Fransa'da hükümet krizi... Merkez sağın zayıf karnı savunma bütçesi ve emeklilik reformu

Fransa'da hükümet krizi... Merkez sağın zayıf karnı savunma bütçesi ve emeklilik reformu

Fransa'da Cumhurbaşkanı Macron'un desteklediği azınlık hükümeti güvenoyu alamadı ve iktidarı kaybetti. Emeklilik reformu tartışmaları ve Trump’ın başkanlığı kısa süre sonra devralacağı ABD'nin, AB ülkelerini, savunma bütçelerini artırmaya zorlaması; yeni kurulacak hükümetin zayıf karnı olacağa benziyor. KARAR'a konuşan Prof. Dr. Köni, savunma bütçesini artırmak zorunda kalan ülkelerdeki hükümet krizlerine dikkat çekerken emekli diplomat Solakoğlu, emeklilik reformu tartışmalarına işaret etti.

ERCAN ÇANKAYA

Fransa’da Başbakan Michel Barnier’in azınlık hükümeti aleyhine verilen gensoru önergesi dün oylandı. Aşırı sağcı Ulusal Birlik Partisi’nin (RN) desteğini çekmesinin ardından Barnier hükümeti düştü. 577 sandalyeli Meclis’te görev yapan 331 vekil gensoru önergesini destekledi.

Böylece 1962 yılından beri ilk kez bir hükümet güvensizlik önergesiyle düşürüldü.

Fransa'da bugünkü hükümet krizinin nedenini anlamak için haziran ayındaki Avrupa Parlamentosu (AP) seçim sonuçlarına bakmak gerekiyor. AP seçim sonuçlarının açıklanması ve Fransa’da Marine Le Pen’in Ulusal Birlik Partisi’nin yüzde 32 oy alarak birinci sıraya yerleşmesinin ardından Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, birçok kişiyi şaşırtan bir karar aldı ve Ulusal Meclis’i feshetti. Macron, analistlerin "büyük bir kumar" olarak nitelendirdiği bir hamle yaparak ülkede erken seçime gidileceğini duyurdu.

Seçimlerin ilk turunda sandıkta büyük kazanımlar elde eden aşırı sağ, ikinci turda istediğini bulamadı. Sandıktan sol partilerin ittifakı olan Yeni Halk Cephesi birinci parti olarak çıktı. Fakat hiçbir parti tek başına iktidar olacak çoğunluğu elde edemedi.

SOL İTTİFAK MUHALEFETİ ARTIRDI, AŞIRI SAĞ DESTEĞİ ÇEKTİ

Sol ittifak, başbakanlık için Boyun Eğmeyen Fransa Hareketi'nin lideri Jean-Luc Mélenchon’u aday gösterdi ancak Macron bu talebi reddetti. Haftalarca süren görüşmelerin ardından Macron, Avrupa Birliği’nin (AB) eski Brexit müzakerecisi, merkez sağdan Barnier’i başbakan atadı. Sol ittifak o günden beri hükümete karşı çok sert muhalefet ediyor.

Aşırı sağcı Ulusal Birlik, azınlık hükümetinde Barnier’e örtülü de olsa destek verdi ancak ekonomi, güvenlik ve göç konularında kırmızı çizgilerinin aşılması halinde desteğini çekeceğini her fırsatta dile getirdi.

BARNIER HÜKÜMETİNİN SONUNU BÜTÇE AÇIĞI TARTIŞMALARI GETİRDİ

Fransa’daki kriz, Barnier’in sosyal güvenlik bütçesini Meclis’ten geçirmek için kullandığı özel yetkiyle doruk noktasına ulaştı.

Barnier, başbakan olarak atandığı ilk günden beri önceliğinin bütçe açığını kapatmak olduğunu söylüyordu. Fransa, koronavirüs salgını döneminde ve sonrasında ekonomiyi ayakta tutabilmek için büyük harcamalar yaptı. Harcamalar sonucunda bütçe açığı 2023’te gayri safi yurt içi hasılanın (GSYİH) yüzde 5,5’ine çıktı.

Fransa’da 2024 yılı açığının yüzde 6,1 olarak tahmin edilmesi üzerine Barnier ve ekibi, mali durumu yeniden rayına oturtmayı amaçlayan bir bütçe sunmak için hızla işe koyuldu. Barnier’in önerdiği bütçe planı, bütçede 40 milyar euro’luk kesintiler ve 20 milyar euro’luk vergi artışı içeriyordu.

Milletvekilleri, teknik olarak iki yasadan –sosyal güvenlik bütçesi ve güvenlik bütçesi – oluşan bütçeyi görüşmek için iki hafta çalıştı. Her iki bütçenin de yıl sonuna kadar kabul edilmesi gerekiyordu. Le Pen, 2 Aralık Pazartesi günü Barnier ile görüştükten sonra, “Fransızları tehlikeli, adil olmayan ve cezalandıran bir bütçeden korumanın tek çaresi” olarak hükümete güvensizlik oyu vereceklerini duyurdu. Ulusal Birlik'in örtülü desteğini çekmesinin ardından Barnier hükümeti güven oylamasıyla düştü.

SAVUNMA BÜTÇESİNİ ARTIRAN GİDİYOR

Fransa'da bundan sonraki süreçte muhtemel gelişmeleri, İstanbul Kültür Üniversitesi Hukuk Fakültesi Devletler Hukuku Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Hasan Köni ve Emekli Diplomat Engin Solakoğlu KARAR'a değerlendirdi.

Barnier hükümetine eleştirilerin ekonominin yönetimi ve göçmen meselelerinden geldiğini aktaran Prof. Dr. Köni; Ukrayna'ya verilen desteğin kamuoyunda "gereksiz harcama" olarak lanse edildiğini, Le Pen'in göçmen karşıtlığını körükleyerek Macron'u sıkıştırdığını söyledi. Seçimleri önde bitirmelerine rağmen hükümet kurmalarına izin verilmeyen sol ittifakın sert muhalefeti de eklenince Macron'un desteğiyle kurulan merkez sağ hükümetin çöktüğünü ifade eden Köni, Almanya'da da benzer bir hükümet krizi olduğunu hatırlattı.

Köni; İtalya, Almanya ve Fransa gibi ülkelerde birbirini takip eden siyasi krizlerin, ABD'nin değişen Avrupa politikasıyla olan ilişkisine değindi. Amerika'nın baskıları neticesinde savunma bütçesini artırmak zorunda kalan Avrupa ülkelerinde hükümetlerin krize sürüklendiğini söyleyen Köni, bunun son yansımasının Fransa'da olduğunu söyledi.

'AŞIRI SAĞI KOALİSYONA SOKMAMAYI BAŞARABİLİRLER Mİ BİLMİYORUM'

"Fransa'da koalisyon görüşmelerinin nasıl ilerleyeceği" sorusuna cevap veren Köni, "Aşırı sağı koalisyona sokmamaya çalışacaklar. Başarabilirler mi, bilmiyorum. Görüşmelerin gidişatına bağlı. Fransa'da aşırı sağ iktidara gelirse Avrupa için oldukça rahatsız edici durumlar ortaya çıkar. Özellikle göçmenler açısından" diye konuştu.

Köni, "AB'nin iki merkez ülkesi Almanya ve Fransa'daki krizlerin birliğin geleceğini ne yönde şekillendireceği" sorusuna "Avrupa Birliği değişmez ama savunma sistematikleri konusunda birtakım sorunlar ortaya çıkacak“ diye cevap verdi. "Yani Trump'ın gelmesinden sonra ortaya çıkacak yapılar savunma harcamalarını artırabilecekler mi bu ekonomik durum içinde" diye soran Köni, Trump'ın başkan seçilmeden kısa süre önceki sözlerini hatırlattı.

Trump, Beyaz Saray’a seçilmesi halinde yeterli katkıyı yapmayanları Rusya’ya karşı korumayacağını, tam tersine “Moskova’yı bu üyeye saldırması için teşvik edeceğini” açıklamış; bu sözler, hem ABD kamuoyunda hem NATO ülkelerinde büyük tepkiyle karşılanmıştı. Öte yandan Rusya'nın 2014 yılında Kırım'ı ilhak etmesinin ardından NATO ülkeleri 2024 yılına kadar gayrisafi yurtiçi hasılalarının yüzde ikisini savunma harcamalarına ayırma sözü vermiş; ancak büyük çoğunda harcamalar bu oranın artında kalmıştı. Köni, Fransa da dahil olmak üzere Trump'ın tehditleri karşısında savunma bütçelerini artırmak zorunda kalan ülkelerin hükümet krizleriyle boğuşmak zorunda kalacaklarını söyledi.

hasan-koni.jpg
Prof. Dr. Hasan Köni

AVRUPA'NIN NEREYE GİDECEĞİ TRUMP'IN GELİŞİNDEN SONRA BELLİ OLACAK

Macron'a yönelen tepkilerdeki "göçmen boyutuna" da değinen Köni, Fransa'da aşırı sağın körüklediği göçmen karşıtlığının, özellikle "Müslüman göçmenlere karşı olan rahatsızlığın" Macron'un merkez sağ Fransa tasarımının altını oyduğunu dile getirdi.

Ukrayna Savaşı'ndan sonra şiddetlenen, Avrupa'nın kendi güvenlik örgütünü ve ordusunu kurması tartışmalarına değinen Köni, bu örgütün kime karşı kurulacağının ve hedeflerinin iyi belirlenmesinin önemli olduğunu söyledi. Bu noktada sorulması gereken asıl sorunun Avrupa'nın güvenliğinin kime karşı korunacağı olduğunu söyleyen Köni, son günlerde konuşulduğu gibi Ukrayna sorununun Rusya'nın işgal ettiği toprakları ilhak etmesiyle ve Ukrayna'nın NATO'ya kabul edilmemesiyle çözülmesi durumunda güvenliğin şimdiki gibi acil bir sorun olmayacağını savundu. Rusya'nın savaştan önceki Avrupa'yla olan işbirliğine ve Almanya ile ticaretine değinen Köni, Almanya'nın Rusya'dan aldığı ucuz enerjiyle önemli miktarda üretim yaptığını hatırlattı. Köni, Ukrayna'daki savaşın bitmesi durumunda "güvenlik için neden para harcasınlar" diye sordu. Köni, savaşın bitmesi durumunda Fransa'da muhalefetin savunma bütçesiyle ilgili eleştirilerinin dozunu iyice artıracağını vurguladı.

Bu yıl içinde zaten bir erken seçime giden Fransa, anayasası gereği Temmuz 2025'ten önce seçime gidemeyecek. Köni bu detaya ilişkin, ülkede tarafların böylesi bir kargaşa ortamını göze alamayacağını, mutlaka bir anlaşmaya varılacağını vurguladı.

SERMAYE ÇEVRELERİNİN TALEBİ EMEKLİLİK REFORMUNUN KORUNMASI

Emekli diplomat Solakoğlu ise "Macron, Barnier’yi Başbakan olarak atarken o hükümetin uzun ömürlü olmayacağını biliyordu" dedi.

0baw6mny-400x400.jpg
Emekli Diplomat Engin Solakoğlu

Fransa'da sol ittifakın temel gündeminin tartışmalı emeklilik reformunun yürürlükten kaldırılması olduğunu aktaran Solakoğlu, Macron'un "emeklilik reformu denen kapsamlı hak gaspını koruyabilmek için zaman kazanmaya çalıştığını" söyledi.

Sermaye çevrelerinin talebinin emeklilik reformunun korunması olduğunu belirten Solakoğlu, "Fransa’daki teamül en çok sandalyeye sahip olan partiden (Yeni Sol Cephe) başbakan atanmasıyken seçimlerden beşinci çıkan partinin, parti kadar bile popülerliği olmayan bir üyesinin atanmasının başka bir izahı yok. Şu anda Fransa seçmen iradesi ile iktidar arasındaki mesafenin en çok açıldığı dönemi yaşıyor" diye konuştu.

Sermaye çevrelerinin "kâr hadlerinden taviz vermek istemediğini" dile getiren Solakoğlu, Macron’un istifasına yönelik sesler yükseldiğini ancak buna ihtimal vermediğini belirtti. Solakoğlu, Macron'un muhtemelen merkez sağdan yeni bir başbakan atayarak zaman kazanmak isteyeceğini ifade etti.

Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN