ABD Başkanı Donald Trump'ın 'Yüzyılın Anlaşması' projesi olarak bilinen 'Orta Doğu Barış Planı'nın, Filistin devletine başkenti Doğu Kudüs olmak üzere işgal altındaki Batı Şeria'nın yüzde 90'ını kontrol ettiği bir hakimiyet alanı öngördüğü iddia edildi.
İsrail kanalı Reshet 13 TV’de yer alan habere göre ‘yüzyılın planı’ olarak nitelenen teklifte Filistin devleti sınırları Kudüs’te Filistinlilerin kutsal saydığı mekanları içermiyor.
Kanalın, “bazı Amerikalı yetkilileri” kaynak göstererek duyurduğu detaylara göre plan İsrail’in, Batı Şeria’daki Yahudi yerleşim yerlerinin boşaltılması ya da ek konut inşaatlarının durdurulmasını öngörüyor.
İslam, Yahudilik ve Hristiyanlık için kutsal mekanların önemli kısmının yer aldığı Doğu Kudüs’te taş duvarla çevrili Eski Kent’in İsrail egemenliğinde ancak Filistin ve Ürdün’ün de katılacağı ortak bir yönetime teslim edilmesi de planın detayları arasında.
Planda Doğu Kudüs’ün, çoğunluğunu Arap nüfusun oluşturduğu mahallelerinde ise Filistin egemenliği öngörülüyor.
İsrail televizyonunun haberinde Trump’ın barış planında on yıllardır devam eden çatışmaların en kilit sorunlarından biri olan Filistinli mültecilerin durumuna ilişkin hangi düzenleme öngörüldüğü belirtilmedi. Haberde Hamas’ın kontrolündeki Gazze Şeridi’nde İsrail ile barışın nasıl sağlanacağına ilişkin Trump’ın herhangi bir çözüm sunup sunmadığına da değinilmedi.
İSRAİL SEÇİMLERİNDEN SONRA AÇIKLANACAK
İsrail'in BM Daimi Temsilcisi Danny Danon, ABD'nin uzun süredir beklenen Ortadoğu barış planını İsrail'de nisanda yapılacak genel seçimlerden sonra açıklayacağını iddia etmişti.
Planın açıklanmasının ertelendiğini öne sürerek, bunun "zekice" olduğu değerlendirmesinde bulunan Danon, Filistin'in planı dinlemesi ve müzakere etmesi gerektiğini belirtmişti.
2019'un başında açıklanması beklenen plana ilişkin ABD'nin eski BM Daimi Temsilcisi Nikki Haley, ''Önceki girişimlerin aksine, bu plan belirsiz ve öngörülmeyen yönergeler içeren yalnızca birkaç sayfadan ibaret değil, çok daha uzun. Çok daha ince detaylar içeriyor. İçinde yaşadığımız yeni teknoloji dünyasından da yararlanarak konuya yeni unsurlar getiriyor. Ortadoğu gerçeğinin büyük ölçüde değiştiğini de göz önünde bulunduruyor. Önceden yapılması mümkün görünmeyen şeylerin bugün yapılabileceği gerçeğini kucaklıyor.'' değerlendirmesinde bulunmuştu.
