Erdoğan: Türkiye'deki en büyük ticaret Atatürk ticaretidir

Erdoğan: Türkiye'deki en büyük ticaret Atatürk ticaretidir

Beştepe'de düzenlenen 10 Kasım anma töreninde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan "Ülkemizdeki en büyük ticaret Atatürk ve Cumhuriyet ticaretidir. Bize olan düşmanlığın nedeni bu kirli ticaretini ortaya çıkarmamızdır" dedi. "Sürekli Atatürk denilerek onun mirasına sahip çıkılamaz" diyen Erdoğan "Hayatları boyunca Türkiye'nin büyümesi, kalkınması, gelişmesi için tek bir çivi dahi çakmamış kişilerin ağızlarından çıkan Cumhuriyet ve Atatürk sözü koskoca bir yalandan ibarettir" ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu tarafından düzenlenen anma töreninde konuştu.

Erdoğan, konuşmasından dikkat çeken ifadeler kullandı: "Cumhuriyeti yüceltmek için tüm tarihimizi yok saymaya kalkanlar bize göre kendi geçmişlerinden utananlardır.  Gazi Mustafa Kemal'in hizmetlerini anlatmak için ondan önceki tarihimize kin kusanlar, Atatürk maskesi takarak bu millete olan husumetlerini gizlemeye çalışıyorlar. Hayatları boyunca Türkiye'nin büyümesi, kalkınması, gelişmesi için tek bir çivi dahi çakmamış kişilerin ağızlarından çıkan Cumhuriyet ve Atatürk sözü koskoca bir yalandan ibarettir. Cumhuriyetimize en büyük katkıyı başında bulunduğum hükümetler yapmıştır. Biz bu kavramın lafla istismarını yapmadık."

Osmanlı'ya yönelik açıklamalara de tepki gösteren Erdoğan "Son günlerde yine birileri ağızlarına sakız ettiler. Osmanlı'da okuma yazma oranı çok düşükmüş. Osmanlı'nın kendi silah sanayii yokmuş. Osmanlı yönetimi altındaki halklara zulmedilmiş. Hepsi de yalandır, iftiradır" dedi.

19-11/10/ana-manset-2-1573377338.jpg

Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şöyle: 

"Bugün Kurtuluş Savaşımızın Başkomutanı, Cumhuriyetimizin banisi, ilk Cumhurbaşkanımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün ölümünün 81'inci yıl dönümü. Bu vesileyle Gazi Mustafa Kemal'i ve onunla birlikte ahirete irtihal etmiş tüm kahramanlarımızı, gazilerimizi ve şehitlerimizi rahmetle, şükranla yad ediyorum.

Maziden atiye giden bu yolculukta ülkesine ve milletine verdiği hizmetlerle adını tarihe altın harflerle yazdıran tüm güzel insanlar yüreğimizde hep yaşayacaktır. Türk tarihini binlerce yıllık devamlılığı içinde kavramak yerine hala bir asra sıkıştırmaya çalışan ideolojik bir zihniyetle karşı karşıyayız. Üstelik bunların arasında siyasetçilerin de bulunuyor olması gerçekten üzüntü vericidir. Cumhuriyeti yüceltmek için tüm tarihimizi yok saymaya kalkanlar bize göre kendi geçmişlerinden utananlardır. Gazi Mustafa Kemal'in hizmetlerini anlatmak için ondan önceki tarihimize kin kusanlar da aynı şekilde Atatürk maskesi takarak bu millete olan husumetlerini gizlemeye çalışıyorlar. Ne Atatürk'ü ne de Cumhuriyeti bu istismarcı zihniyetin insafına terk etmedik, etmeyeceğiz.

Bundan bir asır önce İstiklal Harbini başlatarak  Anadolu topraklarına gömülmeye çalışılan milletimizin önünde yeni bir ufuk açan Gazi Mustafa Kemal Atatürk de bu milletin en önemli değerlerinden biridir. Her fani gibi Atatürk'ün yaptığı işlerin de eksikleri, fazlaları olabilir. Bunlar işin ehli kişiler tarafından konuşulabilir, tartışılabilir ama bu durum tarihi bir şahsiyet olarak kendisinin milletimizin gönlündeki yerine asla halel getirmez. Milli mücadelenin başlangıcının 100'üncü, Gazi'nin ebediyete irtihalinin 81'inci yıl dönümünde hala bu konuları konuşmamız üzüntü vericidir. Atatürk'e ve Cumhuriyetimize yapılacak en büyük katkı ülkemizin içinden geçtiği şu kritik dönemde birliğimize, beraberliğimize, kardeşliğimize, özellikle de 2023 hedeflerimize sıkı sıkıya sahip çıkmaktır."

"ATATÜRK DEMEKLE MİRASINA SAHİP ÇIKILMAZ"

"Eskiler 'bal bal diyerek ağız tatlanmaz' derlerdi. Sürekli Atatürk denilerek onun mirasına sahip çıkılamaz, sürekli cumhuriyet denilerek cumhuriyet güçlendirilemez. Bu yıl 96'ncı yıl dönümüne ulaştığımız Cumhuriyetimize en büyük katkıyı şahsımın başında bulunduğu hükümetler yapmıştır. Biz bu kavramın lafla istismarını yapmadık sadece icraatımızla hakkını vermeye çalıştık.

Hayatları boyunca Türkiye'nin büyümesi, kalkınması, gelişmesi için tek bir çivi dahi çakmamış kişilerin ağızlarından çıkan cumhuriyet ve Atatürk sözü koskoca bir yalandan ibarettir. Ülkemizde yıllardır en büyük ticaret Atatürk ve cumhuriyet ticaretidir. Bu kavramlar önde perde gibi kullanılarak arkada ülkemizin yıllarca demokratik ve ekonomik olarak nasıl sömürüldüğünü en iyi milletimiz biliyor. Buna rağmen hala aynı kafayla kendi tarihine, kültürüne, medeniyetine küfretmeyi marifet sananların ortada dolaşıyor olması henüz işimizin bitmediğini gösteriyor. Tıpkı son teröristi imha etmeden terörle mücadelemizin sona ermeyeceği gibi tarihimize ve kültürümüze husumet besleyen son müstevli kafalıyı da aydınlatmadan bu mücadelemiz bitmeyecektir. 

Türkiye'nin geçtiği tarihi süreçte iktidarıyla, muhalefetiyle, bilaistisna her kesimden insanımızla ne yapmamız gerektiğini Gazi Mustafa Kemal'in şu sözü gayet güzel açıklıyor, 'Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır.' Evet bugün ülkemizdeki hiçbir bireyin sadece kendi çıkarını, kendi hesabını, kendi kârını düşünme lüksü yoktur. Hep birlikte önce ülkemizin bu cendereden güçlenerek çıkması, ardından da hedeflerine ulaşması için çalışmamız gerekiyor. Bu mücadeleyi her bir insanımız kendi bulunduğu yerde, kendi bulunduğu mevzide, her vazifesinde, kendi sorumluluk alanında verecektir. Daha açık konuşmak gerekirse hepimiz de işimizi en iyi şekilde yapacağız. Vatan sathının her bir karışında bunu başardığımızda Allah'ın izniyle ülkemizin üstesinden gelemeyeceği hiçbir meselesi yoktur."

19-11/10/ana-manset-2-1573376640.jpg

"BİZ ŞİMDİ AKILLI BOMBA ÜRETİYORUZ"

"Şimdi biz insansız hava aracımızı yapıyor muyuz? Yapıyoruz. Silahlı insansız hava aracımızı yapıyor muyuz? Onu da yapıyoruz. Şimdi bir üst segmente çıkıyoruz, şimdi bir de Akıncı'mızı yapıyoruz. Dünyada birkaç ülkede var, şimdi bir de biz de olacak. Akıllı bomba istiyoruz ve G20 Antalya Zirvesi'nde o zaman Sayın Obama ile başa baş konuşuyoruz, 'Kongre'ye götüreceğim, büyük ihtimalle hallederiz' dedi. Ve Kongre'ye gidiyor akıllı bomba, 'Hayır olmaz'. Niye? Teröristleri öldüreceğiz ya onun için. Hani biz terörizme karşıydık, teröristlere karşıydık, hani NATO'da beraberiz, biz müttefik değil miyiz, model ortak değil miyiz, niye bana akıllı bomba vermiyorsun? Üstelik paramla vereceksin. Şimdi teröristlere parasız veriyorsun ama bize paramızla dahi akıllı bomba da vermediler. Ne oldu? Biz şimdi akıllı bombamızı da üretiyoruz. Kötü komşular bizi ev sahibi yaptı. Her fırsatta tekrar tekrar ifade ediyorum Türkiye'nin asıl gücü, ne topudur, ne tüfeğidir, ne süngüsüdür. Türkiye'nin asıl gücü şu insanımızın birliği, beraberliği, kardeşliğidir ve bundan kaynaklanan cesaretidir.

Suriye'de benim işim yok da Suriye'nin benim topraklarımda ne işi var. Bize taciz atışlarını yapmıyorlar mı? Yapıyorlar. Sınır şehirlerimizde vatandaşlarım, kardeşlerim şehit olmuyor mu? Oluyor. Benim askerim şehit olmuyor mu? Oluyor. O oradan taciz atışlarını yapacak biz de 'Hoşgeldin' mi diyeceğiz? Gereğini yapacağız. Şimdi biz de gereğini yapıyoruz, yaptığımız bu. 

Rabbime binlerce hamdolsun bunda da istedikleri neticeye ulaşamadılar. Ülkemizin yumuşak karnı olarak gördükleri ekonomimizi hedef alarak, kur, faiz, enflasyon üçgeniyle, böyle bir tuzakla bizi yeniden eski günlere döndürmeye çalıştılar. Kısa sürede bu sinsi oyunu da bozduk ve gereken tedbirleri alarak ekonomiyi yeniden rayına oturttuk. Türkiye'yi yurt dışında yazdıkları senaryoya göre etiketleyerek dışlamaya, izole etmeye hatta fırsat bulurlarsa müdahaleye yeltendiler.

İşte 15 Temmuz...16 saatte devletimize yapılan o darbeyi biz hiç ettik. Ancak kiminle? Milletimizle. El ele verdi milletimiz, 251 şehidimiz, bunun yanında 2 bin 193 gazimiz oldu ama biz, devletimize darbe yapma girişimini 16 saatte yok ettik. Bütün mesele inanmak. Rabbimiz ne buyuruyor, 'Bir kere azmettin mi tevekkül et, yürü.' İşte bunun bereketini bunun neticesini alıyoruz. Milletimiz bir, beraber, iri, diri, kardeş olduğu zaman hep birlikte Türkiye olduğu zaman neler yapılabileceğini ispat etti, gösterdi

"HEPSİ YALAN, İFTİRA"

"Cumhuriyetimizi, Osmanlı'dan kurtarabildiğimiz miras üzerinde kurduk. O olmasa, kök olmazsa, ağaç olur mu? Olmaz. Onun üzerinde yükseldik. Bu mirasa sadece topraklarımız değil, kurumlarımız da, geleneklerimiz de dahildir. Gazi Mustafa Kemal, Samsun'a, bir Osmanlı subayı olarak çıkmış, Ankara'daki Meclis'i yine Osmanlı adına faaliyete geçirmiştir. Cumhuriyetin inşası da Osmanlı'dan devralınan mevcut idari sistem üzerinde gerçekleştirilmiştir. Bu hakikatler, apaçık ortadayken sürekli olarak Osmanlı'ya hakareti ve aşağılamayı bir siyaset tarzı haline getirmek ya cehalettir ya gaflettir ya da art niyettir.

19-11/10/ana-manset-2-1573376616.jpg

Tarihimiz bizim yörüngemizdir. Yörüngeden çıkan bir gök cismi nasıl sonsuz karanlık içinde kaybolmaya ve muhtemelen yok olmaya mahkumsa toplumlar da öyledir. Türk milletini, kendi tarihi yörüngesinden çıkarmak için geçmişiyle bağını koparmaya çalışanların amacı da budur. Milletler ve devletler mezarlığı olan tarih bunun sayısız örnekleriyle doludur. Allah'a şükür bugüne kadar milletimizi kadim tarih yörüngesinden çıkarmaya kimse muvaffak olamadı. Kimi dönemlerde kısmen de olsa zayıflıklar ortaya çıktı ama milletimiz güçlü irfanıyla, ilmiyle her seferinde işi düzeltmeyi başardı."

Birlerinin Osmanlı'da okuma-yazma oranın çok düşük olduğunu, Osmanlı'nın kendi silah sanayisinin olmadığını, Osmanlı yönetimi altındaki halklara zulmedildiğini söylendiğini hatırlatan Erdoğan, "Hepsi de yalandır, iftiradır. Her ülke ve toplum gibi elbette Osmanlı'nın da eksikleri vardır. Bunların tespitini yapmak ve yerli yerine koymak, tarihçilerin ve uzmanların işidir. Bize düşen görev ecdadımızın güçlü yönlerini kendi geleceğimizi aydınlatan bir ışık haline getirmektir. Bugün Afrika'nın derinliklerinden, Balkanlar'ın uçlarına kadar Osmanlı coğrafyasının neresine giderseniz gidin, derin bir muhabbetle karşılanıyorsanız ortada sıkı sıkıya sahiplenilecek bir miras var demektir.

Bizim ise varolan hakikatleri söylememize, anlatmamıza, nesilden nesile aktarmamıza tahammül edemiyorlar. Ben gençliğimize sesleniyorum; siz gururlu bir gençlik olmalısınız çünkü sizin gururlanabileceğiniz bir ecdadınız var. Siz rastgele bir gençlik değilsiniz. Bizim kendileriyle iftihar edebileceğimiz bir ecdadımız var. Bunlar her yönüyle bizim iftihar vesilemiz. Bugün 81 vilayetimizin tamamında tarihi, kültürü görüyorsak, bütün bu eserlerle mücehhez toprakları görüyorsak, işte gidin Erzurum'a, Mardin'e her yer tarih. İstanbul'u söylememe gerek var mı? Adım başı tarih. Ankara bunların içerisinde en fakiridir aslında. Burada da Selçuklu var. Konya, Kayseri tarih, her yer tarih. Yani tarihin nakşedilmediği bir şehrimiz neredeyse yok. Biz bunlarla gururlanmayalım da kimlerle gururlanalım? Onlar ne derse desin biz kim olduğumuzu biliyoruz, kim olduğumuzu evlatlarımıza ve tüm dünyaya da anlatmaya devam edeceğiz.

Özellikle erkek nüfusun önemli bir kısmı şehit oldu. Çanakkale'yi düşünün. 'Kınalı kuzular' diyoruz ya, kınalı kuzuları biz orada kaybetmedik mi? Orada kaybettik. Bunlar sıradan işler değil. Toplam nüfusumuzun bir kısmı da sınırlarımız dışında kaldı. Bir de buna Cumhuriyet'le birlikte gerçekleştirilen Harf Devrimi ile adeta her şeyin sıfırlandığını eklediğimizde elbette ülkemiz okuma yazma oranın çok düşük olduğu bir dönem yaşadı. Bunu Osmanlı'ya yüklemek tam anlamıyla bir bühtandır. Nitekim zaman içerisinde Türkiye yüzde yüzlük bir okur yazar seviyesine ulaşmıştır. Osmanlı'nın silah sanayisi olmadığı da koskoca bir yalandır. Bunların, ne tarihle alakası var ne geçmişini araştırmakla alakası var. Coğrafyamızdaki 600 yıllık hükümranlığı döneminde neredeyse savaşsız tek bir haftası olmayan Osmanlı'nın silah sanayisinin olmadığını iddia etmek kadar saçma bir iddia olmaz. Burada asırlar boyunca dünyaya top, tüfek, gemi başta olmak üzere silah sanayisi ihracatı yapan bir ülkeden söz ediyoruz."

19-11/10/ana-manset-2-1573376601.jpg

Yaşadığı tüm sıkıntılara rağmen Osmanlı, son döneminde bu konuda çok önemli hamleler yapmıştır. İkinci Abdülhamid Han'ın İstanbul'da kurduğu modern barut, fişek, top fabrikaları Cumhuriyet'e miras olarak kalmıştır. Cumhuriyet döneminde Kırıkkale başta olmak üzere Anadolu içlerine yayılan silah sanayisinin gerisinde işte böyle bir birikim vardır. Tek parti yönetimi, şayet Nuri Demirağ'ın Kayseri'de kurduğu uçak fabrikası, Nuri Killigil'in İstanbul'da kurduğu silah fabrikası gibi girişimlere sahip çıkmış olsaydı bugün Türkiye savunma sanayisinde bambaşka bir yerde olurdu. Nuri Demirağ'ın, Killigil'in fabrikaları, düşünebiliyor musunuz, bunlar gaz ocağı fabrikasına dönüştürüldü. Bunlar bu şekilde ihanet ettiler. Her şeye rağmen ecdadın mirasından aldığımız ilhamla biz ise 17 yılda ülkemiz savunma sanayisinin dışa bağımlılığını neredeyse tersine çeviriyoruz.

"TANK PALET'İN SATIŞI SÖZ KONUSU DEĞİL"

"Sakarya'daki Tank Palet Fabrikasında yapılan işletme hakkı devri sözleşmesini diline dolayanlar, bırakınız diğer meseleleri, daha bu konunun dahi ne anlama geldiğinden habersiz ve sürekli olarak ortalığı karıştırmaya gayret ediyorlar. Bu işin gece gündüz istismarını yapanlara sorun, 'Satış nedir, işletme devri nedir, daha önce bu fabrika nasıl ve hangi şartlarda çalışıyordu, şimdi ne yapacak?' gibi soruların hiçbiriyle ilgilenmiyor.

O makineler tamamen tarih, dedik ki burayı müze haline getirelim, müze ve bütün o bölgeyi Kocaeli Belediyesinin eliyle de milli park haline dönüştürdük. Şu anda orası böyle bir hizmeti veriyor ve kağıt noktasında da üretimi çok daha farklı bir şekilde yapar hale geldik. Tıpkı Atatürk istismarı, tıpkı Cumhuriyet istismarı gibi bu konuda da kendilerine bir istismar yolu bulmuşlar, gözleri kapalı bir şekilde oradan devam ediyorlar. Sakarya'daki Tank Palet Fabrikasının satımı diye birşey söz konusu değil, tamamıyla BMC fabrikasının yüzde 50'si Katar'ın ortaklığında, yüzde 50'si Türk ortaklar olmak üzere kurulan bu şirketle, şu anda Karasu'da kendi fabrikalarını yapıyorlar, ayrıca yapılacak ve burada da o fabrikanın yapımı ile birlikte buranın işletmesi alınmak suretiyle bu süreç devam ediyor. Dürüst olun, samimi olun milleti aldatma yoluna gitmeyin. Biz netice netice netice diyoruz, ama siz maalesef farklı yaklaşıyorsunuz.

19-11/10/ana-manset-2-1573376582.jpg

Şöyle bir etraflarına baksalar, hakikatleri görecekler. Tabii şayet göz kamaştırıcı ise hakikatle yüzleşmek bazılarının işine gelmiyor. Onlar deve kuşu misali kafalarını kuma gömüp her yeri karanlık sanıyor diye Türkiye öyle olmuyor. Biz Cumhuriyet'e sahip çıkmak ve Cumhuriyet'i bize emanet edenlere layık olmak için her alanda gece gündüz çalışıyoruz. İnşallah ülkemizi 2023 hedeflerine ulaştırarak dünyanın en üst ligine çıkarmakta kararlıyız. Hep söylediğim gibi Atatürk'ü anlamak da anmak da böyle olur, lafla değil."

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN