Kitap fiyatlarının yüksekliğine dikkat çeken sosyal medya kullanıcıları etiketlerin düşürülmesi için çağrıda bulundu. Paylaşımcılar “Okumak lüks ihtiyaç değil” tepkisini gösterdi. Türkiye Yayıncılar Birliği Başkanı Kenan Kocatürk, söz konusu taleplerin kolektif emeğe saygısızlık olduğunu savundu. Kocatürk “Bu çıkışların kötücüllük barındırdığına inanıyorum. Yayıncılarımızın sabit fiyat uygulamasının ertesinde gündeme gelmesi manidar” dedi.
Fiyatları pahalı bulan ve okumanın ‘lüks bir ihtiyaç’ olarak görülmesine tepki veren okurlar kitapların 1 TL’den satılmasını öneren ‘#kitapfiyatları’ adlı bir kampanya başlattı. Tepkileri KARAR’a değerlendiren Türkiye Yayıncılar Birliği Başkanı Kenan Kocatürk “Bu çıkışların kötücüllük barındırdığına inanıyorum. Ardında büyük emek olan kitaplarla ilgili bu ucuz kampanyalar emeğe büyük saygısızlık” dedi.
Geçen hafta sosyal medyada yankı bulan konulardan biri Türkiye’de kitap fiyatlarının, özellikle yerli yazarların eserlerinin ‘çok pahalı’ olduğunun ileri sürüldüğü ‘#kitapfiyatları’ kampanyası oldu. Kimi okurlar kitap fiyatlarının çok yüksek olması nedeniyle kitap okumakta zorlandıklarını söylerken kimileri ise fiyatların ‘cahillikle mücadele için 1 TL’ye sabitlenmesi gerektiğini önerdi.
Twitter’da başlatılan kampanyanın öncüleri arasında yer alan Mehmet Ali Yıldız isimli kullanıcının “1 TL olsun, bakın o zaman Avrupa’nın en çok kitap okuyan ülkesi nasıl oluyoruz. İnsanlar kitap alamıyor ki bu pahalılıkta”, Önder Şeren’in “Gerçekten bir kitap 50 lira olur mu ya. Ciddi ciddi kitap okuyan kitap alan birinin sağlam bütçesi ayırması lazım. Okumak lüks ihtiyaç değildir” paylaşımları oldukça dikkat çekti.
TÜİK’e göre Eylül 2014’te edebi türde bir kitabın değeri 20.3 TL iken, Eylül 2019’da 26.3 TL’ye yükseldi. Türkiye’de 2020’deki ortalama değeri 27 TL olarak biliniyor.
‘KİTAPÇILAR ZOR KOŞULLARDA AYAKTA KALMAYA ÇALIŞIYOR’
Yaşananların ardından kitap fiyatlarına tepkilerle ilgili düşüncelerini öğrenmek üzere ulaştığım Türkiye Yayıncılar Birliği Başkanı Kenan Kocatürk, ilk olarak başlatılan kampanyayı yanlış ve yersiz bulduğunu aktardı. “Yaratıcılığa, kültürel birikimin gelişmesine ez cümle kültürel sermaye düşmanlığı yapmanın sadece cehaletle açıklanamayacağını düşünüyorum” diyen Kocatürk, şöyle devam etti:
“Okura gelene kadar yazarıyla, çevirmeniyle, yayıncısıyla, editörüyle, düzeltmeniyle, illüstratörüyle, dizgicisiyle, tasarımcısıyla, matbaacısıyla, dağıtımcısıyla ve kitabevleriyle arkasında büyük bir emek olan kitaplarla ilgili bu kadar ucuz kampanyaların en başta bu kolektif emeğe büyük bir saygısızlık olduğunu düşünüyorum.”
Sağduyulu okurların bu kadar emekle yapılan bir kültürel faaliyeti küçümseyen bir çizgiyi asla tasvip etmeyeceği görüşünü dile getiren Kocatürk, yaşananlara dair şu değerlendirmeyi yaptı: “Artık bu tür çıkışların bir kötücüllük barındırdığına inanmaya başladım. Bu tür kampanyaların ilk çıkışlarında ve daha sonrasındaki paylaşımlarında ne yazık ki gerçek kişi hesaplarıyla köpürtülmediğini görmek de ayrı bir merak konusu oluyor. Arkasında kimin olduğu, kimlerin bu işleri manipüle ettiğini merak etmekle birlikte bu dönemde bu işlere tevessül edilmesini de manidar buluyorum.”
Kocatürk’ün şu ifadeleri ise konunun üzerinde düşünülmesi gereken bir başka yönüne dikkati çekiyor: “Çok zor koşullarda artan tüm maliyetlerine karşın okurla bağını önceleyen yayıncılarımızın çabasına, internette hiçbir ülkede görülmeyecek kadar yıkıcı indirimlerle rekabet edemeyen, çok zor koşullarda ayakta kalmaya çaba harcayan kitapçılarımızın talep ettiği kitapta sabit fiyat uygulamasının dillendirildiğinin ertesi haftasında kitap fiyatlarının gündeme getirilmesini çok manidar ve düşündürücü buluyoruz.”
