Diyarbakır'da koronavirüsle (corona virüs) mücadele kapsamında İl Pandemi Kurulu yeni kararlar aldı. Ramazan Bayramı'ndan sonra düşüşe geçen Kovid-19 vakalarının yeniden arttığını belirten Vali Münir Karaloğlu 'Bugün geldiğimiz noktada maalesef 54 vatandaşımız Diyarbakır'da hayatını kaybetti. Biz bunlara engel olabilirdik. Basit kurallara uysaydık bu 54 vatandaşımız şu anda yaşıyor olabilirdi. Diyarbakır'da en çok vakanın yayıldığı olaylardan biri taziyeler maalesef, yasak olmasına rağmen kaçak olarak evlerde yapılan taziyeler' dedi.
Diyarbakır Valisi Münir Karaloğlu, başkanlığındaki toplantıda Kovid-19 salgınında gelinen son durum ele alındı. Karaloğlu, toplantının ardından yaptığı açıklamada, dünya tarihinin en önemli salgınlarından biriyle mücadele edildiğini söyledi.
"SİNSİ BİR DÜŞMANLA MÜCADELE EDİYORUZ"
"Sizi virüs belki hiç etkilemeyebilir. Ama sizden bulaşacak olan çok sevdiğiniz insanlara zarar verir ve öldürebilir. Bu kadar sinsi bir düşmanla mücadele ediyoruz. Onun için alınacak tedbirlere uyulması da o kadar önemli." diyen Karaloğlu, Türkiye'nin salgınla mücadelede dünyadaki en başarılı ülkelerden biri olduğunu vurguladı.
"ÇOK FAZLA KURAL YOK, 3 BASİT KURALIMIZ VAR"
Karaloğlu, şöyle devam etti: "Başta sayın Cumhurbaşkanımız, Sağlık Bakanımız, sağlık çalışanlarımız ve illerde oluşturulan pandemi kurullarının yaptığı çalışmalarla ilgili Türkiye bugüne kadar süreci gayet iyi götürdü. Alınan kararlara uymamak virüsün işine yarıyor. Virüs yayılmaya devam ediyor. Çok sayıda insanın katıldığı mevlit, taziye, nişan gibi toplantılarda alınan kurallara uyulmaması virüsün işine geliyor. Müslüman bir toplumuz. Bizim inancımıza masum bir insanı öldürmek, bütün insanlığı öldürmek gibidir. 'Sebep olan da işleyen gibidir.' der büyüklerimiz. Onun için alınan kararlara ve konulan kurallara harfiyen uymamız gerekiyor. Çok fazla kural yok. Üç basit kuralımız var. Mutlaka maske takacağız, sosyal mesafe kuralına ve temizliğe dikkat edeceğiz."
"BAYRAMDAN SONRA VAKALAR ARTTI"
Diyarbakır'ın mayıs ayının sonuna kadar Kovid-19 ile mücadeleyi çok iyi sürdürdüğü anımsatan Karaloğlu, Ramazan Bayramı sonrası, seyahat kuralının gevşetilmesi ve hareketliliğin artmasıyla kentte pozitif vaka sayılarında artış olduğuna dikkati çekti.
"Bugün geldiğimiz noktada maalesef 54 vatandaşımız Diyarbakır'da hayatını kaybetti. Biz bunlara engel olabilirdik. Basit kurallara uysaydık bu 54 vatandaşımız şu anda yaşıyor olabilirdi. Hayatını kaybeden vatandaşlarımızın yaş ortalamaları 72. Hastanede tedavi gören 205 hasta var. Bunların 20'si yoğun bakım servisinde." diyen Karaloğlu, aile büyüklerinin korunabilmesi için herkesin virüsten korunması gerektiğini belirtti.
Kent genelinde salgınla mücadele için ayrılan sağlık tesislerindeki doluluk oranıyla ilgili bir sıkıntı yaşanmadığını anlatan Karaloğlu, ayırdıkları yatak sayısının yüzde 50, yoğun bakımın ünitelerinin yüzde 25 dolu olduğuna işaret etti.
"SADECE MASKE TAKMAK DA YETMEZ"
Karaloğlu sözlerini şöyle sürdürdü: "Maske konusunda denetimlerimizi sıklaştıracağız. İl Hıfzıssıhha Kurulu kararıyla maskesiz sokağa çıkma yasaklanmıştı. Bugünkü kararımızla maskesiz sokağa çıkan vatandaşlarımıza 900 liralık ceza uygulamasına başlayacağız. Sadece maske takmak da yetmez. Maskeyi uygun şekilde takmak gerekir. Burnu ve ağzı açık bırakacak şekilde maske takmak olmaz."
İşletmelerde de denetimleri sıklaştıracaklarını anlatan Karaloğlu, vatandaşlardan kurallara uyulmadığını gördükleri işletmelere girmemelerini istedi.
"KOVİD-19 TAZİYE EVLERİNDEN YAYILDI"
Karaloğlu şunları kaydetti: "Diyarbakır'da en çok vakanın yayıldığı olaylardan biri taziyeler maalesef, yasak olmasına rağmen kaçak olarak evlerde yapılan taziyeler. Özellikle cenaze haberlerinden sonra hem Müftülüğe bağlı imamlarımız hem de kolluk birimlerimiz, Sağlık İl Müdürlüğümüzden katılan personellerimiz vatandaşımızı taziye konusunda uyaracak, ikna edecek. Bunun için bir ekip oluşturduk. Bu konuda vatandaşlarımızdan anlayış bekliyoruz. Rabb'im bütün ölülerimize rahmet etsin. Ama ölümüze rahmet okutacağız diye dirimizi hasta etmenin, dirimizin ölmesine vesile olmanın dinen de vicdanen de doğru olmadığını, bu konuda vatandaşlarımızın bizlere yardımcı olacağını düşünüyoruz."
