Erdoğan'dan mahkemenin Berfin Özek kararına tepki: Kızınızın başına gelse nasıl değerlendirirsiniz?

Erdoğan'dan mahkemenin Berfin Özek kararına tepki: Kızınızın başına gelse nasıl değerlendirirsiniz?

Berfin Özek'e asitli saldırıda bulunan Casim Ozan Çeltik'e 13 yıl 6 ay hapis cezası verilmesine sert tepki gösteren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Böyle bir olay kendi kızının başına gelmiş olsa orada bu olayı nasıl değerlendirirsin? Kanunlara mı bakacaksın? Buradan tüm yargı dünyasına sesleniyorum bu kanunların sayfaları arasındaki maddelere değil vicdanınıza kulak verin" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Beştepe'de Engelli Vatandaşlarımızın ve Devlet Korumasından Yararlanmış Gençlerimizin Kamu Kurumlarına Yerleştirilmesi Töreni'nde konuştu. 20 yaşındaki Berfin Özek'e asitli saldırıda bulunan Casim Ozan Çeltik'e 13 yıl 6 ay hapis cezası verilmesine tepki gösteren Erdoğan, hakimlere vicdanların sesine kulak vermelerini istedi. Evlilik dışı yaşamın özendirilmeye çalışılmasının doğru olmadığını belirten Erdoğan, "Batı çöküyor. Niye? Aile kurumu diye bir kavram kalmamış. Maalesef gençlerimiz genç yaşta evlenmiyor. Çoğu 30'u aşkın evleniyor ya da çoğu evde kalıyor. Böyle bir şey olur mu ya? Evlilik dışı hayat biçimi özendirilmeye çalışılıyor. Aman bunlara dikkat edin" ifadelerini kullandı. Libya'ya asker gönderilmesi meselesine de değinen Erdoğan, " 'Askerlerimizi Libya çöllerine göndermeyin' diyenlerin kendi zihinleri çölleşmiştir" dedi.

Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkanlar şu şekilde:

-Ülkemizdeki engelli memur sayısı bizden önceki döneme göre yaklaşık 10 kat artışla 56 bin 500 kişiye ulaştı.

-Kalkınma bu ülke vatandaşlarının her birini kapsayınca anlamlı hale gelir.

-AK Parti’nin 17 yıllık iktidarındaki en büyük başarısı demokrasiyi geliştirmesi ve kalkınmayı sağlamasıdır; ülkenin kaynakları eskiden olduğu gibi bir avuç mutlu azınlığına verildiğinde bunun adı kalkınma değil adaletsizlik olur.

-Türkiye büyüdükçe, güçlendikçe, zenginleştikçe ortaya çıkan değeri tüm vatandaşlarla paylaşmaya devam edeceğiz.

-2020 yılının erişilebilirlik yılı olarak ilan edilmesinde fayda görüyorum. Hayırlı olsun.

-Batı çöküyor. Niye? Aile kurumu diye bir kavram kalmamış.

-Hiç evlenmeyenlerin sayısı artıyor. Evlilik dışı yaşam medya aracılığıyla özendiriliyor.

-Maalesef gençlerimiz genç yaşta evlenmiyor. Çoğu 30'u aşkın evleniyor ya da çoğu evde kalıyor. Böyle bir şey olur mu ya? Evlilik dışı hayat biçimi özendirilmeye çalışılıyor. Aman bunlara dikkat edin.

-Hakimlere sesleniyorum; kanunların sayfaları arasındaki maddelere değil, vicdanınızın sesine kulak verin. Benim yolum kanun yolu değil, hukuk yoludur. Hukuk eşittir kanun değildir.

 -Devlet babadan bahsediyor muyuz? Onun da başında Erdoğan var mı? Var. Ben de şu anda tavsiye ediyorum. Hiç evlenmeyenlerin sayısı da artıyor. Evlilik dışı hayat biçimi medya aracılığıyla meşrulaştırılmaya daha defa vahimi özendirilmeye çalışılıyor. Televizyonların çoğu bunun kampanyasını yapıyor. Aile kurumlarını kökünden kurutmaya amaçlayan sembollerin önü bilinçli bir şekilde açılırken aile kurumuna sahip çıkan davranışlar küçümseniyor. Bu büyük tehlikeye hep birlikte karşı koymalıyız

-Kadına şiddet başta olmak üzere sıkıntısını yaşadığımız pek çok sorunun çözümü, aile kurumunun güçlendirilmesinden geçiyor.

-(Berfin Özek'in yüzüne asit döken sanığa verilen ceza) Bir namussuz bir alçak meşru olmayan bir yaşamla maalesef bir kıza onunla beraber yaşıyor neyse ait veya kezzap yüzüne atıyor ve tabii bir göz gidiyor. Mahkemenin verdiği ceza ortalama 13 yıl. Ben soruşturuyorum, bana verilen cevap şu; kanunun diyorlar en yüksek oranı bu. şimdi ben de diyorum ki bunu da bizim getirdiğimizi söylüyorlar. Ben de diyorum ki arkadaşlar siz niye kanun diyerek bize böyle bir cevap yolunu buluyorsunuz. Ben kanundan bahsetmiyorum ben haktan bahsediyorum hukuktan adaletten bahsediyorum. Siz burada hakkı hukuku arayacaksınız. Böyle bir olay kendi kızının başına gelmiş olsa orada bu olayı nasıl değerlendirirsin? Kanunlara mı bakacaksın? Yoksa böyle bir hak olur mu böyle bir adalet olur mu buna bakacaksın. Buradan tüm yargı dünyasına sesleniyorum bu kanunların sayfaları arasındaki maddelere değil vicdanınıza kulak verin. Her zaman söylüyorum benim yolum kanun hukuk yolu değil hukuk yoludur.

ZULMÜ GİDERMEK İÇİN LİBYA'DAYIZ

-Türkiye, Irak'ta da Suriye'de de Akdeniz'de de kendi hak ve menfaatlerini sonuna kadar savunmaya devam edecektir.

- Türk askerinin çöllere gönderilmesi, ülkemizin bataklığa saplanmasından söz edenlerin zihinleri çölleşmiş, gönülleri bataklığa dönüşmüştür.

-(Libya) Şu anda, ecdadımızın da tarih yazdığı bu yerlerde, sadece adaletsizliği, zulmü gidermek için varız ve davet üzere ordayız.

- Zafere kadar bize durmak, duraksamak hele hele geri adım atmak asla yoktur.

SOSYAL YARDIM BÜTÇESİNİ 55 MİLYAR LİRAYA ÇIKARDIK

-2002'den bugüne kadar kamuya yerleştirdiklerimizin sayısı 29 bine ulaştı. Hiçbir zaman engelli kardeşlerimize duyarsız olmadık. Engellilere sahip çıkıyor, kendilerini en iyi geleceğe hazırlamaya çalışıyoruz. Devlet ve millet arasındaki ilişkiler tek parti döneminde, insanına tepeden bakan bir anlayış hakim oldu. Engelli memur sayısı bizden önceki döneme göre 10 kat artarak 56 bin 500'e ulaştı.

-Milli gelirimizi 3 kattan fazla yükseltirken tüm vatandaşlarımızı kucaklıyoruz. Yıllık bütçeyi 2 milyardan 55 milyar liraya çıkardık. Son 17 yılda tam 339 milyar liralık sosyal yardımda bulunduk. Sosyal yardımların payını yüzde 0,3'ten, 1,2 seviyesine yükselttik.

-Engellilerin yanı sıra kadınlara, çocuklara, dul ve yetimlere, şehit yakınlarına imkanlar sunduk. Engellilerimizin toplumsal hayatın her alanında olması için öncelikle erişebilirlik çok önemli. Bina girişi, toplu taşıma aracına kadar her alanda kolayca yaşayabileceği alanlara sahip olmalıdır.

-3 kişiye bir bilgisayar değil, hepsine bilgisayar vermeliyiz. Biz bunu başardık. Engelli ve yaşlılarımız için tüm hizmetlerin doğru tasarlanmasından geçiyor.

-Belediyelerimiz başta olmak üzere sorumluluk sahibi her kurumun bu gerçeği kabul etmesi şarttır. Bunları yaşamış kardeşiniz olarak, belediyecilik yapmış olan biri olarak söylüyorum. Geldiğimde susuz bir İstanbul vardı. O konuyu çözdük. Çöp dağlarından geçilmeyen İstanbul vardı. Biz bunu kaldırdık. HABİTAT'ın ödül verdiği İstanbul oldu.

-Solunumda hava kirliliği felaketti. Gazeteler maske dağıtıyordu. Hamdolsun bundan kurtulduk. 81 ili temiz hava ile karşı karşıya getirelim dedik, onu da başardık. Şimdi tüm ilçelere doğal gazı götürmek istiyoruz. Dün İstanbul'da Rusya ile yaptığımız anlaşma gereği TürkAkım projesini Karadeniz'den Kıyıköy'e geçirmek amaçlı projemizi hayata geçirdik. Doğal gaz bizim üzerimizden Avrupa'ya gidecek.

2020 YILINI ERİŞEBİLİRLİK YILI OLARAK İLAN EDİLMESİNDE FAYDA GÖRÜYORUM

-100 bin konut TOKİ ile inşa edeceğiz. Öyle konutlarımız var ki yangın çıksa itfaiye giremiyor. Bunları erişebilir hale getirmemiz lazım. 2020 yılını erişebilirlik yılı olarak ilan edilmesinde fayda görüyorum. Hayırlı olsun.

-Ailesi olmayan çocuklara sahip çıkmayı doğru buluyorum. Sadece kamu görevlilerin gözetiminde çocuk yetiştirilmesi yeterli olmuyor. Yurt tipi binaları terk ederek aile yaşamı süreceği yeni ortamlara geçtik.

-6 bine yakın koruyucu aile 7 bin 200'e yakın çocuğumuza sahip çıkıyor. Devlet gerektiğinde devlet baba gerektiğinde devlet baba. Anadolu demişiz. Devlet baba, devlet ana vatandaşlarımızın her zaman yakında. İnşallah önümüzdeki dönemde bu hizmetleri yaygın ve güçlü şekilde devam edeceğiz.

-Batı çöküyor neden aile diye bir kavram kalmamış. Aile bizde de şimdi çöküyor. Neden 3 çocuk diyorum, çünkü güçlü milletler güçlü ailelerden oluşur. Doğum noktasında kısırlaştırma politikası güttüler. Neden nüfusumuz azalsın diye. Nüfusumuz çoğalmalı ki ekonominin bel kemiği nüfustur. İnsan varsa para var, üretim var, tüketim var. İnsan yoksa bunların hiçbiri yok. Aile kurumu dağıldığında nüfusta azalmaya başlıyor. Pek çok batı toplumu bir süre sonra yeryüzünden silinme ihtimali ile karşı karşıya. Türkiye de aynı tehditle yüzleşmiştir. Gençlerimiz evlenmiyor, rakam yukarı çıkıyor. Çoğu 30'u aşkın yaşta evleniyor ya da evde kalıyor. Hiç evlenmeyenlerin sayısı da artıyor. Medya aracılığıyla özendirilmeye çalışılıyor. Aile kurumlarını kurutmaya çalışan semboller bilinçli kurutulmaya çalışılırken, aile kurumu küçümseniyor.

-Aile içindeki değerlere sahip çıkmanın yücelten bir durum olduğunu anlatınız. Rabbimiz ne diyor nikahlanınız, çoğalınız, nikah dışı bizim değerlerimizde yok. Kıyamet gününde diğer topluluklara karşı ümmetimin çokluğu ile övüneceğim diyor. Yeni nesil okumak, duymaktan ziyade gözlemden etkileniyor. Biz ne kadar örnek aile hayatı sunarsak, çocuklara örnek olur.

-Geçenlerde bir namussuz bir alçak bir kızımızla beraber yaşıyor. Asit atıyor yüzüne, mahkeme 13 yıl ceza veriyor. Kızımızın gözü gidiyor. Kanunun en yüksek oranı bu. Şimdi diyorum ki ben de, bunu da bizim getirdiğimiz söyleniyor. Arkadaşlar diyorum, siz neden kanun diyerek bize böyle cevap yolunu buluyorsunuz. Ben hak, hukuk, adaletten bahsediyorum. Siz burada hakkı, hukuku ve adaleti arayacaksınız. Kendi kızının başına gelmiş olsa, kanunlara mı bakacaksın.

HUKUK EŞİTTİR KANUN DEMEK DEĞİLDİR

-Kadına şiddet olgusu ile aile kurumuna saldıran bir oluşum meydana geldi. Türkiye'deki kadın cinayetleri vakası Avrupa'nın yarısı kadar. Kadına fiziken ya da ruhen şiddet uygulayanın karşısına önce biz çıkarız biz. Anne olan eş olan kız evlat olan insanın yarısı olan kadına yönelik her türlü ayrımcılık anlayışa eyvallah etmedik. İnsani duyarlılıkların sinsi bir şekilde istismarıyla aile kurumunun içinin boşaltılmasına izin vermeyeceğiz. Aileye sahip çıkacak anlayışla çalışmalarımızı yürüteceğiz.

AKDENİZ'DEKİ HAMLELERİMİZİ İTİBARSIZ HALE GETİRMENİN GAYRETİ İÇİNDELER

-Bugün hala Gezi Olaylarına halk hareketi, 15 Temmuz Darbe Girişimi'ne tiyatro diyen çıkıyor. Bunlar ya geçmişten ders çıkarmadı ya da planın bir parçası. Gerçekleştirdiğimiz ve başarı ile sonuçlandırdığımız harekatlarla bu terörü de paramparça ettik.

ADALETSİZLİĞİ GİDERMEK ÜZERE ORADAYIZ

Gölcük'te de söyledim, Gazi Mustafa Kemal'in Libya'da ne işi vardı, çünkü oraya Türk'ün gitmesi gerekiyordu da Gazi Mustafa Kemal oraya gitti. Hep denir ya Gazi Mustafa Kemal'in şehla olan gözü bu oradaki şarapnel parçasından kaynaklandı.

-Türkiye Akdeniz'deki menfaatlerini sonuna kadar savunmaya devam edecektir. Çarpık zihniyet iflas etmeye mahkumdur. Ülkemizi hedeflerine doğru adım adım yaklaştırıyoruz. Şehitlerimize Allah'tan rahmet ve gazilerimize şifalar diliyorum. Şu an ecdadımızın tarih yazdığı yerlerde sadece adaletsizliği ve zulmü bitirmek için varız. Bunun için kiminle karşı karşıya olmamız gerekiyorsa çekinmeyeceğiz. Bu yolda atılan her adımın önemi var. Geride bıraktığımız her engel bizi daha güçlü hale getirdi. Ufkumuzun daha aydınlık hale geldiğini görüyoruz. Zafere kadar durmak, duraksamak hele hele geri adım atmak asla yoktur. Engelli vatandaşlarımıza görev yerlerinin hayırlı olmasını diliyorum.

 

 

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN