Karlar düşer...

Kimi kar olasılığını duyduğu anda günde defalarca kez hava durumunu kontrol ediyor, kimi sabah uyanır uyanmaz çatılar beyazlamış mı diye koşarak cama gidiyor. Hatta bazıları gece bir kar yağışı bekleniyorsa sık sık kalkarak kar kontrolü yapıyor. Araştırmalara göre kar nedeniyle her yerin beyazlaması insanların büyük çoğunluğunda olumlu duygular uyandırıyor. Oysa ki kar ve soğuk hayatı zorlaştıran hava olayları. Isınmak zor ve maliyetli, trafik kazalarının sayısı artıyor, kendimizi koruyamazsak sağlığımıza zarar verebiliyor!

Tüm bunlara rağmen kar sevdası, bir umut kar yağışını bekleme heyecanı dinmiyor. Kar “Eyvah hayat felç olacak” gerginliği değil de mutlu ve içi kıpır kıpır eden bir heyecanla bekleniyor çoğu kişi tarafından.

Bu kar aşkı Türkiye’de de aynı. Twitter’da amatör ya da profesyonel olarak sürekli kar tahmini yapan, haritalar yayınlayan ve binlerce takipçisi bulunan çok sayıda hesap var. Bu hesaplar takipçileriyle yakın bir iletişim içinde. “Şuraya kar yağacak mı?” “Okullar tatil olur mu?”, “Kardan adam yapılır mı?” gibi sorulara ‘kar tahmincileri’nden cevap almaya çalışıyorlar. Gönüllerde bir kar sevdasıdır gidiyor.

Özellikle yetişkinlerde kar merakı psikologların da ilgilendiği bir konu. Acaba bu çocukluktan gelen bir merak mı? Yoksa bir gün olsa işe gitmeme olasılığı mı cazip geliyor? Özellikle ‘sıkılma’ fenomeni üzerine çalışan İngiliz psikolog Dr. Sandi Mann, özellikle şehir hayatının çok rutin ve sıkıcı olduğunu, hep aynı düzeni takip etmenin bunaltıcı olduğunu kar yağışının bu rutini bozduğu için cazip geldiğini iddia ediyor. Mann’a göre deniz, kum ve kar insanı çocukluk duygularıyla yeniden buluşturan iki doğal etken. Bu etkenler duygusal hafızamızı devreye sokuyor. Kar yağışı bir anlamda bizi çocukluğumuza, sorumluluğumuzun daha az olduğu umursamaz günlere götürüyor. Pek çok insanın çocukken karda oynadığı anıları var, bu yüzden yetişkinlikte de bu beyaz örtüyü, lapa lapa yağan karı görünce o anılarımızı hatırlıyoruz, duygusal hafızamız devreye giriyor ve kendimizi mutlu ve heyecanlı hissediyoruz. Klinik psikolog Dr. John Mayer de özellikle yoğun kar yağışı ve kar fırtınalarının farklı bir duygu uyarımına sahip olduğu görüşünde. Bir yanda doğanın gücüne duyulan korku, diğer yanda beyaz esaretin bembeyaz güzelliği... Bu karmaşık duygular bizi psikolojik olarak özgün bir şekilde etkiliyor ve kar sevdamız gün yüzüne çıkıyor.

Kara olan bu sevgimizi ve yaşadığımız heyecanı açıklamaya çalışırken psikologların üzerinde anlaştığı en önemli açıklama da kar yağışının “doğa ana”nın, bizim asla kontrol edemediğimiz bir fenomeni olmasından kaynaklanıyor. Psikologlara göre, insan olarak hepimizin “kontrolümüz dışında olan olaylara, kontrol edemediğimiz durumlar altında kalmaya” ihtiyacımız var. Kendimizden daha büyük, bizim dışımızda bizden bağımsız gelişen ve kontrol etmemiz imkansız olan fenomenlere ihtiyacımız var ki biraz olsun her gün üzerimize yüklenen sorumluluklardan, sorulan hesaplardan uzaklaşmaya ve bir nefes almaya fırsat bulalım. Yani kontrolün her zaman bizde olması insanı yoruyor, bunaltıyor. Dolayısıyla kar yağışı örneğinde işler kontrolümüz dışına çıktığı, müdahale edemediğimiz zaman bu bize bir rahatlama penceresi açıyor. O gün işe gidemediğimiz için kimseye hesap vermemiz gerekmiyor, toplantılarımızı iptal ettiğimiz için kimseden özür dilememiz de gerekmiyor. Çünkü tüm bu aksaklıkların sorumlusu biz değiliz. Her günün koşuşturmacası içinde bedenimizin ve zihnimizin dinlenme ihtiyacı giderek artıyor, doğa ana da kendi gücünü kullanarak bize bir mola sağlıyor. Kısa süre de olsa sorumluluk bizde değil, işler kontrolümüz dışında. Bize de zihnimizi ferahlatıp o kaos dolu günler kısa süre içinde geri gelene kadar çocuklar gibi karın tadını çıkarmak kalıyor.

Bu hafta tüm Türkiye’de aşırı ve soğuklar ve kar yağışları bekleniyor. Hava, dışarıdaki her canlı için zorlukları da beraberinde getiriyor. Kar keyfi, beyaz örtü, kartopu ve kardan adam veya kızak çok eğlenceli ama sokakta yaşamını sürdüren insan ve hayvan tüm canlılar için bu beyaz örtü ve dondurucu soğuk hayatta kalma mücadelesini oldukça zorlaştırıyor. Elimizden geliyorsa onlara merhamet gösterip karınlarını doyuralım. İşyerlerimizin, dükkanlarımızın kapılarını ısınmaya ihtiyacı olan küçük büyük canlar için açalım, bu dünyayı hepimiz paylaşıyoruz ve onların bizim yardımımıza ihtiyaçları var. Kar keyfini yaşarken, zihnimizi dinlendirirken bu gerçeği unutmamalıyız.

ZENGİN OLMANIN MATEMATİĞİ!

İsveç’teki Göteborg Üniversitesi’nden Pär Bjälkebring ve ABD’deki Oregon Üniversitesi Bilimsel İletişim Araştırmaları Merkezi direktörü Ellen Peters’ın The Conversation’da yayınlanan araştırması zenginlik ve matematik arasındaki ilişkiyi anlatıyor.

2021’in Kasım ayında sonuçları yayınlanan araştırma matematikte iyi olanların daha fazla para kazandığını ve hayatlarından daha memnun olduklarını ortaya koyuyor. Görünen o ki benim zengin olma şansım yok, çünkü matematiğim ne yazık ki iyi değil! Yine de benim gibiler için iyi bir haber de var. Matematikte iyi olanlar yüksek gelire sahip olduklarında mutlu olsalar da eğer ekonomik güçlerini artıramazlarsa matematikte iyi olmayanlara kıyasla memnuniyetsizlikleri da fazla oluyor. Buradan züğürt tesellisi çıkar...

Araştırmada katılımcıların iki soruluk bir testi yapmaları istendi: Hanenin geliri ve hayatlarından ne kadar memnun oldukları... Matematik becerilerini anlamak için de zorluk derecesi değişen sekiz matematik sorusuna cevap vermeleri istendi.

Sekiz soruluk matematik testinde her bir ek doğru cevabı verenlerin yıllık ortalama 4 bin dolar daha fazla kazandığı belirlendi. Tüm matematik sorularını doğru yanıtlayanların yıllık geliri ise diğerlerinden yaklaşık 30 bin dolar fazla.

Matematikte iyi olanlar gelire de doymuyor! Bir üst sınır yok. Oysa matematiği zayıf olanların bir üst sınırı var: 50 bin dolar (Tabi bu araştırmanın ABD’de yapıldığını da unutmayalım). Bu rakamdan daha fazla kazanmak hayattan alınan memnuniyeti çok fazla arttırmadı. Görünen o ki sayılarla arası iyi olmayanlar mutluluğu para dışındaki şeylerde arıyor.

PAHALI BİR OYUN

Microsoft geçen hafta ünlü oyun şirketi Activision Blizzard’ı satın aldı. Yaklaşık 70 milyar dolarlık (kusura bakmayın TL’ye çeviremiyorum) rakamla bugüne kadarki en büyük satın alma olacak. Eğer anlaşma tamamlanabilirse Microsoft Tencent ve Sony’den sonra dünyanın en büyük üçüncü oyun şirketi olacak. Oyun endüstrisi 175 milyar dolarlık bir pazar. Oyun konsolu Xbox’ı bünyesinde bulunduran Microsoft; Activision Blizzard’ın kült oyun serileri Call of Duty, Diablo, Overwatch , Candy Crush ve Warcraft’ın da sahibi olacak. Bu oyunlar çocuklar kadar yetişkinlerin de tutkusu… Microsoft’un Game Pass oyununun 25 milyon, Activision’ın Call of Duty oyununun 100 milyon kullanıcısı var. Minecraft o kadar ünlü ki, YouTube’daki videoları son zamanlarda 1 trilyonla izlenme rekorları kırdı.

Dünyada yaklaşık üç milyar kişinin oyun oynadığı düşünülürse Microsoft’un kararı pek yanlış gibi görünmüyor.

Teknoloji devi bu satın almayla insanların dijital dünyada giderek daha fazla zaman harcayacağına dair de büyük bir bahse giriyor. Microsoft, bu hamleyle metaverse dünyasına giriş yapmış oluyor.

Metaverse ezoterik bir mevzu değil, hatta Minecraft, Second Life, Sims, Roblox ve Fortnite gibi oyunlara ilginiz varsa o dünyanın içine girmiş bile olabilirsiniz. Gerçek şu ki, dijital bir hayatımız var. Microsoft, oyuncuların Metaverse’in merkezinde olduğuna inanıyor. Bu nedenle oyun şirketi almak istemeleri anlaşılır.

Artık Microsoft’un oyunları, Xbox konsolu, Azure Bulut hizmeti, Hololens Karma Gerçeklik başlıkları, Altspace VR (Buluşup tanışma, sohbet odaları oluşturma ya da var olan odalarda gezinme imkanı veren sanal bir sosyal alan) ve Mesh (3D avatarınızı ya da 360 holoportasyon teknolojisi ile gerçekçi görüntünüzü, eş zamanlı Mesh platformuna aktarıp sanal dünyada etkinliklere ya da toplantılara katılabiliyorsunuz) ile metaverse için gerekli her şeyi var.

HAYALİ BİLE GÜZEL: TATİL...

Dünyanın en büyük seyahat rehberi platformu Tripadvisor’ın Gezginler Topluluğu 2022 yılı için en popüler 22 destinasyonu açıkladı.

Pandemi nedeniyle ara ara küçük kaçamaklar, açık hava gezileri yerini seyahate dönüşe bırakıyor. Tripadvisor gezginleri yeni yerler görmeye hazır!

Listede bu yıl ilginç ülkeler var. Şehir severler kategorisinde Londra, Paris, Roma gibi popüler rotaların tacını elinden alan Dubai, yılın kazananı olacak gibi görünüyor. Lüks alışverişi, ultra modern mimarisi ve canlı gece hayatıyla tanınan Dubai, şehir severlerin ilk tercihi oldu. ABD’de ise Las Vegas, New York’u geride bırakmayı başardı.

İspanya’nın meşhur adası Mayorka, 2022 yılının ‘1’ numaralı trendi. Ülkenin bir diğer bilinen adası İbiza da altıncı sırada.

2022’nin en popüler 10 destinasyon listesi şöyle...

1) Mayorka.. Pitoresk koyları, Mağribi mimarisi ile her yaştan gezgine heyecan veriyor.

2) Mısır Kahire… Giza piramitlerine yapılan özel gezi ve deve sürme bu yıl seyahat tutkunlarının radarında.

3) Yunanistan’ın Rodos adası.

4) Meksika’nın Tulum bölgesi… Yerel evlerde yenilen Meksika yemekleri, sahilleri ve arkeolojik kalıntılara olan merakı gölgede bıraktı.

5) Hırvatistan Dubrovnik... Dalış turları ve deniz sporları 2022’de bölgeyi beşinci sıraya taşıdı.

6) İspanya İbiza...

7) Brezilya Natal’daki Maracajaú plajı.

8) Tanzanya Arusha… Meterunu şelaleleri ve özel kahve turlarıyla listede.

9) Türkiye Göreme… Rüya gibi balon turları bu yıl Tripadvisor gezginlerinin ilk 10 tercihi arasında yer alıyor.

10) Yunanistan’ın Santorini adası.

Yemek severler kategorisinde Roma hala zirvede. Kosta Rika’daki Arenal Volkanı Ulusal Parkı 2022’de açık hava meraklılarının listelerinin başında. Kosta Rika’nın en iyi yürüyüş rotalarından biri olan park, zengin yağmur ormanları arasında, vahşi doğada yürüme imkanı sunuyor. Güneş arayanlar da Meksika Cancun’a gidecekmiş.

Buraları kim görmek istemez... Liste güzel, gitmesi zor. En iyisi internette fotoğraflarına bakmak...

YORUMLAR (10)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
10 Yorum