Gündemin hangi yarısı gereksiz?

Gündeme gelen her yeni konu, adeta bütün sorunlarımızın odaklandığı bir denklem gibi heyecanla tartışıldıktan sonra unutulup gidiyor. Son bir iki hafta içinde ana gündem o kadar değişti ki çetelesini tutmak bile neredeyse mümkün değil.

Anayasa Mahkemesi’nin “Bu suça ortak olmayacağız“ başlıklı bildiriye imza atan akademisyenlerin “silahlı terör örgütü propagandası yapmak“ suçunda ceza almalarının, ifade özgürlüğünün ihlali olmasına hükmetmesi ile verimli bir hukuki tartışma bekledik. Ancak 1071 akademisyenin bu karara karşı yayınladığı bildiri, hukuki bir tartışmanın Türk usulü polemiğe dönüşmesine vesile oldu. Devamında saflar sıklaştı hain, ihanet suçlamaları filizlenen her fikir tartışmasının üzerine bir el bombası gibi fırlatıldı.

Peşinden Suriyeli mülteciler tartışmasını yaşadık. Kendilerini, insani gerekçelerle savunan sağduyulu bir azınlık hariç, medya ve kamuoyunda hiçbir cevap ve savunma hakkına sahip olmayan Suriyeli göçmenler hakkında her türlü saldırgan ve ırkçı söylem rahatça dile getirildi. Sonu sokakta Suriyeli avlamaya varan bu cinnet hali şimdilik durulmuş görünüyor. Ancak bu sorundan pirim toplayacak siyasiler, gazeteciler ve kanaat önderleri gelecek ilk fırsatta zehir saçmaya devam edecek.

Belediye başkanlarının, akrabalarını belediyelerde önemli mevkilere getirdiği bir diğer tartışma da yine hızla tartışıp tükettiğimiz bir başka konu oldu. Türkiye’nin farklı bölgelerinde evlatların, yeğenlerin, torunların belediye başkanları tarafından yapılan atamaları kınandı. Bazı belediye başkanları geri adım atmak zorunda kaldı. Atamalarda liyakat sorunu, personel tercihi gibi önemli konular ikinci bir skandala kadar şimdilik askıya alındı. Bu krizden de belediyeleri bütüncül olarak kapsayacak, yapıcı bir kurumsal bir netice elde edemedik.

Kaz dağlarında Kanadılı şirket ile Türk ortağının sürdürdüğü altın arama faaliyeti ve Salda Gölü’nün koruma altına alınması hakkında, çevre duyarlılığı ve siyasi motivasyonların birbirine karıştığı bir tartışmayı da Türkiye kamuoyu ilave olarak takip ediyor. Bu konu da hızla, yapıcı tartışmadan çok cepheden cepheye atışların yapıldığı siyasi bir polemiğe dönüştü.

Haber sitelerinde dehşete düşüren cinayet, kaza, cinnet sonucu yaşanan dramatik ölüm vakaları da bütün bu siyasi tartışmalara refakat ediyor. Gerilim, hamaset, dehşetle dolu bir gündem. Sükunetle ve sağduyuya imkan tanımayan bilgi bombardımanının yarattığı gergin ruh hali.

Zihin sağlığı açısından biraz sükunet kaçınılmaz. Reklamcılık sektöründe ünlü işadamı Henry Ford’un “Reklama yaptığım yatırımın yarısının pencereden atılmış para olduğunu biliyorum. Ancak hangi yarısının olduğunu bilmiyorum“ sözüne sıkça atıf yapılır. Benzeri sorunu gündeme ayırdığımız dikkat ve zamanda yaşıyoruz. Bize sunulan gündemin en az yarısı gereksiz. Hangi yarısının gereksiz olduğuna biraz daha kafa yormak gerekiyor.

YORUMLAR (4)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
4 Yorum