Erdoğan'dan LGS-YKS çıkışı: Sınav tarihleri için hassas davrandık

Erdoğan'dan LGS-YKS çıkışı: Sınav tarihleri için hassas davrandık

LGS ve YKS sınavları hakkında konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan 'Sınav tarihleri konusunda hassas bir çalışma yürüttük. İlk tarihe göre hazırlık yapan öğrencilerin gereksiz yere yaklaşık bir ay daha sınav stresi yaşamalarının önüne geçildi' dedi. Çok tartışılan imam-hatip okulları için de Erdoğan 'Benim için imam hatipli neyse meslek liseli de anadolu liseli de diğer okullarda okuyan çocuklarımız da hep birdir' yorumunda bulundu. Sosyal medyaya ilişkin görüşleri de sorulan Erdoğan 'Sosyal medyadan nefret etsek böylesine yaygın ve etkin şekilde kullanmazdık. Sosyal medya konusunda güçlü bir hukuki altyapı oluşturmanın hazırlıkları içindeyiz' ifadelerini kullandı.

LGS ve YKS sınavları hakkında konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan "Sınav tarihleri konusunda hassas bir çalışma yürüttük. Sınav tarihi 27-28 Haziran olarak belirlendi. Böylece ilk tarihe göre hazırlık yapan öğrencilerin gereksiz yere yaklaşık bir ay daha sınav stresi yaşamalarının önüne geçildi" dedi.

Genç işsizliğine de değinen Erdoğan 'Bir tarafta sanayide ve tarımda çalışacak insan açığı, diğer tarafta ciddi bir genç işsizlik var. Bu çarpık tabloyu değiştirmemiz gerekiyor' diye konuştu.

Okul ayırmadığını belirten Erdoğan 'Benim için imam hatipli neyse meslek liseli de anadolu liseli de diğer okullarda okuyan çocuklarımız da hep birdir' yorumunda bulundu.

Sosyal medyaya ilişkin görüşleri de sorulan Erdoğan 'Sosyal medyadan nefret etsek böylesine yaygın ve etkin şekilde kullanmazdık. Sosyal medya konusunda güçlü bir hukuki altyapı oluşturmanın hazırlıkları içindeyiz' ifadelerini kullandı.

Erdoğan, YKS'ye girecek öğrencilerle video konferans aracılığıyla buluştu.

Erdoğan'ın açıklamaları şöyle:

"Koronavirüs salgını ülkemizdeki her şey gibi sınav takvimlerini de maalesef etkiledi. ÖSYM ve YÖK salgının tüm hızıyla devam ettiği dönemde tedbir amacıyla yeni bir sınav tarihi belirledi. Dünyanın ve ülkemizin önündeki belirsizlikler sebebiyle her alanda olduğu gibi sınav tarihlerinde de bu tarz tedbirli davranışlar kaçınılmaz bir durumdu. Yeni tarih, belirsizliğe karşı bir tedbir olarak tespit edilmiştir.

"ÖĞRENCİLERİMİZ GEREKSİZ STRES YAŞASINLAR İSTEMEDİK"

Salgının kontrol altına alınmasıyla birlikte 11 Mayıs tarihinden itibaren normalleşme takvimini biliyorsunuz açıklamaya başladık. Bu çerçevede sınav tarihleri konusunda da hassas bir çalışma yürüttük. Milli Eğitim Bakanlığımız ve YÖK'te yapılan hazırlıklar yanında, pedagoglar, öğrenciler ve veliler birlikte yoğun istişareler gerçekleştirdik. Tüm bu çalışmalar sonunda sınavın asıl tarihine en yakın zamanda yapılmasının öğrencilerimiz için daha doğru, daha hayırlı olacağı görüşü ortaya çıktı. Bunun üzerine sınav tarihi ilk açıklanan tarihe en yakın zaman olan 27 ve 28 Haziran olarak belirlendi. Böylece yıllardır zaten ilk tarihe göre hazırlık yapan öğrencilerimizin gereksiz yere yaklaşık bir ay daha sınav stresi yaşamalarının önüne geçildi.

"BU İDDİALAR TAMAMIYLA SPEKÜLASYONDUR"

Sadece bununla kalmadık. Sınavdan sorumlu olunacak konuların azaltılmasından sınav süresinin uzatılmasına kadar gençlerimize pek çok ilave avantaj sağladık. İkinci aşama sınavdaki baraj puanlarını düşürerek, daha çok gencimizin cazip bölümlere girebilmesini temin ettik. Bazılarının bu tarihin turizm sektörünü canlandırmak amacıyla belirlendiğini iddia etmesi, tamamıyla spekülasyondur. Gençlerimizin geleceğinin böylesine basit bir tercihe kurban edileceğinin düşünülmesi dahi sağlıksız bir zihniyetin ifadesidir. Her birini kendi evlatlarımla eş gördüğüm tüm öğrencilerimize, gençlerimize sınavda başarılar diliyor, her birinin gözlerinden öpüyorum. Sınavın sağlıklı ve huzurlu bir şekilde geçmesi için gerekli tüm tedbirler alınmıştır. Gençlerimizden yarın ve öbür gün sadece önlerindeki sorulara ve hedeflerine odaklanmalarını istiyorum.

"KREDİ VE BURS RAKAMLARINI HER YIL ARTIRIYORUZ"

Bakın işin başladığı an 45 lira, ondan sonraki süreçte ise iş önce lisansta 550 lira daha sonra bu rakam ciddi manada yükselerek kredi veya burs noktasında 1100 liraya çıkarıldı. Ama doktora öğrencilerinde ise bu rakam 1650 liraya çıkarıldı. Başvuran her öğrencimiz kredi veya burs alabiliyor. Kredi veya burs alan öğrenci sayımız bu yıl 1 milyon 600 bini buldu. Kredi ve burs rakamlarını da her yıl artırıyoruz. Burada biliyorsunuz göreve geldiğimizde bir de öğrenci harçları vardı. Öğrenci harçlarından dolayı da ciddi manada sıkıntılar yaşanıyordu. Öğrenci harçlarını da kaldırdık. Artık harç diye bir durum söz konusu değil.

"ÖĞRENCİLERİMİZ ARTIK HARÇ ÖDEMİYOR"

Öğrencilerimiz artık harç ödemiyor. Barınma konusuna gelince bu konuda da önemli projeler hayata geçirdik. Yıl sonuna kadar 17 bin 450 yeni yurt yatağını daha hizmete alacağız. 2021 yılı sonuna kadar 72 bin yeni yurt yatağını daha hizmete sunmayı planlıyoruz. Bu yurtların bir kısmı kamu yatırımı olarak inşa edilecek, bir kısmı da kiralama yoluyla hizmete açılacak.

Amacımız her gencimizi eğitim öğretimini rahatça sürdürebilmesini sağlayacak barınma, beslenme ve gelir imkanlarına kavuşturmaktır. Büyüyen, gelişen, kalkınan Türkiye'nin yetişmiş insan ihtiyacı her yıl katlanarak artacaktır. Eğitimi diğer kademeleriyle birlikte yükseköğretimde de altyapıyı sürekli güçlendirerek bu potansiyeli desteklemekte kararlıyız. Sizlerden tek isteğim, bütün enerjinizi ve vaktinizi kendinizi daha iyi yetiştirmeye vermenizdir. Onun dışındaki tüm sorunları çözmek, zaten bizim görevimizdir. Bu da milletin bize verdiği görevdir.

İNSAN EVLATLARINI AYIRT EDEBİLİR Mİ?

İnsan evlatlarını birbirinden ayırt edebilir mi? Benim için de imam hatipli neyse meslek liseli de Anadolu liseli de diğer okullarda okuyan çocuklarımız da hep birdir. İmam hatip meselesini çok fazla dile getirmemin sebebi 28 Şubat dönemindeki adeta bu okulları kökünden kazımak için haksız, hukuksuz, adaletsiz saldırılara dikkat çekmektir. Sayıları 60 bine kadar düşen imam hatip okulu öğrencileri, bugün 1 milyon 270 binlere kadar çıkmışsa burada gerçekten kasıtlı bir ön kesme gayreti var demektir. Aynı şekilde meslek liselerinin öğrenci sayısını 800 binlere kadar geriletmişlerdi.

Biz bunu da 1 milyon 400 binin üzerine çıkardık. Fen lisesinde bu sayıyı 12 binden 123 bine, Anadolu liselerinde 218 binden 1 milyon 585 bine yükselttik. Tüm okullarda hem sayıyı hem kaliteyi yükselterek evlatlarımızın tamamına yapılan haksızlıkları giderdik. Katsayı gibi suni engelleri kaldırarak tüm gençlerimizin yarışa eşit şartlarda girmelerini sağladık. Üniversite kontenjanlarını sınava girenlerin 10'da birine yetecek seviyeden neredeyse sınava giren herkesin talebini karşılayacak düzeye çıkardık. Bunların hepsi burada bir baba şefkatiyle evlatlarına eşit mesafede bulunmanın bir gereğidir. Bundan sonra da bu yine böyle olacaktır.

"NEFRET ETSEK ETKİN ŞEKİLDE KULLANMAYIZ"

Özellikle gerçeklere gözümüzü kapatacak veya sırtımızı dönecek kadar hayattan kopuk değiliz. Her şeyden önce ben bir siyasetçiyim. Bir siyasetçi olarak da gerçeklere gözümü kapamam veyahutta sesleri duymamam söz konusu değil. Hem göreceğim hem de bu sesleri duyacağım. Günümüz dünyasında dijital platformların ve sosyal medyanın asla ihmal edilemeyecek derecede önemli bir mecra olduğunu biliyoruz. Sosyal medyadan nefret etsek böylesine yaygın ve etkin şekilde kullanmazdık. Ülkemizde 16,2 milyonu bulan takipçiyle Twitter'da en çok izlenen kişi olduğumu burada hatırlatmak isterim. Buradaki asıl mesele sosyal medyanın ve internet platformlarının her türlü yalanın, iftiranın, sapkınlığın serbestçe dolaşabildiği bir mecra haline getirilmesidir.

"İNTERNET MECRASI İÇİN YASAL DÜZENLEMELER YAPACAĞIZ"

Yanlış içeriği kaldırmadığı gibi, düzeltilmesine de izin vermeyen internet mecralarının mahkeme kararlarını dahi hiçe saymasını görmezden mi geleceğiz? Sizlerden birinin telefonuna sızılsa kendinizin veya kardeşinizin mahrem görüntüleri çalınıp, Twitter'da, Facebook'ta veya benzeri yerlerde yayınlansa ne olacak biliyor musunuz? Çaresiz kalacaksınız. Çünkü bu mecralar bazı ülkelerde yaptıklarının aksine Türkiye'de mali ve hukuki muhataplıklarını sağlayacak temsilcilik açmaktan ısrarla kaçınıyorlar.

Halbuki her vatandaşımızın ve kurumumuzun tıpkı gerçek hayatta olduğu gibi sosyal medya ve dijital platformlarda da maddi ve manevi itibarlarını koruma hakkı olmalıdır. Gençlerimiz başta olmak üzere, tüm vatandaşlarımızın sosyal medyayı etkin ve aynı zamanda ahlaki zeminde kullanabilmelerini sağlamak devlet başkanı olarak görevimdir. Bu konuda güçlü bir hukuki altyapı oluşturmanın hazırlıkları içindeyiz. Milletimizi sadece içeriğiyle zengin değil, aynı zamanda güvenilir bir internet mecrasına inşallah yapacağımız yasal düzenlemelerle kavuşturacağız."

Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN