Barış Soydan: Türkiye 'ödemeler dengesi' krizine girebilir | Semra Alkan'la 40 Dakika

Semra Alkan'la 40 Dakika'ya konuk olan ekonomi yazarı Barış Soydan, 128 milyar dolar tartışmaları sonrası Türkiye'yi bekleyen tehlikeyi açıkladı: Bir gün dünya çapında küresel bir kriz yaşansa Türkiye MB Bankası'nın rezervlerine döner. Ama MB Bankası'nın kasasında para yoksa ya da çok sınırlıysa ne yapacağız? O zaman da Türkiye'nin bir ödemeler dengesi krizine girme ihtimali var diye bakılıyor."

Semra Alkan'la 40 Dakika'ya ekonomi yazarı Barış Soydan konuk oldu. "128 milyar dolar nerede?' sorusunu masaya yatıran Soydan, dikkat çeken açıklamalarda bulundu. 

128 milyar dolar tartışmaları sonrası Türkiye'yi nelerin beklediği yönündeki soruya Soydan,  şu cevabı verdi: 

"Bir gün dünya çapında küresel bir kriz yaşansa Türkiye MB Bankası'nın rezervlerine döner. Ama MB Bankası'nın kasasında para yoksa ya da çok sınırlıysa ne yapacağız? O zaman da Türkiye'nin bir ödemeler dengesi krizine girme ihtimali var diye bakılıyor."

 "MB REZERVİNİ MERAK ETMEYE HAKKIMIZ VAR"

MB Bankası döviz rezervini merak etmemizin normal olduğunu savunan Soydan "Sadece Türkiye Cumhuriyeti MB Bankası'nın rezervleri değil, başka ülkelerin sağlık ekonomisini anlamak için de ilk bakılan yer MB Bankası rezervleridir.

Dünya ekonomisi küreselleşmiş durumda. Bu küresel sermaye hareketlerinden bağımsız olarak, bizim kendi ülkemizin MB bankamızın finansal durumunu merak etme hakkımız var" dedi.

"İKTİDAR YALANCI BAHAR YARATTI"

İktidarın aslında geçmişte de günümüzde de bir yalancı bahar yarattığını belirten Soydan "Günümüzde İktidar, ekonomide bir canlılık yaratılmasını arzu ediyordu. Bir yalancı bahar diyebiliriz. Yalancı bahar olmasaydı, referandumdan 'hayır' çıkardı" ifadelerini kullandı. 

128 milyar dolar meselesinin 2017'ye dayandığını hatırlatan Soydan, asıl hikayenin 2020'de başladığını kaydetti. Soydan, şunları kaydetti: 

"İktidar, ekonomiyi toparlamak için faiz indirimini kullanamadığından, 2017 yılındaki protokolü hatırladı ve döviz müdahaleleri başladı. Murat Çetinkaya görevden alınmamış olsa 2019'un yazında faiz indirimlerine başlayacaktı.

 

2019'un başında piyasaya müdahale gerçekleşti, seçimler bitti ve ortam biraz gevşedi. Enflasyon da hafif inişe geçmişti. Dolayısıyla müdahaleler biraz gaz kesmişti. Asıl hikaye 2020 yılında. Pandeminin patlamasıyla dolar endeksi değer kazandı.

 

Gelişmekte olan ülkelerin paralarına karşı da dolar değer kazandı. Nisan ayında dolar tekrar değer kaybetti ve 2020 yılının Ağustos'unun başına kadar 6,80-6,85 seviyesine demir attı. Bir yandan rezervler eksiye indi. Aynı dönemde pandemi vardı. Peki, esnafa destek sağlandı mı? Hükümet faizleri düşük tuttu. Haziran'a geldiğimizde indirimli konut kredisi kampanyası başladı.

 

Kamu bankaları (Ziraat, Vakıf, Halk) birinci elden 0.64 ile enflasyonun altında zararına konut kredisi vermeye başladı. Bir kesim insan bu kredilere hücum etti. Temmuz ayında Türkiye tarihinin konut satış rekoru kırıldı. 220 bin adet konut satıldı. Bu konut satışları ile ekonomiyi canlandırır gibi oldu ama cari açık patladı. "

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile birlikte aslında ekonomik sistemin değişmediğini ifade eden Soydan, şunları söyledi: 

"MB Bankası'nın yasa gereği bağımsız olması gerekiyor. Bağımsız olması gereken kurumun başkanının, siyaseten taraf tutucu görüşlerde bulunması ne alışıldık bir uygulama, ne de doğru bir şey. Bunu Naci Ağbal da bile görmüyorduk. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçtik ama ekonomik sistemi değiştirmediniz ki... Dışa açık bir serbest piyasa ekonomisi. O ekonomik sistemin gerekliklerini yerine getirmiyorsunuz. Orada açık bir çelişki olduğu ortada."

Soydan, şöyle devam etti: 

"Fonda bir ekonomi politikası var. Türkiye'nin rezervlerini satmasına neden olan ana motif, dönemin ekonomi politikası. 'Enflasyon faizin sonucudur, faiz neden enflasyon sonuçtur. Faizi düşürürsek enflasyon düşer. Faiz zaten tüm kötülüklerin anasıdır' ideolojisi, Türkiye'yi bu noktaya getirdi. 

Yıllardır bu ülkede bakkal dükkanı açar gibi, kripto para borsası açmak ve paraları toplayıp kapıyı kilitleyip kapatmak, niyetiniz de kötüyse eğer kaçmak mümkün. Dönen paralar yüz milyonlarca işlem hacmine sahip bakkal dükkanlarından bahsediyoruz.

Türkiye uçurumun kenarındaki ilk ülkeler arasında olarak görülüyor. Türkiye ekonomik olarak çoğu ülkeden güçlü bir ülke. Ama nasıl olur da Türkiye'den ekonomik olarak zayıf olan ülkelere göre, Türkiye'nin risk oranı daha yüksek olur?"

 

Öne Çıkanlar
YORUMLAR (4)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
4 Yorum
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN