleyin gerçekten ne olmuş?’ diye danışmanlarınıza soru yöneltirdim. Çünkü tebessüm edilen konunun sizinle ilgisi olmadığını fark ederdiniz.

Dördüncüsü hukuki olarak apolet sökme eylemini bir cumhurbaşkanı yapabilir mi sorardım.

Beşincisi daha sırtındaki ter kurumadan Kandil cephesine giden bir komutanı siyasetin merkezine çekmezdim.

Seçimi kazanırsanız kiminle çalışıp çalışmayacağınıza tabii ki karar verebilirsiniz. Ama rütbeleri sökmeye önce hukuk sonra da milletin vicdanı karar verir.

Eğer sözlerinizde samimi iseniz şu söylediklerimi düşünür araştırır ve gereğini yapardım. Gereği sizin vicdanınıza kalmış.

Bugün bu söylemi yalnızca bir CHP adayına yönelik olarak dile getirmiyorum. Geçmişte bütün kumpas davalarında dönemin siyasetçilerine de aynı uyarıları yaptığım için şimdi de rahatça söyleyebiliyorum.

Zor bir dönemden geçiyoruz bu dönemi atlamamızın yegane yolu demokrasi, hukuk sistemi ve siyasetin ufuk koyma becerisidir. Seçimi vaatler üzerinden götürelim yıkma ve yıpratma üzerinden değil.

YORUMLAR (44)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
44 Yorum