Endgame, 23 Nisan, Alman Vatandaşı Olmak

26 Nisan Cuma günü 21.30 seansına Endgame filmine oğlumla gittim. Salon dolu. Yaş aralığı 10-25 arası. Gençler nefesini tutmuş filmin başlamasını bekliyor.
Endgame serisinin 4. ve son filmi. Her karakter adeta gerçek bir kahramana dönüşmüş çocukların hayatında. Film, masalların teknoloji ile birleşiminden oluşturulmuş. Masal kahramanları teknolojiden destekle evrende ana karakterlerden olan Thanos’un peşindeler. Thanos’un daha önce ele geçirip insanları öldürdüğü altı taşlı eldiveni (güç taşı, zaman taşı, gerçeklik taşı, ruh taşı, zihin taşı, uzay taşı ) ele geçirmek. Beş yıl boyunca Thanos’un yok ettiği insanları geri getirmek. Filmin son serisi bu kurgu üzerine kurulmuş. Üç saat süren filmi, izleyiciler nefesini keserek izliyor. Her sahnenin bir sözünü kaçırmamaya odaklanmış salon.
Masal dünyası, bilim kurgu, teknoloji harmanlaması filmde; savaşlar, ölümler, canavarlar, hayaletler, evrenler... Keşmekeşin içinde izleyicilerin yıllardır izlediği karakterler. Karakterleri gençler kısa biyografileriyle özdeşleştirmiş. Kahramanlar ölünce arkasından gözyaşını tutamayan gençler.
Avengers izleyen kuşak. Düşünce ve hayal dünyasında Avengers ile Amerika her şeyin en iyisini yapıyor olgusu hakim olmuş. Film, Amerika’yı, gençlerin dünyasında kızıl elmaya dönüştürmüş. Amerikan’ın güçlü olduğu algısı üzerine kurulmuş filmde gençler güçlü olana sempati duyuyor, güçlü olanın varlığında kendini güvende hissetmek istiyor.
Filmi izleyip Amerikan okullarında okumak istemeyen, Amerikan vatandaşı olmayı tercih etmeyen kaç öğrenci olur?
Tıpkı 23 Nisan’da bir televizyon kanalında hayalini açıklayan genç öğrenci gibi. Genç öğrencinin hayali: Köln’de tıp okumak ve sonra Alman vatandaşı olmaktı.
Yaşı hayli genç olan öğrenciye bu hayal doğuştan verilmediğine göre bu hayali yaşadığı ülkenin eğitim sistemi, toplumu, çevresi, siyasi-ekonomik gelişmeleri veriyor. Öğrencinin hayali üzerinden eğitim sistemimizi, gençlerin ülkelerine bakış açılarını masaya yatırmak lazım.
Öğrenciler, Türkiye’de hayallerine kavuşmaya kendini ne kadar yakın hissedebiliyor?
Bu başlı başına üzerinde durmamız gereken bir husus.
Sosyal medya, eğitim müfredatımız, siyasi çekişmeler, ülkenin ekonomik durumu, sinema, edebiyat ve daha birçok faktör hayal adresinin oklarını dışarıyı gösterirken gençlerin hayalini yurt dışına yöneltmeleri şaşırtıcı olamasa gerek. Güneş balçıkla sıvanmıyor.
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramlarında yıllardır aynı şiirileri çocuklara okutup, birilerini kahraman, birilerini vatan haini ilan etmek de Endgame izleyici kuşağına inanmış gibi yapmaktan öte hayallerini ne kadar millileştiriyor.
23 Nisan’a format atmanın farkında değiliz. Mevcut nesilleri kodluyoruz lakin kendimiz gibi yetiştirme baskısından öte bir dünya kurmalarına zemin hazırlamıyoruz.
Kapalı bir ülkede yaşayan bizlere okutulan aynı şiirler bugün okullarda çantalarında dünyayı taşıyan bizim çocuklara da okutuluyor. Ders kitaplarının etkisi, ekran kadar inandırıcı gelmiyor gençlere.
V For Vendetta filminin başaktörü Hugo Weaving’ın “Bir film, filmden öte bir düşüncedir.” sözündeki düşünce kelimesi gençlerin hayalini yönlendiriyor.

YORUMLAR (9)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
9 Yorum