Ekrem İmamoğlu: İstanbul'a en büyük ihanet Kanal İstanbul

Ekrem İmamoğlu: İstanbul'a en büyük ihanet Kanal İstanbul

İBB Başkanı İmamoğlu, katıldığı TV programında belediye ile ilgili en merak edilen soruları cevapladı. İmamoğlu, "Ne yaptınız bugüne kadar?" sorusuna, "En başta, idari sistem devrimi yapıyoruz. Kamu yönetiminin gerçek manasının temellerini atıyoruz." dedi. Kanal İstanbul Projesi ile ilgili konuşan İmamoğlu, "İstanbul'a ihanet ettik' diyorlar ya. Tüm ihanetleri bir kenara koy yüzle çarp. İşte Kanal İstanbul" ifadesini kullandı.

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Habertürk'te Fatih Altaylı'nın sorularını cevapladı.

İmamoğlu'nun açıklamalarından satırbaşları şöyle:

Kadınlar size inanılmaz ilgi gösteriyor. Sizinle fotoğraf çektirmek istiyor. Kadınların sevgilisi olmuşsunuz. Niye böyle?

- Toplumun her kesiminden ilgi yaşıyorum. Anne telefonları ve  diyalogları alıyorum ki. Geçenlerde methiye sıralamış bir teyzemiz, kaydını yakın dostum çekmiş ve bana yollamış. Bazen anneme 'Anneciğim kusura bakma ama beni annem kadar seven güzel anneler var' diyorum. Geçenlerde birisi aradı Mersin'den, dedi ki 'Ben Mersin'den annen'. Kadın vicdanı ve kadının sürece önsezileriyle bakışı çok daha başka. Demek ki doğru yoldayız.

'İSTANBUL OTOGARI'NIN ALTI SUÇ MEKANİZMASINA DÖNMÜŞTÜ'

5 aylık süre içerisinde belediyeye geldiniz. Ne gördünüz? Beklediğiniz gibi miydi, beklemediğiniz gibi miydi? Karşınıza çıkan tablo size ne hissettirdi?

- Doğru ve öncelikli meselelerin kenara konulduğu hissine kapıldım. İstanbul'un son 5 yılı daha da ilgisiz, daha da yatırımlarda verimlilik öncelemeyen, ne yazık ki çoğu kez siyasi kararların alındığı, boşlukların yaratıldığı; daha ötesi tümüyle siyasi kararlar. Finansman modeli yok, personel sayısı arttırılmış. İstanbul'da boşluk yaratılmış. İstanbul Otogarı dikkat çekici bir örnek. Avrupa'nın en büyük otogarı. Yıllar önce yapılmış. Biz bir girdik dehşete düşersiniz. Herkesin bir kenarından tuttuğu, altında bütün suç mekanizmaların kol gezdiği bir yer. Biz orada iradenin, kamu yönetiminin, İstanbul'un kamu idaresinin ispatını ortaya koyduk. Aylık 4 milyon 600 bin lira civarında geliri var artık. Siz diyelim ki işleteniniz var, burayı kontrol etmeyecek misiniz? Gece orada dolaşmak mümkün değildi. Artık orası kamunun idaresinde, denetiminde.

O altlardaki yerler ne oldu?

- Tümüyle yıkıldı, temizlendi. Geçen gün Sarayburnu'ndaydım. 1930'lı yıllarda Mustafa Kemal Atatürk'ün ilk heykeli vardır. Bana göre İstanbul'un hem karşılama hem uğurlama yeri. Bu kadar metruk, sahipsiz, her tarafında işletme, kim kimdir belli değil. Bu yapıları kontrol edemeyen İstanbul Büyükşehir Belediyesi vardı.

'İSTANBUL'DA YILLAR SONRA KENT KONSEYİ KURULDU'

- İrade konulmayan, idare edilemeyen, Ankara'da bir bakanlık İstanbul'la ilgili bir karar alabilir. Peki sizin iradeniz, fikriniz yok mu? Doğru doğrudur, eğri eğridir. Ankara'da masa başında karar alınmış olabilir. Ama İstanbul'un nabzını tutan sizsiniz. ben 16 milyon insanın temsilcisiyim. Cesaretimi, yetkimi tümüyle 16 milyon insandan alıyorum. Bu şehrin hakkını korumak zorundayım. Orada yanlışı düzeltilerek Ankara'da merkezi hükümet yöneticilerine de fayda vermiş olursunuz. Bu kadar net. İstanbul aynı zamanda yönetim olarak gözlemci, denetçi, müdahale eden, uyarıda bulunan, bir husus varsa merkezi hükümet tarafından yapılmış İstanbul halkıyla paylaşan, demokratik kurulları hayata geçiren. Yıllar sonra ilk defa kent konseyi kuruldu. Daha da güçlü çalışacak. Yüzbinlerce insanın aktif içinde olduğu, eleştirel ve tavsiye gözlüğüyle bakan bir gönüllü meselesini devreye sokacağız. İstanbul gönüllüleri, deprem, sanat, sağlık gönüllüleri.

'YAŞANAN İSRAFI 23 HAZİRAN'DA HALKIMIZA ANLATACAĞIZ'

- Burası bir turizm kenti. Sizin şehrin bütün dokusunu ortaya koyacak ve servis edecek olan belediye. Tarihi dokuyu ortaya koyacak olan belediye. Kurulun içerisine bütün turizm paydaşlarını davet ettik. Servis araçlarının, turizm hizmeti veren taksicilerin, otel yatırımcıların, TÜRSAB'ın temsilcileri var. Biz onlarla turizmi konuşuyoruz. Belediye İstanbul'un paydaşlarını içine alan demokratik katılım metodundan bahsediyorum. Bütün inançları biraraya getiren inanç masası kuruyoruz. Bir vicdan mı ortaya konacak, birinin hukuku mu korunacak, demokrasi. Ben buna cesur demokrasi örnekleri diyorum. Katılım, şeffaflık bütün bu örnekleri ortaya koyacağız. Bu şehrin ihaleleri, meclisi, hizmetleri de şeffaf olacak. İştiraklerin geçmişiyle ilgili ne kadar bilginiz var? Şimdi tümüyle ilgili bilgi sahibi olacaksınız. Ulusal ve uluslararası denetim kurullarının denetimine ihtiyacınız var. Siyasi mekanizma işlemeyecek. 2019'da cesur bir halk çıktı ortaya. Biz o cesaretle İstanbul'daki yanlışları düzeltmekle mesulüz.

'Siz çok iddialı bir başkan profili ortaya koyunca beklenti büyük. Diyorlar ki, 'Ekrem Bey geldi de şu ana kadar ne yaptı?' Kimse '5 aya kadar ne yapılır?' deniyor. Başkan ne yaptınız bugüne kadar?

- Birincisi en başta bir idari sistem devrimi yapıyoruz biz. Liyakatiyle bu sürece hizmet eden kişiliklerin, hiç kimse benim ahbabım, çavuşum değil. İdari düzenin değişimiyle ilgili kamu ahlakı, kamu yönetimi düzeninin gerçek manasına kavuştuğu sürecin temellerini atıyoruz. Bütçe disiplinini gerçekleştiriyoruz. Cari açığı çok ciddi anlamda  disipline ediyoruz. Sadece 1.7 milyarlık lüzumsuz kamulaştırma bedellerini bertaraf ettik. Herhangi araziyle ilgili kamulaştırma konusunda ihtiyacı olmaksızın karar almış. Böyle başlanan süreci durdurduk. İsraf ve tasarruf diye iki kalemi önceledik. İsrafın bizi nereye getirdiğini 23 Haziran'da bütün topluma verileriyle açıklayacağız. Halk sunumu yapacağız. 100 bine yakın çocuğumuza halk sütü dağıtıyoruz.

'2020 YILI İÇİN YÜZDE 20'LİK BİR ZAMDAN BAHSEDİYORUZ'

- Bu gece saat 10.00'da burs alan 30 bin öğrencimizin ismini açıklayacağız. 22 kreşin inşaatı başladı, 150'ye tamamlayacağız. Bu 16 bin kadına özgürlük demek. Kemerburgaz'daki kent ormanını hayata geçirdik. 6 sene önce başlamıştı.

Başladı, süründü de süründü orası...

- Hafta içi uğradım, cıvıl cıvıl orası. Milli bayramlarda halkımız artık ücretsiz otobüse biniyor. Hafta sonu 24 saat ulaşımı açtık. Marmaray'ı ısrarla Ulaştırma Bakanlığı'na yazıyoruz, siz de bu sürece dahil olun, bu İstanbul hakkıdır diyoruz. Kusura bakmasınlar ama yıllar sonra İstanbul milli bayram kutladı. Cumhuriyet Bayramını kutladı. Omuz omuza, kolkola, eğlenerek, coşkuyla, bayraklarını sallayarak, türküsünü söyleyerek. 0-4 yaş arasında çocukların anneleriyle yazışmalar yapıldı şu anda meclisin gündeminde. Tarım alanlarına çalışma başlattık. Örnekköy çalışmasını başlattık Pendik Göçbeyli köyünde.

Sütü neden İzmir'den alıyorsunuz?

- Şu anda Tekirdağ, Kırklareli ile konuşuyoruz. Önce İstanbul'un çifçisi. Komşu illeri de sürecin içine katan sistemle süt alımını bu yakın coğrafyadan gerçekleştireceğiz. Ulaşım fiyatlarıyla ilgili indirimlerimiz yapıldı. Öğrenci indirim bizim sayemizde oldu.

Su için indirim yapacağız dediniz. Miktarı AK Parti indirdi. Şimdi suya zam yapacağınız söyleniyor. Suya zam niye yapılıyor? İndirim niye, zam niye?

- Milyonlarca arabaya, posta kutusuna konuldu. Bu nasıl propaganda, çok komik. Biz dedik ki, toplumun suyla ilgili hassasiyeti var, ekmekle olduğu gibi. Biz Türkiye'nin en ucuz halk ekmek dağıtımını yapıyoruz. Zarar etmememize rağmen. Fakiri fukarayı sübvanse ediyoruz. Şu anda toplumun hassas alanlarını desteklemek durumundayız. Şubat, Mart'ta suyun fiyatını dengelemek durumundayız. Arkadaşlarımız yarın İSKİ genel kurulunda tartışılacak. Suyu az ve öz kullanan, ki bunlar dar gelirli aileler indirimden az faydalandılar, çok kullananlar, işyerleri çok indirimden faydalandılar. Şu an İSKİ'nin bütçesinin ciddi bir kısmı enerji. Türkiye'deki elektrik, doğalgaz, yakıt zammı ortada. Hiçbir zammın kaynağı büyükşehir belediyesi olma şansı yok. Konuştuğumuz şey yüzde 20 civarında zam. Bu zam olmadan İSKİ yatırım yapamaz. Türkiye'de zam olmasın biz de yapmayalım. Bugün yapılan su zammı normal bir zamdır. Talep edilen zammın da altında bir oranda yapılmaktadır.

Adaylığınız süresince israf dediniz. Gereksiz makam aracı olduğunu söylediniz. Sonra da Yenikapı'ya bin küsur araç getirdiniz. Topumun bir kısmında en azından muhalif kesimler 'bu kadar mıydı' diye sordu. Bir miktar da lüks araç vardı. Niye umduğunuz kadar lüks araç çıkmadı? Yine Yenikapı manzarası tatminkar bir manzara gibi görünmedi?

- Bazı medya kuruluşları ne yazık ki iyi bir algı yönettiğini düşünürken aslında toplumun manevi değerlerine zarar veriyor. İsrafın küçüğü, büyüğü olmaz. Kamu malına zarar getiriyorsan küçüğü büyüğü yok. 1250 araç az mı? Allah'tan kork derler. Beylikdüzü Belediyesi'nin toplam araç sayısı 250-300. Biz biliyoruz o lüks arabalarının ne olduğunu, o lüks arabaların nereye dağıldığını, nasıl değiştirildiğini biz biliyoruz. İsrafla bu toplumu yüzleştireceğiz. O bilgiyi vereceğiz, toplum etkilenecek ve hesap soracak. 1250 aracın Yenikapı'da sergilenen kısmı 750 taneydi. Ara dönemde 500 küsur iade edilmiş.  Neticede kamu yıllık 60-70 milyon lira civarında tasarruf etti. Eski parayla trilyon. Biz israfı ortaya koyduk. Hem iştiraklerde hem de İBB'nin kurumsal yapısıyla azaltılmış, tasarruf edilmiş şekliyle ihaleleri çıkıldı.

Yeni araç alımı için ihaleye çıkıldığı iddiası...

- Öyle bir şey yok. Halk süt için 60 tane araç ihalesi yaptık. Lazımsa onu alacağız, partiye, ona, buna dağıtmayacağım.

'ŞU ANA KADAR 3 BİN 800 KİŞİYİ İŞTEN ÇIKARDIK'

Belediye bağlı iştiraklerde çalışanlardan bir kısmının lüzumsuz olduğu hep söylendi. Size oy verenler 'geldi aynı adamlar devam ediyor'. Buna mukabil sizin muhalifiniz, 'geldi bizim adamlarımızı çıkardı'. Kimleri çıkardınız, kaç adam çıkardınız?

- Biz iş olsun diye adam çıkartmaya gelmedik. İBB'de işini layıkıyla yapan herkese alın terine, emeğin karşılığına verme sözümüz var. Yaklaşık 1400 kişi iki seçim arası alınan insan sayısı. Bunun içerisinde 31 Mart'tan bir ay öncesine kadar ki, kısmı var. Yine proje bitimiyle çıkarılan işçi sayısı. Toplamda emekli olan, işinden ayrılan, yaklaşık 3 bin 800 kişinin çıkarıldığını sizinle paylaşıyorum. Bu kadar çıkarttığımız eleman, ya da emekli olan, ya da kendi ayrılan, ya da proje bittiğinden dolayı ayrılan insanın dışında kalan insanlar şimdi orada çalışan insanlar. Biz herşeyi şeffaf paylaşıyoruz. İlanlarımızı büyükşehir belediyesinin sayfasından net görebilirsiniz. İSPARK'a 50 kadın görevlisi aldık. Nasıl aldığımızı gidip sorgulasınlar. Tümüyle şeffaf. Bu yeni insan kaynakları yönetiminin kamuya girişidir. Siyasi tabanlı yönetilmeyen bir süreci yaşıyoruz İstanbul'da.

CHP'liler, İYİ Partililer size destek veren unsurlar da 'tamam da bize niye ekmek yok' deniliyor.

'77 GÜNDEN BERİ YAPILAN TEK ŞEY WHATSAPP GRUBU'

- CHP'nin içinden de var geçmişte AK Partili olmuş olan insanlar da var. Biz toplumu kucaklamaya geldik. Kesinlikle toplumun yansımasını bütün atamalarda görebilirler. CHP'li bir belediye başkanı seçildi. Ama CHP adına adil bir belediye başkanı olmaya, belki de İstanbul'un gelmiş geçmiş en demokrat belediye başkanı olmaya söz vermiş bir insanım. Zaten adil olduğunuzda sizin partili arkadaşlarınız da bundan karşılık bulacaklar. CHP'liyim oradaki işi yapabilme kapasitem yok, ama CHP'li olduğum için o koltuğa oturacağım, olmaz! Saadet Partili, İYİ Partili, HDP'li, AK Partili, MHP'li de görev alacaktır. Şu anda net konuşalım, toplumun en büyük düşmanı partizanlık. Benim en büyük taahhüdüm İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde partizanlığı kaldıracağım demiştim.

Belediyede başkanlık döneminizde engellemek ihtimaliniz olduğunu herkes söylüyordu. Engelleniyor musunuz, bu engelleme sizin iş yapmanızı tamamen engelleyecek noktada mı? Nasıl engelleniyorsunuz? Başka partileri ziyaretinizi görüyoruz.

- 39 ilçenin belediye başkanı seçildi. Bu 39 başkan benim İstanbul'daki en birinci yardımcım. 5 yıl boyunca bana yapılanların tek bir kalemini, adedini o insanlara yapmayacağım. Ben Beylikdüzü'nde iken 5 yıl boyunca muhatap bulamadım. 10 bölge masası kurduk. Birbirine yakın, aynı sorunları yaşayan ilçelerden ortak masalar oluşturduk. İBB koordinasyonunda çalışıyorlar. Bütün belediyeleri geziyorum, sorunlarını dinliyoruz. Bir belediye kanunu konuşuluyor. Biz 11 Eylül'de sayın Cumhurbaşkanının davetlisi olarak Beştepe'ye çıktık.

Sandalyeniz kırıldı.

- Bana göre de kırıldı. Ben söz aldım, hazırlanacak olan hep birlikte katkı sunmak istiyoruz sayın Cumhurbaşkanımız dedim. Bizden 3 isim, AK Parti'den 3 isim, 6 da bakan ismi saydı. Bu süreci Fuat Bey'in yönetmesi için talimat verdi. 77 gün geçti.Birçok taslak görüyoruz. Boğaziçi dahil olmak üzere. Ama 77 gün üzerine yapılan tek şey sıradan whatsapp grubu kuruldu diye haber yapıldı.

'CUMHURBAŞKANININ EKSİK BİLGİYLE DONATILDIĞINI DÜŞÜNÜYORUM'

- Biz bugün neredeyiz? Tam 25 yıl sonrasındayız. 25 yıl önce kendisine yapılan bir şeye karşı durmuş bir insandan siz ne beklersiniz? Yunus Emre 'sen sana ne sanırsan başkasına da onu san' diyor. İşte demokrasi. Sayın Cumhurbaşkanı ile tesadüf yanyana Cuma namazı kıldık. Kendisine bunu sordum. Bu hafta arayacaklar dendi 3 hafta geçti. Ben sayın Cumhurbaşkanı'ın eksik bilgiyle donatıldığını düşünüyorum. Bizi arayan yok. Genel Başkan Yardımcısı sayın Fuat Oktay'ı defalarca aramamıza rağmen dönüş yapılmadı. Siz İstanbul'un çevre düzeni planını oturup büroya kapansanız, toplumun paydaşların, meslek odalarının fikrini almadan bu plan olur mu? Siz gelip İstanbul'da ben de yetkili olacağım iddiasıyla, buranın İstanbul Büyükşehir Belediyesi var, yanlış yaparsınız. Biz bu kente ihanet ettirmeyeceğiz. Bunu taahhüt ediyorum. Toplumun ortaya koyacağı inisiyatifle, demokrasi ve hukukun verdiği güçle bu şehre ihanet ettirmeyiz. Bu kamu kurumlarının biraraya gelmesini diliyorum. Sayın Cumhurbaşkanımızın taahhüt ettiği bu kurulun kurulmasını 16 milyon insanın adına talep ediyorum.

'SAYIN CUMHURBAŞKANI'NIN DİKTİĞİ AĞAÇLARI KURTARDIK'

Diyorlar ki, 'Ekrem Bey sürekli şov yapıyor, PR yapıyor'. Konuşulan örnek de şu 'Bir temel atmama töreni yaptı'. Buna gerek var mıydı? Bu vazgeçmesi doğru mu? Sonuçta arıtma tesisiydi. Niye vazgeçtiniz?

- Özellikle sayın Bakanın bu alan üzerinden eksik ve yanlış bilgiler paylaşması beni üzüyor. Haliç'in en güzel noktasına, Silahtarağa'ya biyolojik arıtma tesisi kurmayı hedeflemişler. 7 firma teklif verdi. Acil ihale yapmamız lazım dendi. Bu çaptaki ihaleleri durdurduk. Sonra yönetim atadık, 'sayın başkan burada biyolojik yatırıma ihtiyacımız yok' dendi. Aynı yönetimde çalışan 3 kişi şu an benimle çalışıyorlar. 'Yapılacak arıtmanın sadece Haliç kıysındaki yeşil alanların sulanmasıyla ilgili kapasiteden bahsettik, neredeyse 10 katı bir biyolojik arıtma tesisi hedefi konuldu. 136 bin metre karelik bir alana'. Haliç'in göbeğine. 30 yıllık ağaçlar var. Siz 400 milyonluk değeri olan araziyi yok edeceksiniz dedim sayın bakana. Temel atmama aslında bir farkındalık yaratma. Sanki ben biyolojik arıtmaya karşıymışım gibi. Sayın Cumhurbaşkanımız yorum yaptı. Ben dedim ki, 'Sayın Cumhurbaşkanım biz sizin diktiğiniz ağaçları kurtardık' dedim. Eyüpsultan ve Kağıthane ilçesini kokudan kurtardık. Bu vadiye inen bütün atıklar şu anda Baltalimanı'ndaki arıtma tesisine ve Yenikapı'ya zaten aktarılıyor. O bölgede 2,5 milyon dahi nüfus artışı olsa mevcut arıtma tesisleri yeterli.

Yenikapı ve Baltalimanı yeterli mi?

- Evet yeterli. Başakşehir'de Sarıyer'de, Tuzla'da arıtma sistemi kuracağız. Bizim arıtma tesisi ihtiyacımız tabii ki var. Deniyor ki, efendim bu arıtmayla beraber arıtılan suyla Haliç'e can suyu vereceğiz deniyor. Şu anda Haliç'e Karadeniz'den su basılıyor. Yapanlardan Allah razı olsun.

'İSTANBUL'DA DURAN METRO İNŞAATLARI İÇİN DEVAM TALİMATI VERDİM'

- Ocak ayında deprem ve su çalıştayımız var. Turizm çalıştayımız var. Aralık'ın son haftasında ulaşım çalıştayımız var. Bütün paydaşlarıyla bu konuları tartışacağız. Haliç'le ilgili bu konuyu da tartışacağız. Ben bakanlıkla ilgili bir konu olsa arar bakan beye sorarım. Benim yetkimin alanımda olan bir yere 'Oraya gelip arıtma tesisi yapacağız' deniyor. Babamın malı mı yahu! Yetkin yok. Ararsanız, telefonun ucunda Ekrem İmamoğlu, brifingi seve seve veririz. İkna olmadınız ortak masa kurarız. Tartışırız, devlet idaresi bunu gerektirir. Benim üzüldüğüm taraf bu. Temel atmama törenini şunun için yaptım. Bizim bunu yapma sebebimiz farkındalık ortaya koymak. Belki en çok sevinenlerden biri Eyüpsultan, Kağıthane belediye başkanı. O belediye başkanlarının gidip İSKİ'ye bunu buraya yapmayın dediklerini biliyorum.

Metro inşaatları durmuş vaziyette. Niye durdu, başlayacak mı?

- Bir kere metro inşaatlarında geldiğimizde tam 8 hat durmuştu. Bu 8 hattın tümünün finans kaynağı temin edilmeden yola çıkılmış. Daha evvelsi günü koca tüneli açan makineyle start verdiğimiz Çekmeköy-Sancaktepe-Sultanbeyli hattı 2 yıldır durdurulmuş. Yanlışlarını düzelttiğimiz, proje hatlarını değiştirdiğimiz işler de var. Ümraniye-Ataşehir-Göztepe hattı toplam 175 milyon Avroluk kredi sözleşmesiyle.

Bu projeler başladığında finansmanları yok muydu?

- Daha acısını söyleyeyim. Ümraniye-Ataşehir-Göztepe, Çekmeköy-Sancaktepe-Sultanbeyli hattını başlattık. Kaynarca-Tuzla-Pendik metro hattını 86 milyon Avroluk kredi sözleşmesiyle start veriyoruz. Tuzlalılara, Pendiklilere, Kaynarcalılara müjde olarak ifade edelim. En uygun vadede en ucuz finansmanla uzun vadeli kredi bulma konusunda arkadaşlarım müthiş yetenekli. Biz bunu başarıyoruz şu anda. Hemen hemen faizler libor seviyesinde. Pazarlık ediyoruz. Daha ucuza maletme konusunda özel çabalarımız var. Mahmutbey'den Beylikdüzü'ne kadar uzanması gereken Esenyurt hattı var. Hattın geçtiği yer belli değil. Hat üzerindeki duraklar belli değil ihaleye çıkılmış.

Akla aykırı, olmaz ama başkan...

'İNŞAAT DÖNEMİNİ ÖDEMESİZ GEÇİRMEYE ÇALIŞIYORUZ'

- Avam projesi yapılır. Bahçehir TEM'e paralel düşünüldüğü, proje yürürken nasıl değişiklik yapıldığını arkadaşlarım size aktarır. Bu hatlar başlayacak talimatı verdim.

Parasını bulabildiniz mi?

- İnşaat dönemini ödemesiz geçirmeye çalışıyoruz. Öyle hat var ki saatte 300 bin 470 bin kişi taşıyacak. Yoğun hatlar. Aslında İstanbul'un yatırım verimliliği ulaşımda mevcut. İstanbul'un batısı ihmal edilmiştir.  Esenyurt, Beylikdüzü, Avcılar, Başakşehir ilçeleri. Bu hatları hayata geçirdiğimiz an İstanbul'u harekete geçireceğiz

Tekerlekli araç tünellerinin inşaatlarının durdurulacağına dair duyum geldi, doğru mu?

- Hayır, esas tasarım üçüncü köprü yoluna kadar. Ortaköy vadisinin alt kısmı bir inşaat. Tümüyle finansman analizi yapılmadan yola çıkılmış bir yapı. Şu anda biz oradaki yapımcı firmaları davet edip bu işin sonuna kadar götürülmesiyle ilgili süreci nasıl tamamlayabiliriz diye davet ettik. Şu anda durmuş inşaatlar var. Davaları süren şantiyeler var. Son 5 yılı ayrı yargılıyorum. Verimsiz, finansman modeli planlanmamış.

'METROBÜS İSTANBUL'UN GELECEĞİ DEĞİL'

Geçen sizin metrobüsle ilgili fotoğrafınızı gördüm. Metrobüs kullanan biri değilim. Birkaç kez bindim. Yeni yapılan aracın eskiden farkı yok. Niye orayı raylı sisteme çevrip, maliyeti, çevre kirliliğini aşağıya çekmiyorsunuz?

- Raylı sisteme dönüşme kabiliyetine sahip bir hat değil orası. Örneğin boğaz köprüsü gibi. Elektrikle ilgili araştırmaları yapıyoruz. Avrupa ile görüştüğümüz firmalar var. Uzakdoğu'da var.Bunun fizibilitesi masaya çok sağlıklı oturmuyor. Elektrikli otobüsü koyduğumuzda, bir yandan elektrik şarj edecek gideceğiz, böyle bir şey yok. Çok büyük trafolar, altyapılar lazım. Burada baktığımız pencere şu anda ne yazık ki tekrar ihmali söyleyeceğim. Metrobüs filosu şu anda eskisi.

Hollanda'dan alınanlar var.

- Yatıyor onlar, bu hatta gitme şansı yok. Aldığım bilgiye göre dünyada 70 tane üretilmiş, 50'si bizde. Bizim hızlıca filo seçmemiz lazım. Dolayısıyla çift taraflı açılan, bir taraftan binilirken, bir taraftan inilebilen duraklar yapacağız. Metrobüs İstanbul'un geleceği değil. 640 km.yi aşan metro hatlarıyla İstanbul'un geleceğini hedefliyoruz.

'İSTANBUL'UN SU SORUNU ÖNÜMÜZDEKİ 1 YIL İÇİNDE YOKTUR'

Prof. Mustafa Ilıcalı lastik tekerlekli metroya dönüştürülebilir demiş. Elektriksiz metro yüzde 12'lik eğim tırmanır, elektriği de yandaki raydan alır demiş.

- Sayın hocamızın talebi bize ulaştı. Kendisiyle görüşeceğiz. Bizim kapımız herkese açık. Dün Necmettin  Erbakan Üniversitesi'nden bir teknik insan aradı, hemen davet edin dedim. Bizim zaten amacımız ortak akıl masası kurmak.

Barajlar meselesi. İstanbul'a yağmur yağmıyordu, dün yağdı Allah tarafından. Melen Barajı'nda inceleme yaptınız. Melen Barajı aktif değil. Sakarya'dan gelmesi gereken su için Sakarya muazzam kirli su dediler. İstanbul'a getirilemez dediler. Melen Barajı'nda sorun olduğu söylendi. Oysa bizim bildiğimiz İstanbul'da 40 yıldır su meselesi kapanmıştı.

- Sayın Cumhurbaşkanımızın da 2040'a kadar İstanbul'un su problemi yok demişti. Sayın Veysel Eroğlu, Melen'in temelini attığında tarihin ve saatini vererek açılış yapacağız demişti. Teknik sorun var. İlave proje geliştirilmiş. Bu proje zaman alacak. İyimser ihtimalle öngörülen süre 3-3,5 yıl. İstanbul 2 yıl üstüste kuraklık yaşarsa ne yazık ki su sıkıntısıyla karşı karşıya kalır. Ne yazık ki 20-25 yıllık s üre içinde Melen Barajı çözülmemiştir. Bu projenin bitirilmesi şarttır. Gövdenin tercih edilen betonarme sistem yerine başka bir sistemin yapılması gerektiği durumu var. DSİ'den hızlı, önemli bir hamle bekliyoruz. Buradan istirham ediyorum, gerek sayın bakana gerekse sayın Cumhurbaşkanına. İnşallah o ilişkiyi kurarız, Melen suyu gelir. Oradan İstanbul'a su basmayla ilgili önerimiz var. O kirlilikle ilgili bilgi bana ulaşmadı. Şu andaki mevcut kapasitesi, İBB'nin mevcut baraj kapasitesi 1 yıl için bir tehdit içermemektedir. Şu anda İstanbul'un su sorunu önümüzdeki bir yıl içinde yoktur.

'ARKADAŞIMIZ UYUM SORUNU YÜZÜNDEN AYRILDI'

Birkaç mail geldi, 'belediyeye 1826 araç kiralanacak' deniyor. İhale ilanı da koymuşlar. Diyorlar ki; hani araç fazlaydı.

- Bir önceki seneye göre 650 araç eksik. Yeni dönemin araç ihalesi.

Mevcudun üzerine 1826 gelmiyor. Balıkesir'den getirmiştiniz. Ulaşım Daire Başkanı Taylan Engin. Geldi hızla gitti, ne oldu?

- Biz kurumsal yapıyız. Neticede hiyerarşik yapısı var kurumun. Uyumu belli süreden sonra takip edecek durumda değilim. Taylan Bey dün de bizim arkadaşımız, bugün de bizim arkadaşımız. Kendi içlerinde uyum sorunundan dolayı yollarımız ayrıldı, yarın yine buluşabiliriz. Şunu benden kimse beklemesin, daire başkanını, daire müdürünü ben tayin edeceğim. Bizim uzmanlarımız, danışmanlarımız var, analiz ederler, en iyisini seçerler. Tek şartım var hepsi benim akrabam olacak. Tabii ki espri. 16 milyon İstanbullu akrabam benim.

Bu kadar insana neden huzur hakkı veriyorsunuz. Aynı kişi oradan oradan huzur hakkı alacak?

- Bir iştirakten huzur hakkı alan bir başka şirketten alamıyor. Niçin mecbur kaldık? X kişiyi gösterdik diyelim. Şu an bir genelge var. Buradan çağrı yapıyorum. Aynı konuyu sayın Cumhurbaşkanımıza da anlattık. Genelge, bugüne kadar belediye başkanının atadığı yönetimleri Meclis seçsin diye genelge. Kanuna aykırı. Kanun üstünde genelge olmaz. Şu anda Danıştay'da görüşmeleri sürüyor. Süreç tıkanıklığı esnasında bir önceki dönemin siyasi kimlikleri görevlerinden istifa ettiği gün hızlıca yönetim kuruluna ilave isimler vererek ticare sicile kayıt yaptırdık. Yönetimleri hızlıca tamamlamak adına oldu bu. Genelge elimizi kolumuzu bağlıyor. Biz genelge sorununu da sayın bakanın çözmesini istiyoruz

50 otobüs sadece bizde var dediniz. Eleştirileriniz var. Burada bir yandan suç da var. Görevi suistimal mi? Suç duyurusunda bulunuyor musunuz?

'BU UYARIYI BİR İHBAR OLARAK KABUL EDİYORUM'

- Güncel olan her konuyla ilgili önce soruşturmasını başlatıyorsunuz. Sonra hukuki yolları var. Tüm konularda mutlaka soruşturma sürecini başlatıyoruz. Bahsettiğiniz otobüs konusunun geçmişi 14 yıl. Bunlara girilir mi, girilmez mi bakmak lazım. Birçok yanlış var. Bizim devri sabık yaratmak gibi özel çabamız yok. Usülsüzlük varsa, kamu hakkı gaspı varsa, vatandaşın parası çarçur edilmişse soruşturma hakkımızı kullanacağız.

Her programı izleyen bir seyircim var. Sorularını yollamış. Boğaz kıyısına özellikle Sarıyer sınırı içerisinde kazıklı yola merdivenler kondu, vatandaş  denize girebilsin diye. Ancak buralarda herhangi bir güvenlik önlemi yok. Buradan denize girenler boğulursa sorumlusu kim olacak? Motor ya da gemi altında kalırsa sorumlusu kim olacak? Giyilen mayolar insanları rahatsız hale getiriyor zaman zaman...

- Uyarı doğru. Kıyılarda güvenlik önlemleri almak büyükşehir belediyesinin görevi. Plaj derken soyunma kabini yok. Yaz döneminin sonunda gözetlediğimde çok az sayıda cankurtaran var. Biz İstanbul'un bütün plajlarını girilebilir, denetlenebilir, en hijyenik şekilde çabalarımız olacak. Güvenlik uyarısı önemli. Konuyla ilgili güzel uyarısını güzel bir ihbar ve uyarı olarak alıyorum, arkadaşlarıma denetlettireceğim.

İSPARK, Kadir Topbaş döneminde 'burayı halka açacağız' denilen yapıydı. Sonra baktık ki zarar ediyor. Hakikaten buraya zarar ettirmek imkansıza yakın bir şey. İSPARK'ın durumu ne? Kredi kartı sistemi başladı mı?

'İSPARK KONUSUNDA TEKNOLOJİK ÇALIŞMALARIMIZ VAR'

- İSPARK'ın haddinden fazla çalışan sayısı olduğunu tespit ettik. Bu üzücü rapor. 3 binlere yakın bir sayı. Ücret skalası da çok yukarıda. Bir otopark çalışanın aldığı ücret neredeyse asgari ücretin iki katına sahip. Denetimsiz bir sisteme sahip. Yol üstleri olmak üzere çok büyük kayıplar var. Ödemeyen, bırakıp giden. Ciddi teknoloji ve kayıt sistemine muhtaç. İştirak üzerinden yürütüldüğü için kanuni eksikliği var. Listeler analiz edildi. Açıklamayı biz yaptık. Kaça indiğini, ne kadarı iptal edildi diye.

İçinde olmaması gerekenler var mı? Hak yiyenleri merak ediyorum.

- Bu tabii takdire giriyor. Ayrıcalıklı kesim oluştura oluştura İstanbul'a hizmet edemiyorsunuz. 2050 vizyonunda adil bir İstanbul, yeşil bir  İstanbul, yaratıcı İstanbul istiyoruz. Vurguladığınız adalet duygusunu kesinlikle talep ediyoruz. Tüm şeffaflık unsurları ortaya koyacağımızı her yerde söylüyoruz. İSPARK konusunda şu anda teknolojik çalışmamız var. Hızlı geçiş sistemi gibi düşünün karayollarında. Elinde biletiyle gezen değil, park ettiği anda okuyacak, süresini tespit edecek sistem. Böyle bir süreci başlatma konusunda altyapı çalışması yapıyoruz. Kredi kartı şu anda yüzde 10'lar seviyesine çıktı. Bir gerçeklik var. Ne yazık ki yürütülen yanlış politikalar gereği yüksek seviyede çalışanı var. Farklı metodlar, anlayışlarımız var. Bu çalışanlarımızı yeteneklerine göre başka alanlarda değerlendirelim. İSPARK'ı gerçek hüviyetine, park hizmeti veren, değnekçileri ortadan kaldıran bir sistem.

Gençler bize neden burs verilmiyor diyor?

- Başarı ve ihtiyaç odaklı gençlere yardım yapıyoruz. Vakıf üniversitelerine hayır demedik, yüzde 100 burslu olmalarını şart koştuk.

'ŞU ANDA BURSU KAZANAN ÖĞRENCİLERİMİZİN İSMİ AÇIKLANDI'

- Şu anda burs alan öğrencilerimiz açıklandı.

Park ediyorum, geliyorum görevli yemeğe gitmiş. Gece geliyorum kimse yok. Ödeme yapamıyorum.

- İşte kart sistemi onları önleyecek.

CHP'nin üyelerinin oylarıyla iptal edilen biyolojik arıtma tesisinin yapılması kabul edilmiş deniliyor.

- Oybirliği ile kabul edilmiş olabilir. O arkadaşlarıma sordum.

'ÇOK HIZLI ŞEKİLDE İSTANBUL'UN YAPI ENVANTERİNİ ÇIKARIYORUZ'

DASK'ta biriken para var. Binali Bey, 'o parayı kullanabiliriz' demişti. Sizin kentsel dönüşüme bakışınız ne? İstanbul'da deprem meselesine yaklaşımınız ne boyutta?

- Depremi çok önemsiyoruz. Biz bunu unutturmayacağımızı söylemiştik. Bir önceki ayda uzun bir depremle ilgili eylem planımızı açıkladık. 2-3 Aralık'ta üst düzey uzmanlarının eşlik ettiği danışma ve bilim kurulunu oluşturduk. Bir heyet bu süreci yönetiyor. 2-3 Aralık'ta BM'den, Japonya'dan, Avrupa'dan da temsilcilerin içinde olduğu çok verimli çalıştay planlıyoruz. Deprem milli bir meseledir. A'sı, B'si, partisi, belediyesi, bakanlığı olmaz. Ben bu çalıştaya bakanlık, valilik, aklınıza gelebilecek tüm kuruluş ve kurumları davet ettim. İstanbul'da bir çalışma yaptı valilik, büyükşehir belediyesi davet edilmedi. 99 senesinde bu büyük depremi yaşadık. Gölcük ve Düzce merkezli depremi derinden hissettik. 1000'e yakın insan İstanbul'da hayatını kaybettik. Gölcük'te hayatını kaybeden vatandaşlarımızın sayısını net olarak ortaya koyamadık. 20 yılın sonunda ne konuşuyoruz? 50 bine yakın çok riskli bina. Ben böyle bir şehirde Allah esirgesin can kaybıyla ilgili tahminde bile bulunmak istemiyorum. Biz afeti depremin hangi yerde olacağı, hangi şiddette olacağını değil İstanbul'un çok hızlı yapı envanterini çıkarmak için çalışıyoruz. İstanbul'da ilk defa gerçekçi, yüzleşen, deprem raporunu, eylem planını İstanbul halkıyla, valilimizle, bakanlığımızla paylaşacağız. Biz raporumuzu inşallah bu yıl bitmeden hazırlayıp paylaşacağız.

Bildiğim kadarıyla Kanalistanbul'un yapılacağı yok. Siz yapılacağını mı düşünüyorsunuz?

'KANALİSTANBUL TÜMÜYLE YANLIŞ BİR İŞTİR'

- Bir yandan bakanlık hazırlık yapıyor. Bir yandan ÇET'le ilgili hazırlık yapılıyor. İstanbul'un böyle bir önceliği olmadığı gibi trajik bir durum yaratacağı net. İnşaat sektöründen gelen birisiyim. 1,5 milyar metreküp toprak deniyor. Arkadaşlara bana simülasyon gösterin dedim. Güngören-Esenler-Bağcılar ilçesinin 30 metre yükseldiğini düşünün. Böyle bir toprak hareketi. Bir ada oluşturuyorsunuz. Daha önceki plan Bakırköy, Avcılar, Beylikdüzü'nün önüne adalar yapmak. Burası deprem kuşağı. Deprem kuşağına ada yapıyorsunuz. İstanbulumuz dünya harikası bir yer. Çölde bir şehirden bahsetmiyoruz ki. Dünyanın en güzel şehri. Bu şehrin geleceğiyle oynamayın. Tümüyle yanlış bir iştir. Heyelan riski, Kuzey Anadolu Fay hattıyla ilişkisinin yaratacağı travmadan mı bahsetsem. Felaket senaryosu gibi bir şey. Yaklaşık 1 milyon 200 bin yeni nüfus planlaması yapılmış. Çok  detayı var. İstanbul'un böyle bir önceliği yok. "İstanbul'a ihanet ettik" diyorlar ya. Tüm ihanetleri bir kenara koy yüzle çarp. İşte Kanal İstanbul. Yapmayın. Bunu oturup bütün gerekçeleriyle tartışırız. Masaya yatıralım, bütün uzmanları, dünyayı çağıralım.

'ULAŞIMDA ÇOK HIZLI HAREKET ETMEK ZORUNDAYIZ'

- Bu şehirde 50 bin çürük binadan bahsediyoruz. İstanbullu ile bunu konuşmaya hazırız. Gelsinler Kanalistanbul çalıştayını yapalım. Dünyayı çağıralım. Artık dünya ekolojik sistemini, iklim değişikliğini, küresel ısınmayı konuşuyor. Milyonlarca ağaç kesilecek burada. Tarım alanlarının yüzde 13,5'ü yok oluyor. Küçükçekmece Gölü geçiş hattına dönüyor. Küçükçekmece'de Batomya gibi bir liman var. 2 bin yıl önce oradaki sarnıcın büyüklüğü. Sadece o kesidi dünyaya tanıtsanız dünya buraya hayran kalır. Akçaburgaz mağaralarını biliyorsunuz. Sazlıdere Barajı, Küçükçekmece Barajı yok oluyor. Biz bu şehri korumakla yükümlüyüz.

İstanbul'da trafik sorunu giderek kötü oluyor. Bazıları 'Ekrem Bey geldi, daha kötü oldu' diyor. Ne yapmayı düşünüyorsunuz?

- Ulaşım sistemine çalışıyoruz. Osmanbey'e yük taşımacıları kaçta girecek kaçta çıkacak? Servis araçları nerede park edecek? UKOME var, bunun altında alt komisyonu oluşturuyoruz. Meclis üyemiz var Suat Bey, ısrarla 'İBB'ye danışman olarak tavır alacak kurul kurmalısınız' dedi. Derhal yapıyoruz dedim. Bahsettiğim şey şu, duyarlılık, eğitim, yaya geçidinin ne anlama geldi, ışıklara riayet, kavşakların düzenlenmesi, benim inancım bu kurallara uyum bile İstanbul trafiğine yüzde 10 katkısı var.  Elbette ki toplu ulaşım ve metro. Biz bu konuda başarılı olamadık. 220 kilometre kaç yıla bölelim, 25 yıla. Senede 10 kilometre. Bu başarı değil. Aynı dönemde 600-700 kilometrelere ulaşan uzakdoğu kentleri var. Biz yapılmadı demiyoruz ama yeterli yapılmadı. Çok hızlı hareket etmek zorundayız. Yeraltı önemli. Yeraltındaki metro hatları önemli. Entegre sistem önemli. Deniz ulaşımına erişimi rahatlatmak durumundasınız. Ulaşımın büyük kısmı sübvansüyonla yürüyor. Metro kafa kafaya. Burada İDO ile oturup konuşulur tabii ki. Biz İstanbul'un ulaşım işine bütüncül bakıyoruz. Ulaşım sadece metro değil. İstanbul'un planlamaya muhtaç olduğunu unutmayalım. İstanbul'da 1 milyona yakın konut fazlalığı var. İstanbul'un şehir planlamasıyla ilgili disipline ihtiyacımız var. 2020 sonunda İstanbullu'ya şunu göstereceğiz. İstanbul'da benden tarım alanlarını konut alanlarına çevirin diye kimse talep etmesin. Bizim şehrimizin yapı envanterini güçlendirmeye, yeşil alana, adil yönetime ihtiyacımız var. Bu ülkede son 10 günde 11 insan ekonomiden dolayı intihar etti. Canımız yanıyor, Kanalistanbul'u konuşmayalım. İstanbul'a 600 kilometre daha metro hattını nasıl yaparız, elele, kolkola verelim. Metro da, deprem de milli bir meseledir.

Yerel siyaset mi, genel siyaset mi?

- 2 saattir İstanbul'u konuşuyorum. Bu kadar asil, kadim şehre hizmet etmek benim asil görevim. Ülke sorunlarıyla ilgilenmeyeceğim anlamına gelmez. Bahsettiğiniz gönüllülük, İstanbul gönüllülüğü, partililik değil.

Canan Hanım bundan rahatsız oldu diye iddialar var. Bu kitap rahatsız etmedi mi Canan Hanım'ı.

- Etmiş ama doğru bulmuyorum. Kendisine de söyledim. Ben CHP'nin has bir evladıyım. Canan Hanım bu süreçte partide en üst seviyede uyumla çalıştığım arkadaşımdı. Kampanyayı yöneten arkadaşım kitap yazmış. Kahramanın Yolculuğu demiş. Ben kahraman değilim. Sizin de dikkatinizi çekebilir yarın siz de yazabilirsiniz. Sizin gözünüzle bakışınızı birisi beğenmeyebilir, eleştirebilir. Canan Hanım ya da partili de bu süreci yazabilir. Veya benim oğlum da yazabilir yarın bir gün.

Bu seçimin kahramanı Canan Hanım'dır desem, hoşunuza gitmez herhalede

- Bu benim parti içi meselemse oturur konuşuruz.

Bir CHP'li Cumhurbaşkanı'na gitmiş. Cumhurbaşkanı 'ben seni desteklerim' demiş falan filan.

- Çok başarılı bir döneme imza attık.Bunun mimarı sayın genel başkandır. Son 30 yıldır CHP en başarılı sürecini  yaşıyor. Dönemin ruhu gereği Türkiye'nin birleştirici gücü olmak gibi görevimiz var. Başta genel başkana, örgütteki diğer unsurlara, belediye başkanlarına destek olmak zorundadır. CHP'nin üyesi bile 50 kez düşünüp bir kez konuşacak. Türkiye meselesidir, milli meselesidir. Bu ülkenin kurucu değerlerini savunuyorsak, ki öyleyiz, biz bu ülkeye hizmet etme prensibinden yola çıkarak partimizi sokakta tartıştırmayız.

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN