Ankara’nın şiirli zamanları

20-01/12/10.jpgNecip Tosun, Ali Sali, Yusuf Ziya Cömert, Hüseyin Bektaş ve Üzeyir Sali

zeldi bizim Ankara’daki evlerimiz.

Geçenlerde Necip Tosun’un sayfasında gördüm. Bizim Demetevler’de, 8. Cadde’deki apartmanın 9. katındaki balkonundan bir resim. Necip altına birkaç cümle yazıp paylaşmış.

Küçücük balkonda Necip, Üzeyir, Ali, Hüseyin ve ben. Tarih de düşmüş. 8 Temmuz 1983.

Üzeyir’le Ali’nin soyadı Sali. Amcaçocukları. İkisi de Karyağmazlı. Hüseyin (soyadı Bektaş) Karyağmaz’dan değil, Dursunbey İstasyon Mahallesi’nden.

(Hüseyin’in şiirlerindeki trenler ve istasyonlar Dursunbey’deki istasyonun uzantılarıdır.)

Cemal Şakar niye yok ki resimde? Belki okula gitti. Ya da Zafer Çarşısına.

“Balkon da balkonmuş diyesi geliyor insanın” diye eklemiş Necip Tosun.

Birkaç gün önce kargoyla Hüseyin Bektaş’ın ilk kitabı geldi. Balıkesir’den göndermiş.

Kitabın adı “Geç Gelen Hüzün.”

Ben, “Geç gelen kitap” diye de okurum bunu.

Çünkü biliyorum, hüzün çok erken gelmişti. Hatta şiir de...

Kitap geç geldi. 30-40 yıl geç.

Çıra Edebiyat’ın ve Şakir Kurtulmuş’un güzelliği.

Hüseyin, “Sevgili Ağabeyim ve Kardeşim Yusuf Ziya Cömert’e” diye imzalamış.

Hitabı hoşuma gitti. Ben birkaç yaş büyüğüm Hüseyin’den. Ve tabii ki kardeşiz biz, aynı evin çocukları gibi.

Bu evi Süleyman Özdil’le birlikte tutmuştuk. Üzeyir de vardı.

Hadi ilave edeyim. Ömer Özbay’ın delaletiyle tutmuştuk.

(Karıştırmayalım lütfen, ‘dalaleti’yle değil, ‘delaleti’yle.)

Hüseyin, zarif, narin bir çocuk.

Şiire ve aşka ne kadar yatkın.

“gel sevgilim. suzinak ağlasın, doymasın yokluğuna/senin. biz/ellerimiz taşlara değmişken ve/unuttuğumuz bir sıcaklıkla sevdalıyken yüreklerimiz/o eksik çiçekleri konuşabiliriz, burada gizli/bir köşede, sessizce”

İyi yapmış Hüseyin, tarih de eklemiş şiirlerin altına. 1984. Yani balkondaki fotoğraftan bir yıl sonra.

“sensiz ilk Ankaram bu benim: sevgilimiz gitti

sevgilimiz gitti; bir gün yıpranmış yağmurluğuyla tekrar gelecek

ardı sıra türkü söylemek de yok, bizim buralarda türküsüz büyür sevda

cep aynası taşımayabilirim artık, saçlarım ıslanmayacak”

Bizim evlerimiz gibi evler kalmış mıdır şimdi?

İnsanlar bizim kadar anlayabilir ve taşıyabilir mi birbirlerini?

Bu soruların cevabını alamayız artık.

Hüseyin, Dil Tarih’i bitirdikten sonra bir müddet muhabirlik de yaptı.

Sonra, bir çok Dursunbeyli gibi o da memleketine döndü.

Kulakları çınlasın, Ahmet Şirin, “Anlamıyorum bunları, gidecektiniz niye geldiniz” derdi, Ankara’da üniversite okuyup diplomayı alınca memleketlerine dönenler arkadaşlar için.

Hüseyin’in şiiriyle irtibatım koptu bir müddet. Sonra Kayıtlar’a gönderdi birkaç şiir. Sonra Yedi İklim’e.

Seyrek yazıyordu. Ben de iyi takip etmemişim.

Şimdi, ‘geç gelen kitap’ta gördüm içindeki şair yaşıyor Hüseyin Bektaş’ın.

Bakın, 2019 tarihli Mufassal Sevda:

“Kırgın bir hanımeli kokusu sokak başında

Ve müebbede hükümlü sevdalar yüreğimizde

Kanayan parmak uçlarımıza tuz basarcasına

Aşk bu titreyen mumun alevi”

‘Ankara Hatırası’nı nasıl olmuşsa, zamanında okumamışım.

Bizim bir karlı dağımızdı Ramazan Dikmen. Hüseyin Ramazan için yazmış.

“Ankara’da bir adam gördüm/Pardösüsünün yakasında kırgınlıklar”

Tamam işte, Ramazan Dikmen, bu mısralardaki adam!

“Çantasında yorgun hikayeler taşıyordu

Eteklerinden aşklar dökülen dervişe inat

Omuzlarında hasretleri ağırlığında acı

Kendini kıskanıyordu sanki kaldırımlardan

Bozlak türküler söyleyip

Damar arabesklerin içinden geçiyordu

Acıtarak kalbini şehrin”

Bozlaklardan emin değilim. Ama Muhayyer olur, Nihavend olur, Uşşak olur.

Sesi çok güzeldi rahmetli Ramazan’ın. Güzel Kur’an okurdu, güzel ilahi okurdu, güzel şarkı söylerdi.

“Damar arabeskler” elbette olur. Ve tabii ki kaldırımlar, acılar, yorgun hikayeler...

Hüseyin, sana teşekkür ediyorum.

Beni eski günlerin güzelliğine ve hüznüne götürdün.

Ben şimdi kendim, yavaş yavaş dönerim.

NOT: Cemal Şakar mesaj yolladı. Fotoğrafı Lupitel marka tepeden bakmalı fotoğraf makinesiyle Cemal çekmiş.

YORUMLAR (15)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
15 Yorum