Kaynak MEB'den tasarruf patrondan

Kaynak MEB'den tasarruf patrondan

Özel sektördeki rehabilitasyon merkezleri hizmet verebilmek için MEB’den ödenek alıyor. Kuruma ortalama 20 bin TL kazandıran öğretmene ise asgari ücret düşüyor. İşi abartan bazı merkezler asgari ücretten maaşlı gösterip kalan parayı elden geri istiyor.

İSA UĞUR ERDOĞAN | KARAR

İktidarın, kıdem tazminatını ortadan kaldırma planı neredeyse her yasama yılında gündeme gelirken özlük haklarının yok edilmesi belirli meslek grupları üzerinde uzun süredir deneniyor.

Görme, işitme, zihinsel, bedensel yetersizliği olan bireyler ile dil ve konuşma, özel öğrenme güçlüğü, otizm spektrum bozukluğu, down sendromlu olan çocuklara eğitim veren rehabilitasyon öğretmenleri de asgari ücret ve civarında ücretle çalışmalarının yanı sıra özlük haklarından mahrum bırakılıyor.

Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Öğretmenleri Derneği (Özrö-Der) Genel Başkanı Ceyhun Bozdağ’ın aktarımına göre bazı kurumlar öğretmeni asgari ücretinde altında ücret verip, asgari ücretten yatırdığı maaşın bir kısmını geri alıyor. 330 bini aşkın öğretmenin çalıştığı özel eğitim sektöründe 26 binden fazla öğretmen özel gereksinimli öğrencilere eğitim veriyor.

KIDEM TAZMİNATI HAKLARI YOK

Özel Öğretim Kurumları Kanunu’na bağlı öğretmenler ceza gibi durumlarda Devlet Memurları Kanunu’na bağlı ancak çalışma yaşamı İş Kanunu’na göre belirleniyor. Bu durum Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezlerinde çalışan öğretmenlerin, belirli süreli sözleşmeler aracılığıyla, ne kadar çalışırlarsa çalışsınlar kıdemlerinin olmamasına yol açıyor.

Rehabilitasyon öğretmenleri kamudaki meslektaşlarından farklı olarak 11 saate kadar uzayan mesai saatleri içerisinde çalışıyor, nöbet ücreti ve kırtasiye ödeneği gibi kalemlerden yararlanamıyor. Öğretmenler maaşlara, Asgari Geçim İndirimi (AGİ) uygulanmaması, kadın öğretmenlere süt izni, erkek öğretmenlere babalık izninin kullandırılmaması gibi sorunlarla da boğuşuyor.

‘MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI’NA BAĞLIYIZ AMA AYNI ZAMANDA İŞÇİYİZ’

Özrö-Der' in hazırladığı rapora göre MEB, kurumlara verdiği ödeneği 2019’da yüzde 15, 2020 yılında ise yüzde 25 oranında artırdı. Fakat bu artış öğretmen maaşlarına yansıtılmadı.

“Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlıyız ama aynı zamanda işçiyiz” diyen Özrö-Der Genel Başkanı Ceyhun Bozdağ sektördeki durumu şöyle aktardı:

“Uzun zamandır sürdürülen bir sistem oluştu; Düşük maaş veya elden para verip düşük sigorta yapma gibi. Burada tabi işverenlerin kârlarına kâr sağlanıyor. Sektöre ücret devlet tarafından veriliyor. Velilerden herhangi bir para alınmıyor. Bireysel ve grup seans karşılığında ücret alınıyor. Ortalama bir öğretmenin kuruma 20 bin TL kazancı oluyor. Fakat bu kazançtan kurum sahipleri öğretmenlere hak ettikleri ücreti vermiyorlar. Tam tersine düşük veriyorlar. Doğu illerinde durum daha da kötü. 2 bin 500 TL’ye anlaşanlar var mesela. Bankaya yatan paranın bir kısmını elden geri veriyor.”

Öğretmenlerin yaşadığı bir diğer sorun ise Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliği’nin 44. Maddesinin 5. Fıkrasında yer alan öğretmenlerin çalıştığı kurumdan taşınma, evlenme, hastalık gibi gerekçelerle işten ayrılması durumunda bir yıl boyunca herhangi bir kurumda çalışmasına izin verilmemesi.

GENEL MÜDÜR: KURUMLARI KORUMAK ZORUNDAYIM

Özrö-Der Genel Başkanı Bozdağ, bir yıl çalıştırılmama yasağını eski Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürü Muammer Yıldız’la görüştüklerini ve “Ben kurumları korumak zorundayım” dediğini aktardı.

Rehabilitasyon merkezlerinin Türkçe ve matematik ders verme kapasitesinin ekonomik kazançları için önemli olduğuna dikkat çeken Bozdağ, ‘kurumları koruma maddesinin’ neden işletildiğini, “Öğretmen sayısı da az olduğu için her yaz kurs açıp, piyasadaki öğretmen sayısını arttırıp her seferinde ücretleri daha düşük hale getiriyorlar. Son atamalar oldu, ek atamalar geliyor, çoğu öğretmen ücretler az olduğu için başka işlere yöneldiler. Şu anda yeterli sayıda öğretmen var” şeklinde açıkladı.

‘HİÇ KİMSE MASKENİZ, DEZENFEKTANINIZ VAR MI’ DİYE SORMADI’

Özel gereksinimli bireylere verilen eğitimin yüz yüze olması gerektiği için koronavirüs salgınında sadece 3 ay kapanmada olduklarını söyleyen Bozdağ, “Pandeminin başladığı tarihlerde 3 ay kapalı kaldık. O süreçte kısa çalışma ödeneği alındı. O da şartları sağlayabilenler aldı. Onun dışındakiler alamadılar” dedi.

Rehabilitasyon kurumlarında yeterli salgın önleminin alınmadığını ve ilgili bakanlıkların merkezleri denetlemediklerini kaydeden Bozdağ, “İlk zamanlarda Sağlık Bakanlığı ile MEB’in yayınladığı rehberler vardı. Bu ilk günlerde çok iyi uygulandı. Fakat daha sonra uygulanmamaya başlandı. Hatta biz geçen aylarda Ankara’da bir öğretmen arkadaşımızın ölüm haberini paylaştık, bu rehabilitasyon kurumları yüzünden. Şimdi de aynı şey devam ediyor. Maske ve dezenfektan gibi materyaller dahi getirilmiyor. Kurumlara bazen kamera denetimi için gelirler, öğrenci gelmiş mi gelmemiş mi diye bakarlar. Ama sağlık konusunda herhangi bir denetlemeye gelmediler. Hiç kimse maskeniz var mı dezenfektanınız var mı diye sormadı” diye konuştu.

‘SÖZLEŞMELER MEB’LE YAPILSIN’

Özrö-Der Genel Başkanı Bozdağ, öğretmenlerin isteklerini ise şu şekilde sıraladı:

"Biz MEB’in bünyesindeyiz ama MEB’in bünyesinde olmayan şahıslarla sözleşme yapıyoruz. Taban maaş uygulamamız mesela yok. Daha önce meslek kodları vardı ama uygulanmadı. Biz meslek kodlarının uygulanmasını istiyoruz. Sözleşmeler MEB’le yapılır yine kurum hesaplarına aktarılır. Bu sektörde biz şunu gördük, Derneği de bu sebeple kurduk: İşverenlere yönelik çalışmalar yapılıyor. Çalışanlara yönelik bir şey yapılmıyor. Biraz da çalışanlara yönelik bir şeylerin yapılması gerekiyor artık."

Öne Çıkanlar
YORUMLAR (14)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
14 Yorum
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN