İlyas Bazna nasıl Çiçero oldu? Çiçero kimdir tarihteki rolü nedir?

Çiçero kimdir? Çiçero'nun gerçek ismi ne? Yüzyılın casusu İlyas Bazna kimdir, hayatı ve yaptıkları nelerdir? Dünya casusluk tarihine geçen Çiçero'nun hayatı ve yaptıkları Erdal Beşikçioğlu ile Burcu Biricik'in başrollerinde oynadığı Çiçero filmi ile yeniden gündem oldu. İşte bu gün gösterime giren filmde hayatı anlatılan 2. Dünya savaşının seyrini değiştiren Çiçero hakkında merak edilen detaylar...

Çiçero'nun gerçek ismi ne? Çiçero kimdir? soruları 18 Ocak'ta sinemaseverlerle buluşan Çiçero filmi ile gündem oldu. Peki İlyas Bazna kimdir, hayatı ve yaptıklarınelerdir? Çiçero ve ya gerçek adı ile İlyas Bazna'nın hayatı ve nasıl casus olduğu Erdal Beşikçioğlu ile Burcu Biricik'in yer aldığı filmde anlatılıyor. Ajan Çiçero dünya casusluk tarihinin belki de en ilginç ve önemli isimlerinden biriydi. Çiçero 2. dünya Savaşı'nın seyrini alman sevgilisi ile birlikte değiştirmiştir. İşte Yüzyılın casusu olarak adlandırılan İlyas Bazna'nın hayatı hakkındaki detaylar ve Çiçero'nun tarihteki rolü...

ÇİÇERO KİMDİR?

Çiçero kimdir? sorusu Çiçero filmi ile gündemde.  Çiçero'nun gerçek ismi İlyas Bazna'dır. Peki İlyas Bazna kimdir?  Çiçero’nun hayatı ilginç detaylarla dolu. Yüzyılın casusu olarak adlandırılan İlyas Bazna'nın hayatını beyaz perdeye aktaran "Çiçero" adlı film, 18 Ocak'tasinamalarda gösterime giriyor.  Başrolünde Erdal Beşikçioğlu ile Burcu Biricik'in yer aldığı, ödüllü yönetmen Serdar Akar'ın yönetmen koltuğuna oturduğu filmin yapımcılığını, "Ayla" filmiyle dünya çapında başarıya ulaşan Mustafa Uslu üstleniyor. T4 isimli bir uygulama ile Nazilerin kendi halkına ve çocuklara da üstün ırk yaratmak için neler yaptıklarını da anlatan Çiçero, hem casus filmleri kategorisinde bir ilk hem de ülkemiz sinema tarihinde bu konu ilk kez işleniyor.

ÇİÇERO FİLMİNİN KONUSU NE?

Film, 1940’lı yıllarda Türkiye’de yaşayan ve İngiliz Büyükelçiliği’nde uşaklık yapan ve Büyükelçilikten elde ettiği gizli belgeleri Nazi Almanyası’na para karşılığı servis eden Elyesa Bazna’nın hayatını anlatıyor.

28 Mart 2018’de İstanbul’da yapılan basın toplantısında Dijital Sanatlar Yapımevi’nin patronu Mustafa Uslu, Elyesa Bazna isimli Arnavut casusun hayatını anlatan bir film yaptıklarını açıkladı.

 

Filmin, yönetmenliğini Serdar Akar’ın, senaristliğini de Ali Can Yaraş’ın gerçekleştireceğini belirten Uslu, “İlk defa bir Türk filminde, Churchill, Hitler, Stalin ile Roosevelt ve İsmet İnönü birlikte yer alacak.” açıklamasında bulundu.

Filmin senaristliğini Gürkan Tanyaş, görüntü yönetmenliğini Peter Steuger, sanat yönetmenliğini Soydan Kuş’un ve film müziklerini bestelenmesinin de Onur Özmen tarafından üstlenildi.

ÇİÇERO FİLMİNİN KADROSUNDA KİMLER VAR?

Serdar Akar’ın yönetmenliğini üstlendiği filmde, Erdal Beşikçioğlu ve Burcu Biricik başrolleri paylaşıyor. Filmin güçlü oyuncu kadrosunda, Ertan Saban, Tamer Levent, Cem Kurtoğlu, Murat Garipağaoğlu, Mehmet Ulay, Altan Erkekli, Mehmet Esen, Selen Öztürk, Levent Ülgen, Açelya Özcan, Aylin Kılınçarslan, Mehmet Ezel Özgün ve Çiğdem Selışık Onat yer alıyor.

İLYAS BAZNA KİMDİR? 

Cicero (Çiçero) kod adıyla tanınan Elyesa Bazna, 28 Haziran 1904 tarihinde dünyaya geldi. Arnavut asıllı Türk casustur. Babasının ölümünden sorumlu tuttuğu İngilizlerden nefret etmesi, parasal kazanç arzusu ve hep bir operacı olmak istemesine rağmen II. Dünya Savaşı esnasında Ankara'da çeşitli büyükelçiliklerde uşaklık yapıyor olması casusluk yapmaya başlamasına önayak oldu.

II. Dünya Savaşı yıllarının Ankara'sından önce Yugoslavya Krallığı büyükelçisinin, ardından Almanya büyükelçiliği müsteşarının uşaklığını yaptı. Almanya elçilik müsteşarı mektuplarını okuduğu için gerekçesiyle kovuldu.

1942'den itibaren Britanya İmparatorluğu'nun Ankara büyükelçisi Sir Hughe Knatchbull-Hugessen'in uşaklığını yapmaya başladı, banyosunda sırtını ovarken ona opera aryaları okuyacak kadar büyükelçi ile yakınlık kurdu. 21 Ekim 1943'ten itibaren fotoğraflarını çektiği gizli belgelerin örneklerini Almanya büyükelçiliğine teslim etmeye başladığı bilinmektedir. Bunun için, Almanya Büyükelçiliği'nde ataşelik yapan Ludwig Moyzisch'e kendisi yaklaşarak 20 000 Sterlin karşılığı elindeki elli altı belgeyi satma önerisinde bulunmz. Kısa bir süre ücretli bir Alman ajanı haline gelmiş ve Alman istihbarat servislerince kendisine "Çiçero" kod adı verildi. Müttefiklerce düzenlenen uluslararası toplantılar ve bazı bombardıman planları hakkında önemli bilgiler aktarmış olmakla birlikte, Normandiya Çıkarmasına ilişkin çok belli belirsiz istihbarat ulaştırdı. Bütün bu dönem boyunca Ankara'daki İngiliz istihbarat görevleri, Çiçero’nun İngilizce anlamadığını zannetmekte, kendisini casusluğundan şüphelenilmeyecek biri olarak görmekteydi.

Çiçero’nun sızdırdığı tüm bu değerli karşılığında Almanlardan aldığı paralar sahte çıkmış yani Türk Ajan Çiçero Almanlar tarafından dolandırılmıştır.

İlyas BAZNA, yoksulluk içinde geçen senelerden sonra 1962 yılında anılarını yazdığı kitaptan bir miktar maddi gelir elde ettiği, daha sonra Almanya’ya gittiği ve orada yoksulluk içerisinde 66 yaşında hayata veda ettiği bilinmektedir.

Elyesa Bazna casusluk yaptığı yıllarda Von Papen'in taktığı kod adının Çiçero olduğunu bilmiyordu. Hatta, kendisinin Çiçero olduğunu ancak 1950’de, sefarette belgeleri teslim ettiği Moyzisch'in tüm yargılamaların ardından inzivaya çekildiği Tirol Alpleri'nde yazdığı anılarından ve yine 1950'de, İngilizlerin artık bu casusluk olayını açıklamasıyla öğrenebildi.

TARİHTEKİ ÇİÇERO KİMDİR?

Çiçero adı ile bilinen ünlü filozofun asıl adı Marcus Tullius Cicero'dur. 

Marcus Tullius Cicero (M.Ö. 106 - M.Ö. 43), (Lâtin) Romalı devlet adamı, bilgin, hatip ve yazardır. 

Felsefe öğrenimini, Epikürosçu Phaedros, Stoacı Diodotos ve Akademi'ye bağlı Philon'dan almış olan Cicero'nun önemi, Yunan düşüncesini daha sonraki kuşaklara aktarmasından oluşur. 

Bilgi kuramı açısından, kesinliğe bağlanmak yerine olasılıkların yolunu izlemeyi yeğleyen, buna karşın ahlak alanında, dogmatik bir tavır sergileyip, Stoacılara ve bu arada Sokrates'e yönelen Cicero, Latincenin felsefe dili olarak gelişmesine katkı yapmış ve bu arada, dinsel görüşleri açısından daima agnostik kalmıştır.

Roma'nın siyasal tarihinde "konsül" sıfatıyla çok önemli bir rol oynayan Cicero, aynı zamanda felsefe alanında da önemli bir yazardır. Cicero'nun eseleri, Yunan eserlerinin bir çeşit uyarlamalı çevirisidir. Buna rağmen Cicero, felsefeye, Latince felsefe terimlerini bir arada toplamakla, büyük bir katkıda bulunmuştur. Öyle ki birçok kuşak felsefeyi Cicero'nun eserlerinden öğrenmiştir. Yunanca orijinal metinlerin elde bulunmadığı ya da bulunan metinlerin de anlaşılamadığı dönemlerde, Cicero, Yunancadan yaptığı bu çevirilerle Batı dünyasına önemli bir katkı yapmıştır.

ÇİÇERO'NUN HAYATI

3 Ocak M.Ö. 106 yılında Arpinum'da doğmuştur. Çocukluğundan itibaren harika bir öğrenci olmuş, eğitime olan tutkusu ve sevgisi ile ünlenmiştir. Yoğun bir hukuk öğrenimi görmüş, daha sonraları ise edebiyat ve felsefeyle daha çok ilgilenmeye başlamıştır. Savaşı hiç sevmezdi, yine de orduya katıldı. Mahkemelere başkanlık yaptı, ünlü ve başarılı bir hukukçu oldu. Daha sonraları ise konsül oldu, daha önce ailesinden hiçbir kimse konsül olmamıştı, yani o bir novus homo idi. M.Ö. 60 yılında Sezar, ilk Triumvirliği başlattı. M.Ö. 58 yılında Publius Clodius Pulcher'in koyduğu yasa ve aralarında gelişen sürekli muhalefet yüzünden İtalya'yı bir yıllığına terk etti. M.Ö. 50'li yıllarda, Cicero popülist Milo'yu Clodius'a karşı destekledi. Sonra 50'li yılların ortasında Clodius Milo'nun gladyatörleri tarafından Via Appia'da öldürüldü. Cicero Milo'yu savundu, bariz kanıtlar yüzünden pek başarılı olduğu söylenemez. Nitekim Milo sürgüne gitti ve uzun bir süre Marsilya'da yaşadı.

M.Ö. 50 yılında Sezar ile Pompey arasındaki gerilim iyice artmıştı, Cicero bu yıllarda Pompeius'in tarafını tuttu, yine de Caesar'ın düşmanı olmak istemiyor buna göre daha yumuşak bir politika izliyordu. M.Ö. 49 yılında Caesar İtalya'yı işgal ettiğinde, Cicero kaçmak zorunda kaldı. Daha sonraları Caesar onun geri dönmesi için ikna etmeye çalışınca, Cicero İtalya'yı terk ederek Selanik'e gitti. M.Ö. 48 yılında Pompeius taraftarlarıylaydı, bu dönemde onlarla arası açıldı, Ceasar'ın Pharsalus'daki zaferinin ardından Roma'ya geri döndü. Caesar'ın hükümranlığı altında sesini çıkarmadı, yazılarına konsantre olmuştu.

M.Ö. 45 yılının Şubatında kızı Tullia öldü. Hayatı boyu bu şoktan kurtulamadı.

M.Ö. 44 yılında Caesar öldürüldü. Bu dönemde popülaritesi arttı, Senato'nun en güçlü, en sözü geçer adamı haline geldi. Sezar'dan sonra giderek güçlenen Marcus Antonius'yi sevmiyordu. Yine de Marcus Antonius ve Cicero dönemin en güçlü iki adamı olarak diğerlerinden daha öne çıkıyordu. Caesar'ın veliahdı Octavianus İtalya'ya varınca, Cicero Antonius'a karşı onu savunmaya başladı. Sürekli Antonius'u eleştiriyor, Octavianius'u ise övüyordu. Senatus'u da Antonius'a karşı kışkırtmıştı. Cicero'nun ününün doruğuydu bu dönemler. Zamanla Cicero'nun Antonius'a olan kini arttı, kafasındaki plan hem Octavianus hem de Antonius'u aradan çıkarmaktı. Ama bu ikisi Lepidus ile beraber ikinci Triumvirliği kurunca, Cicero'u devlet düşmanı ilân ettiler. Cicero kaçtı, fakat yakalandı. M.Ö. 43 yılının 7 Aralık günü başı kesilerek idam edildi. Başı ve elleri Forum Romanum'daki Rostra'da gösterildi.

ÇİÇERO'NUN ÜNLÜ SÖZLERİ

“Bir kütüphanesi ve bir bahçesi olan daha ne ister ki hayattan?”

...dostun hatalarını görmezden gelen, onun uçuruma yuvarlanmasına neden olur.

...dostluklar için, çoğu kişideki para hırsından ve en iyi kişilerdeki makam ve şan çekişmesinden daha büyük bir felaket yoktur, en sıkı dostların en büyük düşmanlar olmasının nedeni budur.

... kendisine cezasızlık ve bilinmeme imkanı tanındığında haksızlık yapmaktan çekinecek çok az insan bulunur.

Milletler parasızlıktan değil ahlaksızlıktan çökerler.

Kimse akan sudan mahrum edilmemeli, herkesin ateşten ateş alması sağlanmalı ve her isteyene güvenilir bir nasihat verilmeli; bütün bunlar alan için yararlı olup, verene zararı dokunmayan şeylerdir.

Başka birisinin fazla olan malı mülkü bizi niye ilgilendirsin?

İnsan ne kadar yükselirse, gönlü o kadar alçalmalıdır.

İki tür uzlaşmazlık vardır: Biri tartışmayla ilerler, diğeri kaba kuvvetle; biri insana özgüdür, diğeri vahşilere...

"'Roma neden yıkıldı?' sorusuna Cicero’nun cevabı: Çok ve güzel konuştuk, fakat bilgisizdik!"

Elyesa Bazna 1970'te, Münih'te 66 yaşında, yoksul bir gece bekçisi olarak hayatını kaybetti.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.

İlgili Haberler

Yüzyılın casusu Çiçero geliyor
Erdal Beşikçioğlu ne dedi? İşte o röportajı ve dedikleri

Hayat Haberleri