Uluslararası yatırım bankaları ve varlık yönetim şirketlerinin ekonomistleri, TCMB’nin bu ayki faiz kararı ve Türkiye ekonomisinin 2025 beklentilerini paylaştı. Bank of America, Deutsche Bank ve Neuberger Berman, dezenflasyon süreci ve faiz indirimleri konusunda temkinli iyimserliklerini dile getirdi.
Türkiye ekonomisi, sıkı para politikası ve mali disiplin çerçevesinde yürütülen dezenflasyon sürecini 2025 yılında da sürdürecek gibi görünüyor. Uluslararası kuruluşlar ve yatırım bankalarının ekonomistleri, Merkez Bankası’nın (TCMB) politikalarının hedeflenen yumuşak inişle uyumlu ilerlediğini belirtiyor. 2024’te enflasyonda yaşanan kısmi düşüşler ve büyüme oranlarındaki istikrar, 2025 yılı için olumlu beklentiler oluşturuyor. Ancak uzmanlar, küresel ekonomik koşulların ve iç dinamiklerin dikkatle takip edilmesi gerektiğini vurguluyor.
DEZENFLASYON SÜRECİNDE YUMUŞAK İNİŞ HEDEFİ
Uluslararası yatırım bankaları ve varlık yönetim şirketlerinin ekonomistleri, TCMB’nin bu ayki faiz kararlarının ve 2025 yılına ilişkin beklentilerinin piyasalar üzerindeki etkilerini analiz etti. Bank of America (BofA) Merrill Lynch Türkiye Ekonomisti Zümrüt İmamoğlu, enflasyondaki düşüş sürecinin yavaş ancak istikrarlı bir şekilde devam ettiğini belirtti. İmamoğlu, “Dezenflasyon süreci, yumuşak iniş senaryosuyla uyumlu ilerliyor. Bu süreçte ekonominin şoka girmemesi için kapsamlı bir program uygulanıyor” dedi.
İmamoğlu, 2024 sonu için enflasyon tahminlerini yüzde 44-45 seviyesine revize ettiklerini ifade ederek, “Bu durum, Türkiye için beklenen bir patika. Ancak Merkez Bankası’nın öngörülerine kıyasla dezenflasyonun biraz daha yavaş ilerlediğini söyleyebiliriz” diye konuştu. 2025 sonunda enflasyonun yüzde 25 seviyelerine gerilemesini, 2026 sonunda ise yüzde 15-16 düzeyine düşmesini beklediklerini kaydetti.
TCMB’DEN TEMKİNLİ FAİZ İNDİRİMİ BEKLENTİSİ
İmamoğlu, TCMB’nin bu ay 250 baz puanlık bir faiz indirimi yapmasını beklediklerini ancak bunun küçük adımlarla ve temkinli bir yaklaşımla gerçekleştirileceğini belirtti. “Faiz indirimleri, enflasyon düştüğü için değil, sıkı para politikasını korumak amacıyla yapılacak” diyen İmamoğlu, bu sürecin piyasalarda rahatsızlık yaratmayacağını düşündüklerini ifade etti. Türkiye ekonomisinde büyüme oranlarının yatay bir seyir izlediğini belirten İmamoğlu, “Bu durum, resesyon olarak nitelendirilse de ciddi bir kriz işareti taşımıyor” dedi.
Deutsche Bank Türkiye Ekonomisti Yiğit Onay da TCMB’den 250 baz puanlık bir faiz indirimi beklediklerini ancak bu kararın asgari ücret düzenlemeleri gibi faktörlere bağlı olarak daha düşük bir seviyede kalabileceğini dile getirdi. Onay, “TCMB, parasal koşulları sıkı tutmaya devam ederken, verilerdeki gelişmelere bağlı bir yaklaşım benimseyecek. Bu da dezenflasyon sürecine olan güveni artıracaktır” dedi.
2025’TE ENFLASYON VE BÜYÜME DENGESİ
Uzmanlar, 2025 yılında Türkiye ekonomisinin enflasyon ve büyüme arasındaki dengelerle daha fazla karşı karşıya kalabileceğini ifade ediyor. Yiğit Onay, 2025 ortasında politika faizini yüzde 37,5, yıl sonunda ise yüzde 30 seviyesinde öngördüklerini belirtti. Enflasyonun ise yüzde 25-26 seviyelerine gerilemesini beklediklerini kaydetti. Onay, Türk lirasının reel bazda değer kazanmasının ve maliyet baskılarının hafiflemesinin dezenflasyon sürecine katkı sağlayacağını ifade etti.
ABD merkezli Neuberger Berman Gelişen Ülkeler Direktörü Kaan Nazlı, 2025 yılı sonunda enflasyonun yüzde 30 seviyesine gerilemesini beklediklerini belirterek, “Enflasyondaki düşüş, yatırım ortamını iyileştirecek ve yatırımların uzun vadeli hale gelmesini sağlayacaktır” dedi. Nazlı, TCMB’nin ihtiyatlı bir duruş sergileyeceğini ve faiz indirimlerini kademeli olarak gerçekleştireceğini öngördüklerini ifade etti.
PETROL FİYATLARI VE JEOPOLİTİK RİSKLER
Petrol ve doğalgaz fiyatlarının düşük seyretmesinin dezenflasyona olumlu katkı sağladığını belirten uzmanlar, jeopolitik risklerin ve küresel ekonomik belirsizliklerin bu süreci zorlaştırabileceğine dikkat çekiyor. Nazlı, “Brent petrol fiyatlarının düşük seviyede kalması, enflasyonu aşağı çekerken yatırımcıların güvenini artıracaktır. Ancak jeopolitik riskler ve ABD’nin ticaret politikalarındaki belirsizlikler ekonomiyi olumsuz etkileyebilir” dedi.
YATIRIMCI GÜVENİ VE SERMAYE AKIŞLARI
Türkiye’de makroekonomik iyileşmenin ve enflasyon düşüşünün devam etmesi, yabancı yatırımcıların ilgisini artırıyor. Kaan Nazlı, 2024 yılında tahvil piyasasına 23 milyar dolarlık sermaye girişi olduğunu belirtti. Özellikle bankacılık ve otomotiv sektörlerine ilginin yüksek olduğunu ifade eden Nazlı, “Makroekonomik iyileşme ve kur istikrarı, uzun vadeli sermaye girişlerinin önünü açacaktır” dedi.
