Gazeteci Şirin Payzın, sosyal medya hesabı üzerinden sekiz yaşındaki Narin Güran'ın cinayeti hakkında çarpıcı bir paylaşımda bulundu.
Diyarbakır'da 'kaybolduktan' 19 gün sonra bir çuval içinde, üzerine taşlar ve çalı yerleştirilmiş halde bulunan dere yatağında ölü bulunan sekiz yaşındaki Narin Güran cinayetinde soruşturma devam ederken gazeteci Şirin Payzın çarpıcı bir iddiayı ortaya attı.
Payzın, Narin cinayetinin medyada yeterince gündemde tutulmadığını ve olayın unutturulmaya çalışıldığını iddia etti. Özellikle son günlerde Narin cinayetiyle ilgili televizyon kanallarında haber yapılmamasına dikkat çeken Payzın, gazetecilik ilkelerinin göz ardı edildiğini söyledi.
Payzın, paylaşımında Radyo ve Televizyon Üst Kurulu'nun (RTÜK) tehditleriyle medyanın baskı altına alındığını ve Narin cinayetinin karanlığa gömülmeye çalışıldığını öne sürdü. Medya yöneticilerinin büyük çoğunluğunun erkek olmasına da vurgu yaparak, "Bir hafta boyunca reyting kaynağı olarak görülen bu vahşi cinayet, medyanın umurunda değil" dedi. Olayın üzerinin örtülmeye çalışıldığını belirten Payzın, “Herkes bu sessizliğe boyun eğiyor” diyerek tepkisini dile getirdi.
İtinayla Narin cinayeti kapatıldı mı ? Hiç bir televizyonda haber değil artık .. Gazeteciliğin temel esası takip rafa kalktı .. RTÜK tehdit etti Narin cinayeti karanlığa gömüldü.. Konuyu kapattırıyorlar herkes tek sıra buna biat ediyor.. Neden ? Medyanın yöneticilerinin…
— Sirin Payzin (@siring) September 24, 2024
"GAZETECİLİĞİN TEMEL ESASLARI RAFA MI KALKTI?"
Gazeteci Şirin Payzın, Narin cinayetinin kamuoyunda daha fazla yer bulması gerektiğini savunarak, gazeteciliğin temel esaslarının takipten geçtiğini, ancak bu davada bunun ihmal edildiğini belirtti. “Konuyu kapattırıyorlar, herkes bu düzene biat ediyor” diyerek, medyanın tavrını eleştirdi. Payzın, medya kuruluşlarının olayın üzerine gitmek yerine reyting kaygısıyla hareket ettiğini ifade etti.
MEDYANIN SORUMLULUĞU TARTIŞMA KONUSU
Payzın'ın bu paylaşımı, sosyal medyada büyük yankı uyandırdı. Gazetecilik etiği ve medya sorumluluğu üzerine yapılan tartışmalara yeni bir boyut kazandıran bu çıkış, Narin Güran cinayeti gibi hassas bir konuda medyanın suskun kalmasının nedenleri üzerine soru işaretleri doğurdu.