Astronotlar geçidi ve uzay festivali

Geçen hafta Arizona Eyaleti’nin Tucson şehrinde Novaspace tarafından organize edilen dokuzuncu uzay festivaline davetliydim. Los Angeles’dan Tucson arabayla yaklaşık 10 saat sürüyor. Üstelik sıcak bir yaz günü arabayla gitmek çok uygun değil. Çünkü California – Arizona arasındaki çölden geçmek gerekiyor ve sıcaklık en az 43 derece. Eskilerin deyimiyle ‘yumurtayı koysan pişer.’ Hal böyle olunca uçakla gitmek daha mantıklı ve daha ucuz. Fakat ben yine de arabayla gitmeyi tercih ettim. Çünkü Arizona’nın girişinde, 10 otoyolunun kenarında, Quartzsite kasabasında çok özel biri var ve ben yıllardır fırsatım oldukça kendisini ziyaret ediyorum. Bu kişi ise bir Osmanlı askeri olan Hacı Ali. Eğer uçakla gitsem Hacı Ali’yi ziyaret etmem mümkün olmayacak.

18-07/08/ekran-resmi-2018-07-08-230425.png

Çölden geçerken yüzlerce arabanın lastiklerinin sıcaktan eriyip patladığını ve sürücülerin zor anlar yaşadıklarını gördüm. California – Arizona sınırında Hacı Ali’yi ziyaret ettkten sonra, önce Phoenix’e ardından Tucson’a ulaştım. Şehirler hayalet gibi. Dışarısı çok sıcak ve tek tük geçen arabalar dışında sokaklarda kimsecikler yok. O kadar sıcak ki dışarıda çocukların oynayacağı bir oyun parkı bile yok. Hayat alışveriş merkezlerinde ve evlerin içinde ya da klimalı arabalarda geçiyor.

Uzay festivalinin gerçekleştirildiği otel ise şehir dışında, şehir ışıklarından uzak bir noktada, dağların ve uzun çöl kaktüslerinin arasına inşa edilmiş. Teleskoplarlar ile gözlem yapmak ve gece gökyüzü fotoğrafları çekmek için ideal bir nokta.

Bu yıl dokuzuncusu düzenlenen ve NASA’nın Apollo, Gemini ve Uzay Mekiği misyonlarında görev almış astronotların katıldığı festivale giriş işlemlerinden sonra büyük bir salona yönlendirildim. NASA’nın üstün yetenek testlerini başarıyla geçip, defalarca uzaya, bazıları Ay’a gidip gelen 20 astronot kendilerine ayrılan özel masalarına oturmuşlar ve uzay maceralarını anlatıyorlar. Yanlarına ise gözüaçık, ‘cin’ gibi bayanlar asistan olarak verilmiş. Önlerinde kablosuz kredi kartı makinaları. Her astronotun farklı bir tarifesi var. En çok imza istenen astronot imza başına 300 dolar iken, 20 astronotun ortalaması 75 dolar. Bu astronotların çoğu uzay maceralarını anlattıkları birer kitap yazmışlar. Kitaplara imza yanında bir cümle de ekletmek isterseniz kelime başına 10 dolar daha ödemeniz gerekiyor. 20 astronotun tamamını gezip, hepsinden imza almak bir kaç bin doları buluyor. Ancak beraber fotoğraf çektirmek bedava. Astronomi derslerinde sürekli kendilerini ve bilim adına yaptıklarını anlattığımız bu insanlarla karşılaşmak ve hele Ay’a inen astronotlarla sohbet edip neler hissettiklerini dinlemek gerçekten müthiş bir duygu idi.

Salonda ayrıca uzay misyonlarının logolarını tasarlayan grafikerler ve astronotların ve uzay misyonlarının resimlerini karakalem çalışmasıyla yapan sanatçılar da eserlerini segiliyorlardı.

Uzay’dan gelen meteorları yeryüzünde toplayıp uzay madenciliği yapan şirketler de vardı. Ay’a çarpan bir meteorun Ay’dan kopardığı ve Dünya’ya düşen 5 kilo 450 gram bir göktaşı kilosu 100 bin dolardan 540 bin dolara alıcı buldu.

Uluslararası Uzay İstasyonu’nun yeryüzündeki kontrol merkezinden bilim insanları da uzay istasyonu’nu tanıtıyor ve hangi bilimsel deneylerin yapılacağına ve hangi astronotun giceceğine nasıl karar verdiklerini anlatıyorlardı.

Bilime ve uzay çalışmalarına büyük katkısı olan, evren hakkındaki anlayışımızı kökten değiştiren ve insanoğlunun yapabildiği en güzel makinalardan birisi olan Hubble Uzay Teleskobu’nun mimar ve mühendisi Ed Rezak ise bu misyonun detaylarını ve yanlış üretilen aynanın nasıl astronotlar tarafından gidilip tamir edildiğini anlattı.

Uzay tarihçisi Jay Gallentine ise Voyager uzay araçlarının nasıl proje haline getirilip 2 uzay aracıyla nasıl dış gezegenler Jüpiter, Satürn, Uranus ve Neptun’e gidildiğini ve bu projenin mimarlarından Gary Flandro’nun hikayesini anlattı. Herkesin bir kağıda ismini yazıp kutuya atmasını, konuşması sonrası çekilişle Flandro imzalı Voyager misyonu belgesini hediye edeceğini söyledi ve o kutudan benim ismim çıktı.

Arizona’da Osmanlı askeri için geçit töreni

Yıl 1856. Sultan Abdülmecid zamanı. Texas’ın El Paso Şehri bir Amerikan askerinin ölümü bahane edilerek Meksikalılardan alınmış. Meksika ile Amerika arasında savaş devam ediyor. Öte yandan California’da altın bulunmuş ve “Altına Hücum” hareketi başlamış. Çoğu kişi California’ya göç ediyor altın aramak için.

Ancak Texas’tan yola çıkan atlılar Los Angeles’a gelemeden atlarını kaybediyorlar. Çünkü New Mexico ve Arizona çöllerinden geçemeyen atlar yolda bir bir dökülüyorlar. Tam bu sırada Amerika’nın Harbiye Nazırı (Savaş Bakanı) Jefferson Davis bir teklifte bulunuyor ve diyor ki “Osmanlı topraklarında develer yaşıyor. Bunlar çöl iklimine alışık ve sıcakta ölmezler.”. Bu teklif üzerine Osmanlı topraklarına bir gemi gönderiliyor, 30 deve isteniyor. Bu durum Sultan Abdülmecid’e sunuluyor ve kabul ediliyor. Lakin Sultan Abdülmecid 30 deveye ilaveten 3 tane de hediye edilmesini tavsiye ediyor.

Develeri gemiye yükleyen Amerikalılar, bu develeri güdemeyeceklerini anlayıp Osmanlı’dan deve bakıcısı da istiyorlar. Bunun üzerine Osmanlı devleti 8 tane deve bakıcısını da Amerikalılara veriyor. İşte bu 8 kişinin başkanı genç yaşta hacca gidip Hacı lakabını alan Hacı Ali, ikincisi İlyas Bey, üçüncüsü ise Yunan George.

Hacı Ali ve arkadaşları 10 Şubat 1856 tarihinde Texas Eyaleti’nin Indianola Limanı’na iniyorlar ve develerle 30 yıl Texas’dan Los Angeles’a posta ve askeri malzeme taşıyorlar. Amerikan askerlerinin Hacı Ali demeye dilleri dönmüyor ve kendisini “Hi Jolly” diye çağırıyorlar ve ismi bundan sonra Hi Jolly olarak kalıyor. 12 Aralık 1902 tarihinde Arizona’nın Quartzsite kasabasında vefat ediyor ve arkasında 2 tane kız çocuğu bırakıyor.

Los Angeles’ta yaşayanlar ailelerinden mektup, haber var mı diye Hacı Ali’nin yollarını gözlüyorlar ve bu sayede Hacı Ali çok tanınan ve sevilen bir insan oluyor.

18-07/08/ekran-resmi-2018-07-08-230449.png

Hacı Ali adına Amerikalı müzisyenler 50 den fazla şiir yazıp şarkı besteliyorlar. Arizona hükümeti ise Hacı Ali adına piramit şeklinde, Quartz taşlarından bir türbe yaptırıp üzerine de bir deve figürü ekliyor.

Arizona’nın bu şirin kasabası Quartzsite’da her yıl ocak ayının ilk cumartesi günü Hacı Ali’yi anma günü, geçit töreni yapılıyor ve yaklaşık 20 bin kişi katılıyor. Bir çok kovboy filminde de Hacı Ali karakteri canlandırılmakta ve kendisinden Hi Jolly diye bahsetmektedirler. İşte yazımın başında belirttiğim ve beni çöl sıcaklarında 10 saat araba kullandıran kişi Hacı Ali.

YORUMLAR (5)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
5 Yorum