Son dakika! Bakanlık, Kanal İstanbul ÇED Raporu'nu onayladı

Son dakika! Bakanlık, Kanal İstanbul ÇED Raporu'nu onayladı

Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, Kanal İstanbul ÇED Raporu'nu bugün itibarıyla onayladıklarını açıkladı. Raporda, Kanal'ın yapılması halinde çevreye vereceği zararların yanı sıra işletme maliyeti ve muhtemel gelirlerine de yer verilmişti. İlk gelir kalemi olarak ise gayrimenkule yani oluşacak 'rant'a dikkat çekilmişti.

Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, Kanal İstanbul ÇED Raporu'nu bugün itibarıyla onayladıklarını açıkladı.

Bakanı Kurum '100 Bin Sosyal Konut Projesi'ne 1 milyon 209 bin başvuru yapıldığını da duyurdu.

Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) raporunda Kanal'ın olumsuz etkilerine de yer verilmişti. KARAR, "ÇED raporu, rant diyor" manşeti ile Kanal İstanbul masaya yatırmıştı. 

19-12/25/ab.png

Raporda Türkiye’nin Montrö kazanımları ve uluslararası su yollarının yasal durumu Kanal İstanbul üzerinden değerlendirildi. Ayrıca projeye ilişkin finansal kaynaklarda ortaya çıktı. Finansal fizibilite çalışmasına konu olan gelir, gider kalemleri de tanımlandı. 

* Gelirler, gayrimenkul başta olmak üzere  

* Kanal kullanım/kiralama gelirleri  

*  Kanal işletme gelirleri l Entegre tesis işletme gelirleri (Karadeniz Konteyner Limanı, Marmara Konteyner Limanı, Küçükçekmece Yat Limanı). Gider ve Yatırımlar bölümü ise ÇED raporunda şöyle ayrılmış: l Kanal yatırım maliyetleri l  Entegre tesis yatırım maliyetleri  

*  Kanal işletme giderleri l Faiz ve komisyon giderleri l Vergi giderleri. Raporu incelediğimizde gider tarafına nazaran gelir kısmında ilk başta gayrimenkul gelirleri yer alması dikkatlerden kaçmadı. Kanal gelirleriyse ikinci planda. Böylece, ÇED raporu da ilk sırada rant ve inşaata alan açtığını gösteriyor. İkinci konu ise ÇED raporunun Montrö vurgusu. Rapordaki aktarma şu şekilde: “Türk Boğazlarının bugünkü hukuki statüsünü düzenleyen Montrö Boğazlar Sözleşmesi, yürürlüğe girdiği 9 Kasım 1936 tarihinden günümüze kadar, değiştirilmesi, hatta ortadan kaldırılmasına yönelik çeşitli girişimlere ve gayretlere rağmen, hiçbir değişikliğe uğramadan yürürlükte kalabilmiştir.” 

ABD’NİN KARADENİZ’E ÇIKMA GAYRETİ VE SICAK DENİZLER

Montrö’nün tarihi derinliklerine inen rapor, Rusya’nın sıcak denizlere inmesi ve İngiltere ile ABD’nin Karadeniz’e çıkma gayretlerini vurgulamış. Tüm bunları bir kenara bırakılması sonrasında şunlara değinmiş: II. Dünya Savaşı ile yeniden başlayan Boğazlar üzerindeki kavganın, diğer bir ifade ile politik savaşın bugün dahi sona ermediğini, sahne ve perde arkası aktörlerin değişerek devam ettiğini görmekteyiz. Zaman zaman alevlenen, zaman zaman sönümlenen bu mücadeleye; değiştirilmesi, hatta yürürlükten kaldırılmasını öngören şekil şartlarının çok müsait olmasına rağmen Sözleşme, Türkiye’nin gözetiminde 81 yıldır titizlikle uygulanmaktadır.

19-12/25/ded.jpg

BOĞAZDAN GEÇMESİ HALİNDE 21 GÜN SÜRELERİ VAR

Savaş gemileri anlaşmasına yönelikte bilgilendirme yapan ÇED raporu, Montrö Boğazlar Sözleşmesi hükümlerine göre barış zamanında, Karadeniz’e kıyıdaş olmayan devletlerin sadece hafif su üstü gemileri, küçük savaş gemileri ve yardımcı gemileri Boğazlardan kuzeye geçiş yapıp Karadeniz’e açılabileceğini aktardı. Karadeniz’e kıyıdaş olmayan devletlerin barış zamanında bu denizde bulundurabilecekleri gemilerin toplam tonajı en çok 45 bin ton olmak üzere sınırlandırdığını aktardı. Kıyıdaş olmayan tek bir devletin de en çok 30 bin ton olan bir savaş gemisini Karadeniz’de bulundurabileceğini hatırlatan rapor, Karadeniz’de bulunmalarının amacı ne olursa olsun, kıyıdaş olmayan devletlerin savaş gemileri bu denizde yirmi bir günden fazla kalamayacakları da vurguladı.

19-12/25/d.jpg

ALTERNATİF GÜZERGAHLAR DA KAYNAK KAYBINA NEDEN OLABİLİR

Rapor çevresel tehlikeler ve su kaynaklarıyla ilgili de çalışmalarını aktardı. * Alternatif-1 Güzergahı, Büyükçekmece Baraj Gölü’nün, Terkos Baraj Gölü’ne su sağlayan kaynakları kesmesi nedeniyle Terkos Baraj Gölü’nün devre dışı kalmasına neden olacaktır. Bu güzergâh, havzasını ve gölünü etkilediği için Hamzalı Barajı’nı da yapılamaz hale getirmektedir.  * Alternatif-2 Güzergahı, Büyükçekmece Baraj Havzası’nı, Sazlıdere Baraj Havzası’nı ve kısmen Terkos Gölü Havzası’nı etkilemektedir. Bu güzergâhta, havzasını ve gölünü etkilediği için planlama aşamasında olan Hamzalı Barajı’nı yapılamaz hale getirmektedir.  * Alternatif-3 Güzergahı, Büyükçekmece Baraj Gölü’nün iptal edilmesine neden olacaktır. Bu güzergâh, Büyükçekmece ve Sazlıdere Barajlarını doğrudan etkilemekte olup, Terkos Baraj Gölü’nü de kısmen etkilemektedir. Bu güzergâh da havzasını ve gölünü etkilediği için Hamzalı Barajı’nı yapılamaz hale getirmektedir.   

* Alternatif-4 Güzergahı, Küçükçekmece Gölü’nün iptal edilmesine neden olacaktır. Güzergâh ayrıca İstanbul’un 24-25 günlük su ihtiyacını sağlayan ve DSİ Genel Müdürlüğü tarafından 2015 yılında hazırlatılan ‘Meriç-Ergene ve Kuzey Marmara Havzaları Su Kalitesi Raporu’ verilerine göre kirlenme riski en fazla barajlar arasında yer alan Sazlıdere Barajı güzergahını takip etmektedir. * Alternatif-5 Güzergahının uygulanabilmesi için Alibey Barajı’nın devre dışı bırakılması gerekecektir. Ayrıca, Alibey Barajı’nın kuzeybatısında, aynı vadi üzerinde (Pirinççi Çayı) DSİ tarafından projelendirilen Pirinççi Barajı yapılamaz hale gelecektir. Yukarıda verilen değerlendirmeler ışığında alternatifler arasında yerüstü su kaynaklarının korunması açısından en uygun seçenek Alternatif-4 olarak öne çıkmaktadır. Alternatif güzergahların toprak kaynaklarına etkileri değerlendirildiğinde de en az arazi kaybına sebep olan yine Alternatif-4 güzergahı olmaktadır. 

KANAL İLE MONTRÖ DELİNMEMELİ

Karadeniz’e çıkacak kıyıdaş olmayan devletlere değinen rapor, savaş gemileri için sınıf, tonaj ve süre sınırlamalarının, diğer bir ifade ile Montrö Boğazlar Sözleşmesi ile düzenlenen Karadeniz’e ilişkin sınırlamaların ve Karadeniz güvenliği Türk Hükümeti tarafından titizlikle takip edilmesi gerektiğini vurguladı. Özetle bu konu şöyle anlatıldı: “Sınıf, tonaj ve süre sınırlamasına ilişkin tutulmakta olan kayıtlara Kanal İstanbul yoluyla Karadeniz’e giriş/çıkış yapan savaş gemileri dâhil edilmeli, âkit devletlerin Ankara’daki temsilciliklerine bu bilgiler de verilmeli, Kanal İstanbul geçişleri Karadeniz’in hukuki statüsünde değişiklik meydana getirmemelidir. Aksi bir uygulama, Montrö Boğazlar Sözleşmesi’nin ihlali olacak; Sözleşme ile birlikte yükümlülüklerini yerine getirmemiş olan Türkiye’yi tartışma platformlarına taşıyacaktır. Bu tartışmalar, Montrö’nün feshi veya değiştirilmesi ile sonuçlanabilecek istikrarsızlık ve belirsizliklerin de başlangıcı olabilecektir.” Yani aktarılana göre, Kanal İstanbul ile Montrö sözleşmesi ve şartları delinmemeli; Kanal İstanbul Hukuki statü değişikliğine yol açmamalı diyor.

 

 

 

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN