Bu fatura çok ağır

Daha önce siyaset dünyasında kimsenin dikkatini çekmemişti:

Bir ülkenin kalkınmasında son derece önemli bir belirleyici olan “toplam faktör verimliliğinde” Türkiye son yıllarda geriye gitmiş. Birçok ekonomik sorunumuzun temelinde bu varmış.

Politikacıların ağzında hiç bu “toplam faktör verimliliği” kavramını duyuyor muyuz?

İktidar yetkililerinin bu konuda bir açıklama yaptığını duyan var mı?

Her gün üzerimize yağmur gibi yağdırılan siyasi savaş sloganlarında hamasetten, simgesel değerler çatışmalarından geçilmiyor.

Tarih bile siyasi savaş malzemesi!

Ama sorunlarımızın madde, madde neler olduğu, çözümleri için neler yapılacağı konusunda rasyonel ve uzmanlık verilerine dayalı konuşmalar gölgede kalıyor.

O yüzden çok konuşan, çok kavga eden ama sorunları planlayarak çözme becerisi düşük bir ülkeyiz.

Niye Uzak Doğu başarısını gösteremiyoruz, düşünmek gerekmiyor mu?

BAŞARI VE BAŞARISIZLIK

İki toplum düşünelim: İkisi de 1 liralık yatırım yapıyor fakat biri belli bir sürede iki lira üretiyor, öbürü bu başarıyı gösteremiyor. Bunun sebebi eğitimin kalitesi, teknolojik yenilenme kapasitesi, kurumların rasyonel çalışması, hukuk düzeninin işlerliği, toplumun kendi içinde barışık olması, hatta özgürlüğün sağlayabileceği zihin açıklığı gibi unsurlar….

İşte buna “Toplam Faktör Verimliliği” deniliyor.

Sermaye bir, iş gücü iki, üçüncüsü zihniyet ve kurumlar toplamı olarak bu.
Türkiye bu açıdan 2010 yılına kadar başarılı gitmiş. “Toplam Faktör Verimliliği” yılda yüzde 2.7 gibi yüksek oranda artış göstermiş.

Fakat 2010-2018 döneminde ancak binde 6 artmış! Yani performansı düşüş.

AB için bu iktidarın hazırladığı raporda, Toplam Faktör Verimliliği’nin önümüzdeki iki yılda binde 4 olacağı, yani daha da düşeceği yazılı!

İnternette “Katılım Öncesi Ekonomik Reform Programı 2020-2022” yazarak siz de ulaşabilirsiniz.

Türkiye’deki pek çok alanda görülen performans düşmesini biliyordum, takip ediyordum fakat bu kavramı ve oranları Samsun Milletvekili Erhan Usta’nın Karar TV’deki açıklamalarında öğrendim. Dünkü Karar gazetesinin de manşetiydi.

MHP’den ihraç edilip İYİ Parti’ye geçen Erhan Usta uzun yıllar devletin yüksek ekonomi bürokrasisinde görev yapmış, değerli bir ekonomist.

Kariyerine Turgut Özal’la başlamış olduğunu belirtmem yeterlidir sanıyorum.

Zaten AK Parti iktidarının başarılı yıllarına imza atmış teknokratların çoğu şimdi ya İYİ Parti’de, ya Gelecek Partisi’nde, ya DEVA Partisinde…

Bu bile bir göstergedir.

DÜNYADAKİ YERİMİZ

Şimdi başka bir veriye bakalım: Dünya Ekonomik Forumu (WEF) adlı kuruluşun “Rekabet Gücü” raporları.

Ülkelerin uluslararası ekonomik rekabet arenasındaki gücünü ölçüyor. Ne kadar hamaset yaparsanız yapın, ülkenizin rekabet gücünü arttırmadan ekonomide yukarılara çıkabilir misiniz?

Mesele bu kadar önemli.

WEF raporlarında rekabet gücü kavramı şöyle tanımlanıyor:

“Kurumların, stratejilerin ve üretkenliği belirleyen faktörlerin tümü.”

2012 Raporundaki Kurumlar ölçümünde Türkiye dünyada 64. sıradaydı...

Fakat 2019 raporunda Kurumlar ölçümünde dünyada 71. sıraya düşmüş!

Hele de “Kurumlar” başlığı altında puanlanan yargı bağımsızlığına bakarsanız 104. sıradayız! “Denetim ve denge” faktöründe yine 104. sıradayız.

Kurumlarımızdaki partizanlaşma, bizdencilik ve siyasi baskı yüzünden yaşanan erimenin rakamlarıdır bunlar!

CB sisteminin kişisel merkeziyetçiliği kurumlardaki aşınmayı daha bir arttırdı.

KURALLAR VE KURUMLAR

Bu verilerle, Toplam Faktör Verimliliğindeki gerileyiş bize aynı şeyi söylüyor; daha doğrusu aynı uyarıyı yapıyor: Türkiye’de ciddi bir kurumsal aşınma sorunu var!

Yine dikkat etmeliyiz ki, ilk on yıldaki iyileşmede AK Parti’nin diline reform ve rasyonellik hakimdi… Son yıllardaki gerileme döneminde ise giderek ideoloji ve hamaset hakim oldu!

Hamaset heyecanlı bir taban sağladı. Bizdencilik ise tabanı iktisaden bağladı. İktidar dayanıklı bir taban kazandı… Ama Türkiye performans kaybetti!

Faturası sorunlarımızın ağırlaşmış olmasıdır.

Hem vatanseverliğin gerektirdiği mesuliyet duygusu, hem rasyonel düşüncenin gösterdiği istikamet Türkiye’nin yeniden kurallar ve kurumlar sistemine ve siyasette rasyonelliğe yönelmesidir.

YORUMLAR (73)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
73 Yorum