Darbe heveslilerine sorular

Geçtiğimiz günlerde ünlü akademisyen, efsanevi MİT görevlisi merhum Mahir Kaynak’ın kızı, Prof. Dr. Deniz Ülke Arıboğan gündeme bomba gibi düşen bir iddiada bulundu. Aynen şöyleydi dedikleri: “Türkiye adım adım kaosa sürükleniyor. 90'lara dönüşten bahsederken 80'e dönme ihtimalini hatırlatmakta fayda var. Allah akıl fikir ihsan eylesin.” Deniz Hoca aynı açıklamasının ardından da 80’e dönme tabiri ile olası bir askeri darbeyi kastettiğini söyledi.

Hiç kuşkusuz Türkiye’nin yakın tarihini çok iyi bilen Hoca’nın bu söyledikleri üzerinde tartışılabilir, doğru kısımları da vardır. Deniz Hoca’nın bir darbe istediğini hiç zannetmiyorum. Eminim ki iyi niyetle bir dikkat çekmek istemiştir.

Benim bugünkü yazımda bahsetmek istediğim husus, Deniz Hoca’nın bu açıklamasına yazılı, görsel ve sosyal medyada mal bulmuş mağribi gibi atlayıp, “ah keşke darbe olsa” diyen kimseler.

Bu darbe heveslisi vatandaşlara bazı sorularım olacak. Yanıtlarını kendilerine verip, bir değerlendirme yapsınlar ve Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan olmasınlar.

  1. Türkiye’de bir askeri darbe teknik olarak nasıl yapılacaktır? Malum askeri darbeler eskiden, TRT’nin, Radyoevi’nin ele geçirilmesi ve bir darbe anonsu ile başlardı. Siyasi parti liderlerinin tutuklanması ve geri kalan birkaç önemli kamu kurumunun işgal edilmesi ile tamamlandırdı. Genelde gece yarısı başlayan hareket günün ilk ışıklarında tamamlanmış olurdu.

Günümüzün Türkiye’sinde ise cebinde akıllı telefon ya da tablet olan her vatandaş tek başına bir medya kuruluşudur. Tüm medyayı ele geçirmek ve susturmak nasıl mümkün olacaktır? Tüm ülkenin interneti mi kesilecektir? Türkiye’de yayın yapan yüzlerce TV kanalı ve binlerce radyo istasyonunu susturmak nasıl mümkün olacaktır? Bu medya kuruluşlarının bazılarının yabancı ortaklı olduğunu unutmamak gerekir.

  1. Velev ki 28 Şubat ya da 27 Nisan tarzı bir muhtıra, e-muhtıra ya da MGK darbesi yapıldı, başarılı da oldu. Daha önceki tüm darbelerden sonra olduğu gibi ilk seçimde iktidarı hangi partinin almasını bekliyorsunuz? Bugüne dek tarihimiz boyunca kendisine darbe yapılan parti ilk seçimde hep oylarını artırarak çıkmıştır. Örnek mi?

27 Mayıs’tan sonra Adalet Partisi, 12 Mart’tan sonra tekrar Demirel iktidarları ve Sn. Demirel’in ileride cumhurbaşkanı olması, 12 Eylül’den sonra merkez sağ ANAP iktidarı, 28 Şubat’tan 5 yıl sonra AK Parti iktidarı ve 27 Nisan’dan sonra 22 Temmuz 2007 seçimlerinde yine ezici Ak Parti zaferi ve Abdullah Gül’ün cumhurbaşkanı seçilmesi… Darbeler bu ülkede, darbe yaptıkları siyasi gücü daha da sağlamlaştırmaktan başka bir işe yaramamıştır.

  1. Klasik anlamda, sokaklara tankların çıktığı, sıkıyönetim, sokağa çıkma yasağı ilan edildiği- bir darbe girişimine karşı bir direniş olması halinde ne yapmayı düşünüyorsunuz, kan dökmeyi hem de bayağı kan dökmeyi göze aldınız mı? Bilirsiniz, İspanya İç Savaşı aslında bir darbe girişimdir. General Franco’nun seçimle işbaşına gelen cumhuriyetçi hükümeti tanımayarak darbeye kalkışması ama beklenmedik bir direnişle karşılaşması ile İspanya üç yıl süren bir iç savaş-darbe girişimi yaşamıştır. 1960’lara 1980’lere göre daha şehirli, daha zengin ve dış dünya ile çok daha entegre olan Türkiye’de de böyle bir direnişin olma ihtimali çok kuvvetlidir. Bu ihtimale karşı B planınız nedir?

  2. Artık bir soğuk savaş döneminde değiliz ve Türkiye birçok uluslar arası örgüte üye. Avrupa Komisyonu’ndan tutun da Şangay Beşlisi’ne kadar… Bütün bu uluslar arası kuruluşların bir darbe rejimini tanıyıp tanımayacağı meçhuldür. Dünya’da kimsenin ciddiye almadığı, ilişki kurmadığı ikinci bir Kuzey Kore olma riskini göze alabilecek misiniz? Muhtemel bir ekonomik ambargo ve bunu takip edecek bir ekonomik krizi nasıl yöneteceksiniz?

  3. Türkiye’de darbelerin ABD ve NATO’nun izin vermesi ile olduğu bilinen bir sırdır. Bu o kadar böyledir ki 12 Eylül olduğunda dönemin ABD Başkanı Carter’a “our boys have done it” bizim çocuklar başardı, diye haber verilmiştir. Mevcut hükümetin IŞID başta olmak üzere pek çok konuda ABD ve NATO ile güçlü işbirliği var. İşbirliği o düzeydeki topraklarımızda Amerikan askeri varlığı mevcut. Bu tarz “darbe izinleri” alınmadan yapılmaya kalkışılan darbeler pek başarılı olamıyor ve liderlerinin akıbetleri de pekiyi sonla bitmiyor. Talat Aydemir diye birini hiç duydunuz mu?


Sorularım böyle… Fazla da uzatmak istemedim, yoksa daha bu listeye bir sürü soru ve kötü senaryo ekleyebilirdim.

21.yy’ın ortasına doğru artık Türkiye’mizde bir askeri darbe istemek, bunun hayalini kurmak ülkemize yapılacak en büyük ihanettir. Türkiye’de iktidarlar, cumhurbaşkanları seçimle değişir ve bu hep böyle kalacaktır, kalmalıdır.

Başka türlüsünü isteyenlere yine Deniz Hoca’nın sözü ile yanıt verelim,

Allah akıl fikir ihsan eylesin!

YORUMLAR (1)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
1 Yorum