Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, NATO Genel Sekreterliği görevine gelmesinin ardından Ankara’ya ilk resmi ziyaretini gerçekleştiren Mark Rutte’yi Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde ağırladı. Görüşmede, Rusya ile Ukrayna arasındaki artan gerilimin yarattığı nükleer savaş riski başta olmak üzere kritik küresel meseleler ele alındı. Görüşme sonrası herhangi bir resmi açıklama yapılmadı.
"TÜRKİYE NATO’YA PAHA BİÇİLMEZ KATKILARDA BULUNUYOR"
Mark Rutte, sosyal medya hesabından Cumhurbaşkanı Erdoğan ile yaptığı görüşmeye dair şu ifadeleri kullandı:
"Cumhurbaşkanı Erdoğan ile, terörizm tehdidi, Ukrayna’daki savaş ve Orta Doğu’daki kriz de dahil olmak üzere, kolektif güvenliğimize yönelik büyüyen zorlukları görüşmek üzere bir araya geldim. Giderek daha öngörülemez hale gelen bir dünyada, Türkiye NATO’ya paha biçilmez katkılarda bulunuyor."
ZİYARET ÖNCESİNDE BEKLENTİLER
Ziyaret öncesi yapılan değerlendirmelerde, görüşmenin Avrupa’da bozulan barış ortamına ve NATO’nun güçlendirilmesi gerekliliğine odaklanacağı belirtilmişti. Ayrıca Avrupa Birliği’nin, AB üyesi olmayan NATO müttefiklerine karşı sergilediği dışlayıcı yaklaşımdan duyulan rahatsızlığın da Erdoğan tarafından dile getirilmesi bekleniyordu. Görüşmede, müttefikler arasındaki savunma tedarikine yönelik engellerin kaldırılması ve terörizmle mücadelede tam dayanışma sağlanması gibi Türkiye’nin beklentilerinin üst düzeyde vurgulanacağı öngörülmüştü.
RUTTE’NİN DİĞER DİPLOMATİK GÖRÜŞMELERİ
Mark Rutte, Türkiye ziyaretinden önce kritik temaslarda bulundu. ABD’nin yeni başkanı olarak göreve başlayacak Donald Trump ile bir görüşme gerçekleştiren Rutte, İngiltere Başbakanı Kier Starmer ile de bir araya gelmişti. Bu görüşmelerin, NATO içindeki iş birliğinin artırılmasına yönelik önemli adımlar olduğu değerlendirildi.
ERDOĞAN’DAN RUSYA-UKRAYNA GERİLİMİNE DAİR AÇIKLAMA
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rusya-Ukrayna savaşı bağlamında Ukrayna’nın Rusya’ya balistik füzelerle saldırmasının büyük bir risk taşıdığına dikkat çekmişti. Ayrıca Rusya’nın revize ettiği nükleer doktrinin, uluslararası toplumu tedirgin ettiğini belirterek, “Rusya’nın müttefiklerine veya kendisine yönelik bir kitle imha silahı kullanılması durumunda nükleer silah kullanma hakkını saklı tutması” gibi ifadelerin endişe verici olduğunu vurgulamıştı.
