Kıbrıs Barış Harekâtı ne zaman ve neden yapılmıştır? Harekâtın

Kıbrıs Barış Harekâtı ne zaman ve neden yapılmıştır? Harekâtın

‘Ayşe tatile çıktı’ parolasıyla Türkiye’nin 20 Temmuz 1974’te Kıbrıs’a yönelik başlattığı ‘Kıbrıs Barış Harekâtı ne zaman ve neden yapılmıştır?’ sorusu, harekâtın yıl dönümünde sorgulanıyor. Kıbrıs’ta yaşayan Türklere yönelik katliama ‘dur’ demek için Türkiye, adaya askeri çıkarma ve indirme gerçekleştirdi. Peki Kıbrıs Barış Harekâtı sonucunda ne oldu? İşte aradıklarınız…

Dönemin Başbakanı Bülent Ecevit’in talimatıyla başlatılan Kıbrıs Barış Harekâtı, 45. yıl dönümünde çeşitli anma etkinlikleriyle yeniden yaşatılıyor. Harekâtın yıl dönümü vesilesiyle Twitter’da da ‘#KıbrısBarışHarekatı’ etiketi, Trending Topic (TT) olarak Türkiye gündeminde en üst sıraya yükseldi. Bu gelişmelerin ardından ‘Kıbrıs Barış Harekâtı ne zaman ve neden yapılmıştır?’ sorusunun yanıtı da aranmaya başlandı. İşte TSK’nin 1974’te ‘Kıbrıslı Türklere ve Rumlara barış götürmek için yaptığı’ harekâtın detayları…

KIBRIS BARIŞ HAREKÂTI NEDENLERİ

Kıbrıs Barış Harekatı'na zemin hazırlayan olayların başlama tarihi olarak 1959 yılı gösterilir. Türkiye, İngiltere ve Yunanistan tarafından 1959 yılında imzalanan Londra ve Zürih anlaşmalarıyla bu ülkelerin garantörlüğünde Rum ve Türk halklarının eşitliğine dayalı Kıbrıs Cumhuriyeti kurulmuştu. Rumlara ait silahlı gruplar tarafından 1963 yılı itibarıyla yapılan saldırıların ardından Kıbrıs Türkleri, ülke yönetiminden baskı ve zulümle uzaklaştırıldı. Adayı Yunanistan'a bağlama hedefine erişmek isteyen Rumlar tarafından yürütülen saldırılar ve ambargolar 1963-1974 yıllarında giderek artmıştı.

DARBE YAPILINCA MGK ACİL TOPLANDI

Kıbrıs Cumhurbaşkanı Yardımcısı Dr. Fazıl Küçük ile beraberindeki heyet ve Başbakan İsmet İnönü başkanlığındaki Türkiye heyeti arasındaki resmî görüşmeler Ankara'da gerçekleşti. EOKA-B liderlerinden Nikos Sampson, Yunanistan'da iktidarda yer alan cuntadan da destekle yaptığı darbeyle 15 Temmuz 1974 yılında Kıbrıs Cumhurbaşkanı Makarios'u devirdi. Adadaki darbe haberi Ankara'ya varınca Millî Güvenlik Kurulu acilen toplandı.

19-07/20/2506080_57ae1df1c9b22fd2bf580452963d594c.jpg

TÜRKİYE’NİN KIBRIS’A MÜDAHALE TEKLİFİ KABUL EDİLMEDİ

Dönemin Başbakan’ı Bülent Ecevit’in, toplantının ardından TSK’ye Kıbrıs'a müdahale ihtimaline karşı hazırlık yapılması yönünde talimat verdiği ortaya çıktı. Dünya kamuoyunun Kıbrıs'taki askerî yönetime tepkileri de Türkiye'nin lehine bir ortam oluşturmuştu. Türkiye, adaya ortak müdahalede bulunulması adına garantör devletlerden İngiltere ile görüşüp, oraya müdahale durumunu önerdi. Ancak Ecevit’in teklifi İngiltere Başbakanı tarafından kabul edilmedi.

CUMHURBAŞKANI KORUTÜRK MECLİS’İ OLAĞANÜSTÜ TOPLANTIYA ÇAĞIRDI

Bu esnada, Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk, Meclis’i olağanüstü toplantıya çağırdı. 18 Temmuz'da Başbakan Ecevit, Londra'da ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Joseph Sisco ile görüşme gerçekleştirdi. Bunun hârici Kıbrıs'ta, "Yeşil Hat"ta hava gerginleşti. Meclis, olağanüstü toplantıda, Kıbrıs'ta darbenin ardından ortaya çıkan durumu görüştü. 19 Temmuz'da Sisco, Atina'dan Ankara'ya giriş yaptı. Sisco'nun Atina nezdindeki girişimlerinden netice alınamayacağı anlaşıldı.

19-07/20/2506080_9330b67e541c74da3374d45ddae06024.jpg

HAREKÂTIN PAROLASI: AYŞE TATİLE ÇIKSIN

Aynı gün Deniz Kuvvetleri Komutanlığınca bir filo, çıkarma gemileriyle Akdeniz'e doğru yola çıktı. Kıbrıs Barış Harekâtı, Türk Silahlı Kuvvetlerine bağlı birliklerin Lefkoşa-Hamitköy-Gönyeli ve Pınarbaşı bölgelerine hava indirme, Yavuz Plajı'na denizden çıkarma yapmasıyla 20 Temmuz'da başlamış oldu. Harekâtın parolası da ‘Ayşe tatile çıksın’ oldu. Ayşe, Cenevre konferansına katılan dönemin Dışişleri Bakanı Turan Güneş'in kızıydı…

‘KIBRIS’A BARIŞ GETİRMEK İÇİN ADAYA GİDİYORUZ’

Başbakan Ecevit, harekatın başladığını, "İnsanlığa ve barışa büyük bir hizmette bulunmuş olacağımıza inanıyoruz. Öyle umarım ki kuvvetlerimize ateş açılmaz ve kanlı bir çatışmaya yol açılmaz. Biz aslında savaş için değil barış için ve yalnız Türklere değil Rumlara da barış getirmek için adaya gidiyoruz." sözleriyle duyurdu.

19-07/20/2506080_cfafd9d8fd3bcb686606ce5729b6451a-1563607252.jpg

HAREKÂT NASIL GERÇEKLEŞTİ?

Türk uçakları 21 Temmuz sabahı, Rum mevzilerine karşı harekete geçti. 4'üncü Paraşüt Taburu ile birleşen Kıbrıs Türk Kuvvetleri, Lefkoşa Havalimanı ile Kaymaklı bölgesine taarruza başladı. 2'nci ve 3'üncü komando taburları Zeytinli istikametinde ilerledi. Kocatepe muhribi de haberleşme ve koordinasyon eksikliğinden ötürü Türk uçaklarınca batırıldı. Harekâtın ikinci günü, 3'üncü Paraşüt Taburu'nun taarruzu sonucu Deliktepe düştü. Girne'ye ulaşan Türk birlikleri Lefkoşa'ya doğru hareket etti. Bu vesileyle de Lefkoşa-Girne hattı birleştirilmiş oldu. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin çağrısının ardından Türkiye, 22 Temmuz saat 17.00'den itibaren harekata son verdi.

TÜRKİYE İLE YUNANİSTAN ARASINDAN ATEŞKES ANLAŞMASI

ABD ve İngiltere dışişleri bakanlıklarının yetkilileri aracılığıyla Türkiye ile Yunanistan arasında ateşkes anlaşmasına varıldı. Yapılan harekatla Lefkoşa-Girne karayolunun denetim altına alınmasıyla Lefkoşa'nın Türk kesiminin denizle bağlantısı sağlandı. Bunun dışında kalan başta Magosa olmak üzere diğer yerleşim bölgelerinde ise Türklerin güvenliği tam olarak sağlanamadı.

TÜRKİYE’NİN BİRÇOK İLİNDE SIKIYÖNETİM İLAN EDİLDİ

Bu arada harekatın başlamasıyla İstanbul, Ankara, Tekirdağ, Kırklareli, Edirne, Çanakkale, Balıkesir, Manisa, İzmir, Aydın, Muğla, Adana, İçel ve Hatay'da sıkıyönetim ilan edildi. 20 Ağustos'tan itibaren bu illere Antalya da eklendi. Yunan cuntasının işbaşına getirdiği Nikos Sampson, 22 Temmuz'da cumhurbaşkanlığından istifa etti. Harekatta 3 gün içinde 57 şehit verildi, 184 asker yaralandı.

KIBRIS BARIŞ GÖRÜŞMELERİ BAŞADI

Yunanistan'da sivil yönetimin iş başına gelmesinin ardından 25 Temmuz 1974'te Kıbrıs barış görüşmeleri Cenevre'de başladı. Türkiye, Yunanistan'a Kıbrıs'ta federasyon sistemini önerirken TSK da 26 Temmuz'da Girne'nin 5 Mil Plajı'na asker ve malzeme yardımı için çıkarma yaptı. Türk birliklerinin Kıbrıs'ta yerleşim alanları genişlerken 30 Temmuz'da Cenevre'deki görüşmeler sona erdi. Taraflar ateşkesin sürmesini istemesine rağmen 6 Ağustos'ta takviyeli Rum birlikleri, Girne'nin batı kesiminde saldırı başlattı. Saldırıyı püskürten Türk birlikleri, Rumların ateşkese uymaması sonucu Lapta'yı ele geçirdi.

ADADA YENİ ANAYASA İHTİYACI

Taraflar barış koşullarını tekrar görüşmek üzere Cenevre'de ikinci defa bir araya geldi. Görüşmelere Kıbrıs Türk Halkı Lideri Rauf Denktaş ile Kıbrıs Rum Halkı Lideri Glafkos Klerides katıldı. Kıbrıs Türklerini temsil eden heyet, adanın yeni bir anayasaya ihtiyacı olduğunu, iki kesimli bir federasyon kurularak Türk tarafına yüzde 34 toprak bırakılması gerektiğini belirtti. Rumların ve Yunanistan'ın buna yanaşmaması üzerine 8-13 Ağustos tarihlerindeki konferans sona erdi.

14 AĞUSTOS’TA İKİNCİ HAREKÂT

Takvimler 14 Ağustos'u gösterdiğinde Kıbrıs'ta ikinci harekat başladı. Harekatın amacını ise doğuda Magosa ve batıda Lefke'ye kadar olan bölgelerin, Rum işgalinden kurtarılması oluşturuyordu. Türk birlikleri 15 Ağustos'ta Magosa'ya girdi. Batıda ise Lefke yönünde Mitri alındı. Harekatın son günü olan 16 Ağustos'ta Lefke ve Omorfo alındı, Lefkoşa bombalandı. Sonrasında ilan edilen ateşkes 6 saat sürdü. Rumların açtığı ateşe, Türk birlikleri karşılık verdi.

KATLİAMLAR ORTAYA ÇIKTI

Magosa'ya 15 kilometre uzaklıktaki Türklere ait Atlılar Köyü'nde Rumlar tarafından yapılan katliam ortaya çıkarıldı. Bir çukura gömülü 57 Türk'ün cesedi bulundu. 22 Ağustos'ta Yeşil Hat üzerinde esir değişimi yapılırken 29 Ağustos'ta Yeşilırmak Köyü tamamen Türklerin kontrolüne geçti. 1 Eylül'de ise Magosa'ya bağlı Muratağa ve Sandallar köylerinde 88 kişinin yakılarak çukura gömüldüğü anlaşıldı. 16 Eylül'den itibaren Rum ve Türk tutsakların değişimi işlemlerine başlandı.

KIBRIS TÜRK FEDERE DEVLETİ KURULDU

Harekatın başarıyla sonuçlanması sonrasında, 13 Şubat 1975'te Kıbrıs Türk Federe Devleti kuruldu, devlet başkanlığına Rauf Denktaş getirildi. 15 Kasım 1983'te ise Mecliste alınan kararla Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti kuruldu. 20 Temmuz 1974 tarihinde gerçekleşen Kıbrıs Barış Harekatı'a katılarak gazi olanlar, o günlerdeki anılarını 45 yıl sonra paylaştı.

SAVAŞIN BAŞLAMA SEBEBİ

Savaşın başlama sebebi ile ilgili bilgi veren Samsun Muharip Gaziler Derneği Başkanı ve aynı zamanda Hava İndirme Tugayı Paraşüt Taburunda görev alan Ahmet Diril (65), “15 Temmuz 1974’te ‘Enosis’ hayranları olan Yunanistan taraftarları Rum taraftarları olan EOKA’cılara darbe ile ihtilal yaptılar. Bu darbe neticesinde Kıbrıs’taki yönetimi ele geçirerek buradaki bizim soydaşlarımıza katliam yaptılar. Yaşlısından, genç insanlara kadar herkese dozerlerle katliamlar yaparak toprağın altına gömdüler. Bundan 45 sene önce yapılmış bu katliam tarihin canlı derinliklerinde yer almaktadır. Kıbrıs’ta yaşayan soydaşlarımızın can güvenliğini sağlamak için havadan indirme, havadan atma, denizden çıkartma şeklinde harekat gerçekleştirilmiş ve Türk askerinin üstün cesaret göstermesi sonucunda oradaki soydaşlarımızın mal ve can güvenliği sağlanmıştır. Kıbrıs barış harekâtı adada yaşayan bütün insanlığa barış getirmiştir. Eğer ’Enosis’ hayali gerçekleşmiş olsaydı bugün bile adada Rum varlığından söz edilemezdi. O yüzden ‘barış harekatı’ şeklinde bu isim telaffuz edilmektedir” dedi.

Hava İndirme Tugayı Paraşüt Taburunda onbaşı olarak görev yapan Bilal Ersoy, "19 Temmuz Cuma günüydü. Kayseri de eğitim alıyordum. Askerde öğle saatlerinde bizi topladılar. Merak ediyorduk çünkü gelişmelerden haberimiz yoktu. Komutanımız bize ‘Kıbrıs’ta ki soydaşlarımıza katliam yapıyorlar. Buraya çıkarma yapacağız’ dedi. Biz de bir heyecanlı silah bakımını yaptık. Askeri tesisatlarımızı hazırladık. Gece saat 04.00’e alarm kurduk. Alarm çaldığında ise paraşütlerimizi kuşanıp Kayseri Erkilet Havaalanı'na geldik. Ben 1’inci adamdım. Uçaktan atlayacak ilk kişiydim. Uçak adaya girmeye başladı. Yukarıdan bir baktım ki Kıbrıs toz duman içindeydi. Uçaktan atlayınca aşağıda biraz dinlenmek istedim. Karşıma Beşparmak Dağları’nı aldım. Tam 30 metre yakınıma top mermisi düştü. Sonra topluluk olarak kasaba gibi bir yere gittik. Orada gezinirken kasaba boştu. Bir mağaranın önünde durduk. Mağaranın içine sivil halk dolmuş. Bizi Rum askeri zannetmişler. O kasaba olduğu gibi mağaraya dolmuştu. Biz kasabayı emniyet altına aldık ve insanlar evlerine yerleşti. O günün akşamı Beşparmak Dağları’na taarruz yapacağız. Beşparmak Dağları’nda ilerlerken komutanız ‘şurada 5 dakika dinlenelim’ dedi. Tam dinlenirken içimize iki tane havan topu düştü. 6 şehit verdik orada. Komutanımız havan mangasını çağırdı. Beşparmak Dağları’na havan kurduk. Ben mermileri hazırlarken tam karşıdan bana bir ateş geldi. Karın boşluğumdan ve dizimden vuruldum. Beni arabaya koyduklarında bilincim kapalıydı. Sonra gözlerimi açtığımda bir hemşirenin bana kalp mesajı yaptığını gördüm. O an sordum ‘ne yapıyorsun’ diye. ‘Senin kalbini çalıştırmaya çalışıyoruz’ dedi. O andan sonra gazilik şerefine eriştim” şeklinde konuştu.

Çok zor şartlar altında savaştığını ifade eden Gaziantep 5. Zırhlı Tugay Komutanlığında asker olan Fahri Çamur (65) ise "Komutanımız adada darbe yapıldığını, katliamların başladığını, müdahalenin kaçınılmaz olduğunu, bu nedenle ile Kıbrıs’a hareket edeceğimiz söyledi. Kıbrıs’a giderken bir haber geldi: ‘Düşman bütün silahlarını Girne Limanı’na çevirmiş, buraya çıkmayın vurulursunuz.’ Bir müddet sonra Kıbrıs’ın batı kesimlerine doğru ilerledik. Girne’de 4 gün savaştık. Arkamız deniz, önümüz düşman, karşımız düşmanın bulunduğu Beşparmak Dağları’ydı. Çok zor şartlar altında savaştık. 24 Temmuz öğleden sonra Girne savaşları bitince boğaza girme emri geldi. Boğazın doğu kısmında Rum birlik ordusu toplanmıştı. Sadece gece çatışmaları yaşadık. Bu sırada barış görüşmeleri devam ediyordu ancak görüşme sonuç vermeyince ‘Ayşe Tatile Çıkabilir’ sloganı ile 2. bir çıkartma haberi geldi. Hamitköy, Kuzey Lefkoşa, Değirmenlik gibi yerler Türklerin sıkıştırıldığı bölgelerdi. Özellikle Değirmenlik bölgesini çatışarak ele geçirdik. Samsunlu bir arkadaşım şehit oldu. 5 arkadaşım da yaralandı. Çatışma azalınca baktım bir arkadaşım şok geçiriyor, bir arkadaşım üstü başı yanmış, bir arkadaşımın üstü başı kan içinde oradan bir dedi ki, ‘Komutanım vatan için canımız feda olsun.’ O anı unutamıyorum” diye konuştu.

 

Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN