Trump bizi üzdü

Trump bizi üzdü

‘Kürtler’e saldırırsanız ekonominizi mahvederiz’ tehdidiyle ipleri geren Trump’ın, saatler sonra Türkiye’nin ekonomik potansiyeline vurgu yapıp pozitif işbirliği mesajları vermesi iki başkent arasında tansiyonu düşürdü. Kriz tweetlerini işaret eden Erdoğan ise “O mesajlar beni ve arkadaşlarımı üzdü. Ancak telefon görüşmemiz gayet olumluydu” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD Başkanı’nın YPG’yi kastederek “Kürtlere saldırırsa Türkiye’nin ekonomisini mahvederiz” sözlerini hatırlattı. “O sözler beni ve arkadaşlarımı üzdü” dedi. Trump’ın telefon görüşmesinde 20 millik güvenli bölgeyi dile getirdiğini belirtip “Bu konuya sıcak bakıyoruz. Bu yönde bir adım atılabilir” ifadesini kullandı.

K Parti’nin TBMM’deki grup toplantısında konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, gündeme ilişkin konularda önemli mesajlar verdi. Bugüne kadar Ankara, İstanbul, İzmir, Trabzon, Kocaeli ve Sakarya’ya giderek, ilçeleriyle birlikte aday tanıtımını gerçekleştirdiklerini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu hafta sonu Samsun, Ordu; önümüzdeki hafta sonu da Erzurum, Gaziantep ve Antalya adaylarının tanıtım törenlerine katılacağını bildirdi. Erdoğan özetle şunları söyledi:  

Kendisi veya istediği birisi aday olamadı diye partimize tavır alan kişi, bizim gözümüzde zaten hiçbir zaman AK Parti’li olmamış, olamamış demektir. Bunların hepsini de günü geldiğinde değerlendirmek üzere bir kenara koyuyoruz. Kusura bakmasınlar. Bugüne kadar egosunun değil, davasının peşinden gidecek gönül erleriyle yol yürüdük, aynı şekilde de devam edeceğiz. 

CHP 2014 mahalli seçimlerini FETÖ’cülerin verdiği malzemelerle yürüttü, onların amaçlarına hizmet edecek şekilde çalıştı. Baktı ki FETÖ’cüler tek başına yetmiyor, şimdi onun yanına PKK’lıları hamur tutkalıyla bir araya getirilmiş birilerini daha aldılar. Bu cephe de CHP’yi başarıya ulaştırmaya yetmeyecek. Çünkü CHP asıl yanına alması gereken kesimden, yani milletin kendisinden ısrarla uzak duruyor. Türkiye’nin başına hangi bela musallat olsa, bunlar hemen ellerini ovuşturmaya başlıyor. Sonuçta ülkenin zarar görmesi umurlarında değil. Şayet bu sebeple ortaya bir boşluk çıkarsa zahmetsiz, uğraşsız, bedelsiz bir şekilde iktidarın üzerine konmanın hayalini kuruyorlar.  

Suriye’den ve Irak’tan Araplar başta olmak üzere Kobani’den 300 bine yakın Kürt kardeşimizi ülkemizde misafir ettik, hala misafir ediyoruz. Ama teröristlere kapılarımızı kapattık, teröristleri bu ülkede asla barındırmayacağız. Biz terörle el ele gezemeyiz, teröristlerle birlikte olamayız. Onun için PKK, PYD, DEAŞ, bunlar bizim yanımıza asla sokulamaz. Bunları, o açtıkları çukurlara ülkemizde nasıl gömdüysek, sınırlarımız dışında da yine aynı şekilde onları o çukurlara gömeriz. Barış lafla olmaz, icraatla olur. Münbiç ve Fırat’ın doğusundaki terör unsurlarıyla daha aşağılarda yuvalanan DAEŞ artıklarına da sıra gelecek.  

Sayın Trump’ın başkan seçilmesinin ardından, Suriye meselesinde bakış açısından memnuniyet duyduk. Ancak bize ifade edilen bu yaklaşımlar, maalesef uzunca bir süre fiilen sahaya yansımadı. Bunun üzerine biz de kendi politikalarımız doğrultusunda askeri harekat planlarımızı tamamlayıp hazırlıklarımızı yaptık. Geçen ay tam sahaya çıkmak için hazırlıklarımızı son kez gözden geçirirken Trump ile bir telefon görüşmesi gerçekleştirdik. Bu görüşme bizim açımızdan gerçekten umut verici bir içeriğe sahipti. Sayın Başkan Amerika’nın Suriye’deki askerlerini tümüyle çekeceğini, DEAŞ artıklarıyla mücadeleyi de Türkiye’ye bıkaracaklarını gayet açık ve net bir şekilde bize ifade etti. İlerleyen süreçte Amerika ile Suriye konusundaki ilişkilerimizin olumlu yönde seyrine sıcak bakmayan yönetimdeki kimi isimlerin değişmesi umutlarımızı daha da artırdı. Bunun askeri harekatımızı biz de beklemeye aldık.  

Sayın Trump’ın kişisel sosyal medya hesabından verilen bir takım mesajlar beni ve arkadaşlarımı üzdü. Dün gece (önceki gece) bu meseleleri kendisiyle telefonda konuştuk. Gayet müspet bir görüşme oldu. Tarihi öneme sahip bir anlayış birliğine vardığımıza inanıyorum. Kendisi Amerikan askerlerini Suriye’den çekilme kararını teyit etti. Suriye sınırında bizim tarafımızdan oluşturulacak güvenli bölge konusu 20 mil olarak kendisi tarafından ifade edildi. Bu da 30 kilometreyi aşkın bir derinlikte bir güvenli bölge. Bu benim de olumlu baktığım bir konu. Bu konu üzerinde çalışılabilir hatta ve hatta 20 mil daha da uzatılabilir ve bu bölgede böyle bir adım atılabilir. Özellikle biz, TOKİ olarak bu işin içerisine girebiliriz. Başta Amerika olmak üzere koalisyon güçleri lojistik olarak maddi destekleri bize verirlerse bu insanların güvenliğini de orada koruma kaydıyla böyle bir güvenli bölgeyi halletmiş, çözmüş oluruz. Bu göçü de bir defa tamamıyla engeller. 

O dönem, mültecilerin örf ve adetlerine uygun, 500’er metrekarelik bahçesi olan 2 katlı konutlar yapılmasını planladık. Böyle bir şey yapılabilirse bu süreci ciddi manada rahatlatacaktır. Bu konuyu ben Sayın Merkel’e de açmıştım, Merkel, buna çok olumlu bakmıştı. Ama sonra maalesef hiçbirinden bu konuda ciddi bir destek gelmedi. Hepsi lafta kaldı.  

YPG böyle bir projenin içerisinde yer alabilir mi? Onlar terörist. Biz kalkıp da güvenli bölgeyi teröristlere terk edebilir miyiz? Şu anda DEAŞ’ın durumu neyse, bize göre YPG ve PYD de aynıdır, hiç farketmez. Onların akıbeti neyse, onların akıbeti de o olmalı. Güvenli bölge dediğimiz zaman, bütün bu terör örgütlerinden de orayı temizleyeceksin. 

'TERÖRLE MÜCADELE İÇİN KİMSEDEN MÜSADE İSTEYECEK DEĞİLİZ'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rusya’nın Kommersant gazetesine “Türkiye-Rusya işbirliği, Suriye krizinin çözümü için kritik önemde” başlıklı bir makale yazdı. Erdoğan makalede “Terörle mücadele etmek için kimsenin müsaadesini isteyecek değiliz. Koşullar olgunlaştığında Suriye topraklarından ülkemizi tehdit eden teröristleri hedef alma hakkımızı saklı tutuyoruz” ifadelerini kullandı. Moskova ile başlatılan Astana sürecini işaret eden Cumhurbaşkanı yakın iş birliğini sürdürme arzusunda olduklarını belirtti. “Amerika Birleşik Devletleri’nin Suriye’den çekilmesi, doğru yönde atılmış bir adım. Zira Suriye’de yaşanan kriz, ancak Suriye’nin yaralarının iyileşmesinden fayda, derinleşmesinden ise zarar görecek ülkeler tarafından çözülebilir” değerlendirmesinde bulundu. 

TRUMP'IN GÜVENLİ BÖLGESİ, TÜRKİYE'NİN GÜVENLİ BÖLGESİ DEĞİL

ABD Başkanı Trump’ın Türkiye’yi ekonomik savaşla tehdit ettiği paylaşımı tartışılırken, Suriye sınırında güvenli bölge kurma konusu bir kez daha gündeme geldi. Trump, paylaşımında PYD/YPG’ye Türkiye’nin yapacağı operasyonu engellemek için 20 millik tampon bölge kurmaktan söz ederken, Cumhurbaşkanı Erdoğan insani amaçlarla güvenli bölgeyi gündeme getirdi. Diplomatik kaynaklar, Trump’ın bahsettiği 20 millik (30 km) derinliğinde oluşturulacak güvenli bölgenin Türkiye’nin Münbiç ve Fırat’ın doğusuna yapacağı operasyonu durdurmaya yönelik bir hamle olarak altını çiziyor. Konunun Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Trump’ın telefon görüşmesinde de gündeme geldiğine dikkat çekilirken “Daha önce Türkiye’nin insani amaçlar ve sınır güvenliği için Suriye sınırında oluşturmayı planladığı 30 km güvenli bölge teklifi vardı. Bu hayata geçirilemedi. Ancak Trump, DEAŞ’la mücadele eden PYD/YPG’yi korumak için tampon bölgeden bahsediyor ki bu Türkiye’ye ‘operasyon yapma’ anlamına geliyor” değerlendirmesi yapılıyor. Trump’ın “Kürtlerin Türkiye’yi provoke etmesini istemiyoruz” vurgusuyla tampon bölgeyle terör örgütüne kalkan olurken, Ankara’ya da güvenlik garantisi verdiği belirtiliyor. Ancak Türkiye’nin Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı harekatlarıyla sınır güvenliğini sağladığına dikkat çekiliyor. 

19-01/16/u.jpg

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN