Cinayet fabrikasının sahibine moral yemeği

Cinayet fabrikasının sahibine moral yemeği

Dört işçinin öldüğü, 122’sinin yaralandığı ve üçünün kaybolduğu patlamadan sonra olayın yaşandığı fabrikanın sahibi için ‘moral yemeği’ düzenlendi. Sakarya’ya giden MÜSİAD heyetinin katılımıyla kayıp işçilerin arandığı ve patlamaların devam ettiği saatlerde gerçekleşen yemekte çekilen kareler sosyal medyada paylaşıldı. ‘İnsan canını hiçe sayan anlayışın fotoğrafı’ tepkiler gelince kaldırıldı.

Sakarya’nın Hendek ilçesinde 186 işçinin çalıştığı Büyük Coşkunlar Havai Fişek Fabrikası’nda önceki gün bölgede deprem etkisi yaratan bir patlama yaşandı. 110 ton patlayıcının infilak ettiği patlamada 114 işçi yaralandı. 4 işçi de hayatını kaybederen kayıp olan 3 işçi için de arama başlatıldı. Yaralılardan 92’si taburcu edildi. 22’sinin tredavisi sürüyor. Ancak ormanlık alanda da köpeklerle yapılan aramalarda olayın üzerinen 24 saat geçmesine rağmen sonuç alınamadı. Kayıp işçilerin Muhammet Seyfi Çanakçı, Muhammet Aygün ve Halis Yılmaz olduğu belirtildi. Çanakçı’nın akrabası Serdar Baytok ise Hendek Devlet Hastanesi tarafından kendilerine verilen bilgiye göre, bazı bedenlerin patlamanın şiddetiyle parçalandığını ve kimlik tespit yapılamadığını, bu nedenle DNA testine ihtiyaç duyulduğunu anlattı.

SKANDALLARIN ARKASI KESİLMİYOR

İhmaller zincisi sonrası yaşanan faciada skandalların ardı arkası da kesilmiyor. Fabrikadaki itfaiye ekiplerinin soğutma çalışması tamamlanmadan MÜSİAD Genelbaşkanı Abdurrahman Kaan ve beraberindeki heyet Sakarya’ya gelerek fabrika sahibi MÜSİAD Sakarya Şube Başkanı Yaşar Coşkun’a moral ziyaretinde bulundu. Coşkun’a moral desteği vermek için Sakarya’ya geldikleri açıklanan MÜSİAD Genel Başkanı Abdurrahman Kaan, Yönetim Kurulu üyeleri ve bazı şube başkanları da olay yerinde Yaşar Coşkun’la görüştü. MÜSİAD yöneticileri daha sonra Bayraktepe’ye geçerek burada Yaşar Coşkun için moral yemeği düzenledi. Yemek fotoğrafı MÜSİAD Bursa Şubesi’nin sosyal medya hesabından paylaşıldı. Ancak gelen tepkiler üzerine bir süre sonra silindi. Bu arada Yaşar Coşkun’un, daha önce meydana gelen patlamalardan işçileri sorumlu tutmuş, hatta patlamaları ‘doğal afet’ olarak tanımladığı öğrenildi.

İŞÇİLER 4 GÜNDÜR UYARIYORMUŞ

Olayla ilgili açıklama yapan Yaşar Coşkun, patlamanın bir anda olduğunu, neden ve nereden başladığını henüz öğrenemediklerini belirtti. Coşkun fabrikada sürekli denetim yapıldığını da ileri sürdü. Ancak CHP’li heyetle hastanede görüşen yaralı işçilerin sözleri facianın bağıra bağıra geldiğini ortaya koydu. CHP heyetine hastanedeki yaralı işçiler olayın nasıl olduğunu anlattı. İşçilerden Nuray Cihangir “Patlama üretim sırasında olmadı, arka depoda oldu. Depolara konulan mallarda ısınma vardı. İşçide bir hata yoktur. Mallarda ısınma vardı, 4 günden beri söylüyordum ısınma var içerde. Malların dışına kağıttan bir jelatin sarılır. O jelatin mallara ısınma yapmış. Yanımdaki işçileri de uyarıyordum. Bütün bölümleri uyarıyordum, kapının önüne bir karton bir şey koymayın da her an kaçabilelim. Patronum da ‘Dikkat edin, dışarı atılmalı. Az getirttirin’ diyordu” dedi.

ÜRETİM BÖLÜMÜ ISINIYORDU

Ağır yaralı başka bir kadın işçi ise patlamayı görmediğini ve yanlış tarafa kaçtığını belirtirken, refakatçisi işçilerin sürekli üretim yerindeki sıcaklık konusunda uyarıda bulunduğunu açıkladı. 13 yıllık çalışan Kesiban Yolcu da fabrikada mallardaki ısınmadan bahsederek “Üretim bölümünden çıktığını tahmin ediyorum. Isınma vardı orada. Isınma olmaması gereken bir şey, uyardık ama dinlemediler” dedi.

ŞİKAYET ETTİM İŞTEN ATILDIM

Patlamada eşi Havva Çelik’i kaybeden, fabrikanın eski işçilerinden Salih Çelik, fabrikada sigara içildiğini ve bunu şikayet ettiği için işinin dördüncü ayında işten çıkarıldığını söyledi. Çelik “Burada tedbir yok. Oraya ancak muhtaç olan biri gider. Ben de muhtaçtım. Bu fabrikanın kaçıncı patlayışı. Her patladığından sonra isim değiştirilerek yeniden kurulmaz ki. Neden incelemiyorsunuz. Onlar sefasını sürer, biz bağıra bağıra ağlarız sadece. Benim yaramı kim saracak, hiç kimse.

ÜÇ KİŞİYE GÖZALTI

İçişleri Bakanlığı patlamanın soruşturulması için 3 müfettiş görevlendirdi. İdari soruşturma için 1 Mülkiye Başmüfettişi, 1 Polis Başmüfettişi ve 1 Jandarma Müfettişi görevlendirildi. Sakarya Başsavcılığı’nın yürüttüğü soruşturma kapsamında isi iki ustabaşı ile fabrika müdürü gözaltına alındı.

PATLAMA DENETİMSİZLİK FACİASI

TMMOB Mimarlar Odası Ankara Şubesi Yönetim Kurulu Sakarya Hendek’teki havai fişek fabrikasındaki patlamayı ‘bir denetimsizlik faciası’ olarak değerlendirdi. Şubeden yapılan yazılı açıklamada; fabrikada çalışan sayısının netlikle ifade edilmediğinin altını çizerken, çok sayıda kayıt dışı yabancı uyruklu işçi olduğunun söylendiğini belirtti. Açıklamada şu tespitler yapıldı: “Sakarya’daki patlama bir denetimsizlik faciasıdır. Ülkenin can yakan gündemine bir de Sakarya’nın Hendek ilçesindeki havai fişek fabrikasında meydana gelen patlama eklendi. Tüm kentte duyulan, saatlerdir devam eden patlamaların olduğu fabrikada çalışan işçi sayısı netlikle söylenemezken yabancı uyruklu çok sayıda kayıt dışı işçi olduğu söyleniyor. Haber alınamayan 40-50 can ve çok sayıda yaralı var. Kilometrelerce uzaklıktaki köylerdeki evlerde hasara, alan zemininde derin çukurlar oluşmasına yol açan, çevrede kimyasal dumanın hızla yayılmasına ve zehirlenmelere de neden olabilecek patlama bir denetimsizlik faciasıdır.”

"KUZENİMİZİ BULMAK İSTİYORUZ"

Haber alınamayan 3 işçiden biri olan ve 8 yıldır fabrikanın patlayıcı fitilleme bölümünde çalışan Halis Yılmaz’ın (26) kuzeni Ramazan Ün, facianın ardından fabrika çevresindeki bağ ve bahçelerde ailecek arama çalışması yaptıklarını, ama bir sonuç alamadıklarını söyledi. Halis Yılmaz’dan en son patlamanın yaşandığı saatten 10 dakika önce haber alındığını söyleyen Ramazan Ün “Biz dünden beri hiçbir şekilde kuzenimizden haber alamadık. Acımız, üzüntümüz çok büyük. Ama iyi, ama kötü biz yakınımızı bulmak istiyoruz” dedi.

KURBANLAR GÖZYALŞARIYLA UĞURLANDI

Patlamada hayatını kaybeden Sebahattin Tepeçınar (46) ve Havva Çelik’in (45) canzeleri Akyazı İlçesi Gazi Süleymanpaşa Camisi’ne getirildi. Çelik’in askerdeki oğlu ise annesinin vefat ettiğini yemekhanede yemek yerken internetten öğrenerek Sakarya’ya geldi. Cenaze aracından indirilen Havva Çelik’in kardeşi Turan Topal gözyaşlarına boğuldu. Çelik ve Tepeçınar’ın cenazeleri dualarla toprağa verildi.

HAVAİ FİŞEK YASAKLANSA OLMAZ MI?

Sakarya’daki ihmal facianın ardından havai fişek üretimi ve kullanımının yasaklanmasına dair çağrılar da gelmeye başladı. İçinde barındırdığı kimyasallarla çevreyi tehdit eden, patlamalar sırasında kuşlara zarar veren havai fişekler aynı zamanda gürültü kirliliğine de yol açıyor. Havai fişekler yerine kamuoyunda daha çevreci ve daha estetik olduğu belirtilen lazer gösterilerinin tercih edilmesi gerektiği beklentisi artmaya başladı. Öte yandan Havai fişeklerin çevreye zararı konusunda İstanbul Üniversitesi (İÜ) Fen Fakültesi Kimya Bölümü Başkanı Doç. Dr. Musa Şahin’den de bir uyarı geldi. Şahin, havai fişek ve diğer patlayıcılarda kullanılan perkloratın perkloratın adlı kimyasalın yeraltı suyu ve yüzey sularına karışarak çevreye büyük zarar verdiğini belirtti.

Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN