Ve akşam olur sofra başında sabırla iftar saati beklenir, güneş ancak İstanbul’a mahsus güzellikle ve renklerle batar. Birkaç martı mutlaka çerçeveye girer. Sonra radyodaki çok eski zamanlardan kalma boğuk mikrofonik ses “Tanrım senin rızan için oruç tuttum” diye iftar duasına başlarken Ziya Osman Saba söze girer: “Geliyor Boğaziçi’ne doğru… Mavi sular üzerinde yine… Baktıkça hep semt semt, yer yer... Beş yaşım, on beş yaşım, ah yirmi yaşım.”