‘Kıytırık’ yaptırıma karşı 4’üncü gemiyi göndeririz

‘Kıytırık’ yaptırıma karşı 4’üncü gemiyi göndeririz

Doğu Akdeniz’de ‘oldu bitti’ adımları atan Rumları destekleyen Brüksel Türkiye’ye yaptırım paketini tam da 15 Temmuz’un yıl dönümünde onaylamaktan çekinmedi. Ankara’nın gerekli reformları yapmadığı için eleştirildiği müzakere sürecinde de sürekli diplomatik hassasiyetten uzak tutum sergileyen AB, ilişkilerin düzelmesinde yapıcı tutum göstermiyor.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Avrupa Birliği’nin (AB) Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki faaliyetlerine ilişkin aldığı kararlara yönelik “Aldıkları kararların uygulanmasının mümkün olmadığını kendileri de biliyor” dedi. 

19-07/17/mans.png

Bakan Çavuşoğlu, Kuzey Makedonya ziyareti kapsamında, Üsküp’te mevkidaşı Nikola Dimitrov ile görüşmesinin ardından ortak basın toplantısı düzenledi. AB’nin Türkiye’ye ilişkin aldığı kararları değerlendiren Çavuşoğlu “Çok da ciddiye almaya gerek yok çünkü Katılım Öncesi Yardım Aracı (IPA) kesintilerini daha önce yapmışlardı. Bunlar basit şeyler, bizi etkileyecek şeyler değildir” ifadelerini kullandı. Çavuşoğlu, sivil havacılık görüşmelerinin, Rum kesimi nedeniyle zaten durmuş olduğuna işaret ederek, geçmişte de bazı fasılların bloke edildiğine dikkat çekti. Bu kararların bağlayıcı olmadığını vurgulayan Çavuşoğlu, “Merkez Bankasına ya da bankalara siyasetçilerin müdahale etmesini, AB her zaman eleştirir. ‘Serbest piyasa ekonomisi’ der ama şimdi bankaya talimatlar ya da tavsiyeler veriyor” değerlendirmesinde bulundu.       

Çavuşoğlu AB’nin Türkiye’ye ihtiyacı olduğunu vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü: “Üst düzey görüşmeler olsun olmasın ehemmiyeti yok, mecburen bize gelecekler, başka kaçarı yok. Aldıkları kararların uygulanmasının mümkün olmadığını kendileri de biliyor. Neden? Rum kesimini tatmin etmek için. Saçma sapan dayanışma anlayışıyla Rum kesiminin ve Yunanistan’ın baskısıyla, affedersiniz, kıytırıktan kararlar almak durumunda kaldılar. AB ve AB yöneticileri, 15 Temmuz hain darbe girişiminin ardından hemen Türkiye’ye gelmedikleri için pişman olduklarını söylüyor. Fakat bu konuda samimi olmadıklarını bir kez daha gördüm.”       

Sorunun, Kıbrıs Türk halkının ada etrafındaki haklardan eşit şekilde yararlanamaması olduğunu belirten Çavuşoğlu, şunları söyledi: “Rum kesimi, AB üyeliğini de suistimal ederek, şımarık bir çocuk gibi bunu yapmak istememektedir. Biz yıllarca uyarı yaptık, ‘Eğer siz bunu yapmazsanız, Birleşmiş Milletler (BM) yapmazsa, biz bunu yapacağız. Garantör ülke olarak Kıbrıs Türk halkının hakkını koruyacağız ve biz de sondaja başlayacağız’ dedik ve başladık.” Çavuşoğlu, bundan sonraki süreçte Türkiye’nin atacağı adımlara ilişkin ise şunları kaydetti: “Eğer Türkiye’ye yönelik böyle kararlar alırsanız, faaliyetlerimizi artıracağız. Doğu Akdeniz’de üç gemimiz var, dördüncü gemiyi de göndereceğiz. Türkiye ile böyle yöntemlerle baş edemeyeceklerini anlasınlar. Kendi kıta sahanlığımızda ne yapacağımıza biz karar veririz. Kıbrıs halkının hakkını garanti altına almadıkları sürece oradaki faaliyetlerimizi artırmaya devam edeceğiz. Rum kesimi de AB’yi arkasına almasın, Türk tarafıyla otursun. Bizim muhatabımız Rum kesimi değildir. Burada paylaşım için Rum kesiminin muhatabı Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’dir. Hakça paylaşım için masaya otursunlar. Aksi takdirde Kıbrıs Türk halkının hakkını kimseye yedirmeyiz.” 

YAPTIRIM 15 TEMMUZ'DA AÇIKLANMASI MANİDAR

AB’nin yaptırım kararına bir tepki de Dışileri Bakanlığı’ndan geldi. Bakanlık tarafından yapılan yazılı açıklamada Türkiye’nin Rum yönetimini yetkili olarak kabul etmediğini bu nedenle deniz yetki anlaşması imzalamadığını hatırlatılarak şu ifadeler kullanıldı: “İkinci boyutta bir çözüm bulunması ise ancak Kıbrıs Türklerinin haklarının garanti altına alınması ile mümkün olabilir. Bu bağlamda, Kıbrıs Türklerinin, 13 Temmuz’da yaptığı ve ülkemizin de tam destek verdiği kapsamlı iş birliği önerisi çözüm için önemli bir fırsat teşkil etmektedir. AB’nin bu fırsatı değerlendirmek ve hidrokarbon kaynakları konusunda Ada’daki iki tarafı bir araya gelmeye teşvik etmek yerine, Türkiye aleyhinde kararlar almaya yönelmesi etkisiz, gerçeklikten kopuk ve yapıcı olmayan bir hareket tarzıdır. Bu hususta, Kıbrıs Türklerine verdiği sözleri 26 Nisan 2004’ten beri tutmayan AB’nin bize söyleyeceği bir sözü de yoktur. Bu kararların, 15 Temmuz hain darbe girişiminin üçüncü yıl dönümü gibi Türk halkı için çok önemli bir günde alınmış olması da manidardır.”

8 SAATLİK TOPLANTIDAN 4 MADDELİK YAPTIRIM

AB üyesi ülkelerin dışişleri bakanlarının katılımıyla Brüksel’de gerçekleştirilen Dış İlişkiler Konseyi Toplantısı kapsamında sonuç bildirgesi yayımlanmıştı.  Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki hidrokarbon kaynaklarına ilişkin faaliyetlerinin yasa dışı olduğu savunulan bildirgede, fon kesintisi, üst düzey toplantıların şimdilik yapılmaması ve Avrupa Yatırım Bankası’nın Türkiye’ye yönelik mali yardım şartlarını yeniden gözden geçirmeye davet edilmesi gibi kararlar bulunuyor.

RUM YÖNETİMİ ÖNERİYİ REDDETTİ

Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY), KKTC’nin sondaj konusunda ortak komite kurulması önerisini reddetti. GKRY lideri Nikos Anastasiadis, siyasi parti başkanlarıyla bir araya geldi. Rum haber kaynakları, toplantı sonunda KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın önerisinin kabul edilemeyeceği sonucunun çıktığını bildirdi. Rum siyasi parti başkanlarından oluşan Başkanlar Konseyi’nin üzerinde mutabık kaldığı ortak açıklamada, önerinin Kıbrıs sorununun özünden uzaklaştığı, öte yandan menfaatlerine hizmet etmeyen maddeler içermesinden ötürü kabul edilemeyeceği belirtildi. KKTC Cumhurbaşkanı Akıncı’nın, Birleşmiş Milletler Kıbrıs Özel Temsilciliği aracılığıyla ilettiği teklifte, petrol ve doğalgaz için ortak komite kurulması öneriliyordu.

Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN