TBMM Türkiye-Filistin Parlamentolararası Dostluk Grubu Başkanı Hasan Turan, “İsrail zulmü altında yıllardır ezilen Filistin’in gözyaşları artık dinmelidir” dedi
TBMM Türkiye-Filistin Parlamentolararası Dostluk Grubu Başkanı ve TBMM İdare Amiri Hasan Turan 29 Kasım Filistin Halkıyla Dayanışma Günü nedeniyle bir açıklama yaptı.Turan, “Filistin Devleti artık BM tarafından tam üye olarak tanınmalıdır. Filistinlilerde dünyadaki bütün milletler gibi özgür, bağımsız bir ülke olarak kabul edilmelidir. İsrail zulmü altında yıllardır ezilen Filistin’in gözyaşları artık dinmelidir. İsrail’in Filistin halkına ve parlamenterlere karşı giriştiği saldırgan tutumlarda son bulmalıdır” diye konuştu.“BM’de Filistin’e tam üyelik verilmelidir”29 Kasım günü, Birleşmiş Milletler Genel Kurulunun, 29 Kasım 1977’deki oturumunda Filistin Halkıyla Uluslararası Dayanışma Günü olarak ilan edildiğini hatırlatan Turan, “Tüm dünyadaki mazlum milletlerin sembolü olan Filistinli kardeşlerimizin Dayanışma Gününün özgürlük ve egemenliklerine vesile olmasını diliyorum.Birleşmiş Milletlerin, mazlum Filistin halkına destek olunması amacıyla aldığı bu karar, ne yazık ki, kâğıt üzerinde kalmıştır. Bu durum, hem Birleşmiş Milletlerin itibarını zedelemiş hem de zalim İsrail’e cesaret vermiştir” şeklinde konuştu.“İsrail yıllardır bölgede bir çıbanbaşı gibi her türlü kaosa, şiddete ve katliamlara yataklık yapmaktadır. Temel insan hak ve özgürlüklerini kısıtlamaya, çocuk-kadın demeden masum sivilleri hedef almaya devam etmektedir” diye Turan, “İsrail’i bu derece pervasız ve acımasız saldırılara, katliamlara iten güç, kuşkusuz ABD’nin önderliğinde Batılı ülkelerin hamiliği ve BM’nin yaptırım gücü olmayan cılız kararlar almasıdır. Osmanlının bölgeden çekilmesinin ardından Müslüman coğrafyalarını Skyes Picot ve Balfour Deklarasyonu gibi hain planlarla birbirinden ayıran, bölgelerin içini boşaltıp, önce tedhiş örgütlerini yerleştiren, ardından Yahudi yerleşim yerleri oluşturan politikalar çatışmaların, adaletsizliklerin ve İsrail zulümlerinin temellerini atmıştır” ifadelerini kullandı.Turan açıklamasını şu şekilde sürdürdü:“İsrail’i bölgeye oldu bitti ile yerleştiren Siyonist irade, elindeki küresel medya gücüyle yaptığı zulümlerin seslendirilmesini gellemekte, dünya medyasını da adeta Hagana Medyası gibi kullanmaktadır.İsrail hiçbir uluslararası kararı ve hukuku tanımayarak Birleşmiş Milletlerin ilke ve fonksiyonlarının zaafa uğratmakta, saldırganlığı ile de dünya barışı için açık bir tehdit oluşturmaktadır.Türkiye olarak, Filistin halkıyla geçmişte olduğu gibi, bugün de tarihî ve kültürel bağlarımızın yanında insani sorumluluk duygusu içinde Meclisimizle, Hükümetimizle, sivil toplum örgütümüzle, topyekûn bir dayanışma içindeyiz.Kudüs ve Mescid-i Aksa Kırmızı çizgimizdir diyerek ülkemizin ve milletimizin duruşunu net olarak ortaya koyan ve uluslararası platformlarda haklı Filistin Davasına sahip çıkan Sayın Cumhurbaşkanımızın öncülüğünde Türkiye, mazlumlara ve mağdurlara umut olmaktadır. Bu bizim için bir onur kaynağıdır.Türkiye; bu yolda tek başına kalsa da zalimin zulmüne asla rıza göstermeyecektir. Çünkü zulme sessiz kalmak, zulmü onaylamaktır.Batılı ülkelerin dün İngiltere, bugün de ABD güdümünde ortaya koydukları bütün çözüm önerileri Filistin halkının ortadan kaldırılmasına hizmet etmektedir. ABD’nin yüzyılın anlaşması diye cilalayıp, henüz resmi olarak dünya kamuoyuna açıkla(ya)madığı metin bir anlaşma değil yüzyılın ihanetidir.Eğer bölgede ve dünyada barış ve huzur isteniyorsa ilk olarak İsrail işgal ettiği toprakları terketmeli, Filistin Devleti tam olarak tanınmalı, Birleşmiş Milletler’de ‘üye olmayan gözlemci devlet’ statüsünden ‘tam üye’ statüsüne geçirilmelidir. Yıllardır yaşanan zulüm ve şiddetin mağduru olan Filistin Halkı da uluslararası arenada kendi kendini temsil edebilmelidir.Bu vesile ile tekrar Filistin Halkının Dayanışma gününü kutluyor, tüm dünya halklarına barış ve huzur dolu bir gelecek diliyorum”
ANKARA/İHA
