Altın’ın altın çağı

Geçtiğimiz yıl haziran ayında ABD’nin Texas eyaleti bir karar aldı. Buna göre, eyalet olarak kendi altın ve gümüş rezervlerini kendileri saklayacakları bir kurum oluşturdular. ABD Merkez bankası ve benzer federal kurumların uhdesinde olan ve onlar tarafından korunan Texas’ın kendi altın ve gümüş rezervleri eyalete geri getirilecekti.

Bu adım yeni değildi. 2013 yılında önce Utah sonra da Oklohoma eyaletleri altın ve gümüşü eyalet sınırları içerisinde ödeme aracı olarak kabul etmişlerdi. Bu madenler üzerindeki vergiler kaldırılmıştı.

Böyle bir kararın sebebi ABD federal kurumlarına ve ABD merkez bankası FED’e olan derin bir güvensizlik miydi? Yoksa başka nedenler de mi vardı? Niçin birdenbire altın ve gümüşle ilgili kararlar alınmaya başlandı?

Altının, kâğıt paraya karşı bir tür sigorta olarak görülmesi aslında yeni bir şey değildir. Her zaman için altın bir yatırım hem de bir saklama aracı olarak kullanılmıştır. Ancak son birkaç yılda net bir şekilde gözlenen bir altın ve gümüşe yönelme var.

Bildiğiniz gibi ABD doları dünyada halen rezerv para konumunda. Bu yüzden ABD Merkez Bankası FED -ki kendisi bir özel bankadır- doları karşılıksız basabiliyor. Bu rezerv para konumunu dolara sağlayan ise petrolün ya da genelinde enerjinin dünyada dolarla satılması. Petro-dolar tabiri de buradan gelir.

Ancak özellikle sanal paraların çıkması, hatta bunların İsveç’te olduğu gibi devlet tarafından üretilmesi bu rezerv para durumunu biraz zorlamaya başladı. Çin’in bir enerji borsası kurmasını ve petrolü yuan-altın karşılığında alıp satabilirsiniz demesini de bunun üzerine ekleyelim. Türkiye, Rusya, Çin, Hindistan ve bir çok ülke aralarındaki ticareti kendi para birimleri ile yapmayı ilke olarak kabul ettiler. Bunun da zorlukları var ama konuşulmaya başlaması bile bizce ciddi bir adımdır.

Dünya’da şu anki mevcut parasal düzenin değişmesi ve bunun artık iyice yaklaşan bir para krizi ile tetiklenmesi ihtimali giderek artıyor. Siyasi gerilim ise zaten had safhada. Dolayısıyla yukarıda ABD’den verdiğimiz örneklere sadece siyasi açıdan bakmamak lazım. Dolar, Euro vb. para birimlerinin değeri ve geleceklerine dair belirsizlikleri de hesaba katmak yerinde olacaktır. Bir yazımızda bahsettiğimiz nakitsiz toplum planlarını ve bunu yakında hayata geçirecek İskandinav ülkelerini hatırlayalım.

Bütün bu etmenlerden ötürü altın ve gümüşün güvenli liman olması vasfı tekrar öne çıkmaya başladı. Binlerce yıldır gezenimizin en kabul görmüş varlığı olan bu metaller önümüzdeki on yılların yine gözdesi olacaklar.

Kaldı ki altın fiziksel olarak da çok güvenli bir araçtır. Yanma, suda erime, yırtılma, üzerine çıkmaz bir boya, mürekkep dökülmesi gibi riskleri yoktur. Kasıtlı olarak yüksek ısıda eritilmediği sürece diğer metallerle karışmaz. Toprağa gömerek bile saklanabilir.

Altın, gümüş gibi metallerin kalıcılığına dair hep şu örnek verilir: Eski Mısır’da piramit inşaatında çalışan bir mimara maaş olarak ödenen altın bugün halen tedavüldedir. Belki birisinin kolyesinde, belki bir müzede ama halen mevcuttur ve değerini çok daha artmış olarak muhafaza etmektedir.

Bunu kâğıt para için söylemek mümkün değildir. Bugün cebinizdeki kâğıt parayı bir yerlere saklayın. Yirmi sene sonra tekrar kullanmaya kalksanız tedavülden kaldırılmış olduğunu; hiç olmadı enflasyonla değerinin kuşa döndüğünü görürsünüz. Bu yüzdendir ki Voltaire “her kâğıt para sonunda gerçek değeri olan sıfıra gelir” demiştir. FED’in kurulduğu 1913 yılından bu yana dünyadaki her önde gelen para birimi altına karşı değer kaybetmiştir. Burada kritik nokta kâğıt paranın pekâlâ karşılıksız da basılabilmesidir.

Hiç kuşkusuz sadece altına dayalı bir ekonomik sistem de mümkün değil. Zira altının dünyadaki rezervi hem toprak altı hem de üstü, bellidir. Üretimi, arzı sınırlıdır. Ayrıca taşıma, saklanma gibi külfetleri de vardır. Ayarı, dolayısıyla değeri, içine bakır katılmakla azaltılabilir. Zamanında Roma imparatorluğu bu yöntemi çok kullanmıştır.

Ancak olası bir krizde para basılarak krizin atlatılması gibi durumda -ki bu tarihte çok yapılmıştır- insanların birikimlerinin hızlıca azalması ve değersizleşmesi kaçınılmaz olacaktır. Altın ya da belli bir değerli metal karşılığı basılmadığı sürece elinizdeki para her an değerini kaybetme riski olan bir kâğıt parçasıdır.

Dileriz ki yaklaştığı hissedilen kriz hiç olmaz ya da kolay atlatılabilir bir kriz olur. Aksi halde kapitalist dünyayı ve o dünyada yaşayan insanları çok zor günler bekliyor. Ancak öyle ya da böyle altının altın çağının başladığını söyleyebiliriz.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.