"Sınav kaygısının tek ilacı iletişim"

"Sınav kaygısının tek ilacı iletişim"

Gerek liselere geçiş, gerekse üniversiteye giriş imtihanı öncesi milyonlarca öğrenci sınav kaygısından dertli

Çocuklarında sınav kaygısı olan veliler, çareyi psikologlarda arıyor.

Bazı ebeveynler çözüme ulaşsa da, bir çoğu sıkıntı yaşamaya devam ediyor. Bu konuda sakin ve şuurlu hareket edilmesi gerektiğini belirten eğitim uzmanı Halil Turan, “Sınav kaygısının v bir tek ilacı var, o da aile içi doğru iletişimdir” dedi.Antalya’da Sağlık Meslek Lisesi öğrencisinin sınav stresini yenmek için gittiği hastanede verilen ilacın yan etkisiyle vücudunda yanıklar ve morluklar oluşmuştu. Görme kabiliyetini de kaybeden öğrenci yoğun bakımda tedavi altına alındı. Sınav psikolojisi ve sınav sürecini doğru yönetmek üzerine her yıl farklı illerde seminerler veren Halil Turan, “Her yıl LGS ve YKS’ye giren milyonlarca öğrencimizi imtihan kaygısı sarıyor. Gençlerimiz bu sınavlara nasıl bir anlam yüklüyorsa artık, imtihandan önce birkaç gencimiz intihara teşebbüs bile ediyor” dedi.Sınav sürecinde asıl ebeveynlere görev düştüğünü belirten Turan, “Sınavlar insan hayatında bir gaye değil, hedefe ulaşma yolunda birer araçtır. Ama ne yazık ki, sınavları gençlerimize hayatın gayesi gibi yansıtıyoruz. Bu konuda asıl görev ebeveynlere düşüyor. Anne ve baba evde çocuğuyla doğru ve bilinçli bir iletişim kurduğu taktirde, çocuklarda sınav kaygısı diye bir şey kalmaz” dedi."Sınav kaygısının ilacı her gün 1 dakika samimi iletişim"Ebeveynlere yönelik aile içi iletişim seminerleri de veren Halil Turan, “Türkiye’nin birçok ilinde ebeveynlere yönelik aile içi iletişim seminerleri veriyorum. Seminer esnasında “Çocuklarınızla her gün en az 1 dakika sınav, test, okul, ders, ödev konularına girmeden, sadece onun halini, ahvalini, gününün nasıl geçtiğini, hayallerini konuşanlar el kaldırsın” diye sorduğumda yüzlerce kişi arasından 1-2 kişi ancak çıkıyor. Evde çocuklarla sohbet ederken ilk soruda hal hatır sorulsa da hemen ardından dersler, sınavlar, okul soruluyor. Anne-baba çocuğuyla her gün fazla değil sadece 1 dakika eğitim dışında sohbet etse, çocuklar rahatlayacak. Varsa özel sorunları ailesiyle paylaşacak. O meseleyi içinde büyütmeden, ailesinin de desteği ile çözüme kavuşturabilecek” dedi.Turan, “Sınav kaygısından dolayı çocuklara verilen ilaçların bazıları, onları rahatlatmak yerine beyinlerini uyuşturmakta, uyku bozukluklarına, dikkat dağınıklığına, mantık gücünü zayıflatmasına sebebiyet vermekte. Bu ilaçları alınca mutlaka bir para ödenir. Parayla almamıza rağmen bu ilaçlar sınav kaygısına çare değil. Bu işin tek ilacı var, o da bedava olan aile içi doğru ve bilinçli iletişim. Ebeveynler, çocuklarıyla ilgili tüm ön yargıları mutfaktaki çöp kovasına atmalı. Çocukları hangi yaşta olursa olsun her gün onları karşılarına almalı. Onlarla aynı seviyede oturup, göz teması kurarak sohbet etmeli. Sohbet sürecinde onlara bir yargıç edasıyla değil de anne şefkati ve baba merhametini tattırarak yaklaşmalı. Anne, evladını bağrına basarak o anne şefkatini çocuğun beynine pozitif enerji olarak vermeli. Baba, evladının başını okşayarak o avuç içerisindeki sıcaklıkla merhametini ona hissettirebilmeli” diye konuştu.İnsanlarda, çocuklarını başkalarıyla kıyaslama hastalığının yaygınlaştığını ifade eden Turan, “Çocuklarını birbiriyle veya akrabalarıyla, arkadaşlarıyla kıyaslamak yerine, onları kendileriyle değerlendirmeli. Kendileriyle yarışması için teşvik etmeli. Çünkü her çocuk farklı sağlık şartlarına, farklı maddi imkana, en önemlisi de farklı zekaya sahiptir. Burada dikkat edilmesi gereken konu; ebeveynlerin, çocuklarının sahip oldukları zeka türünü keşfedip, o alanda başarılı olmasına katkı sağlamalarıdır” şeklinde konuştu.

BURSA/İHA



Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN