Bakan Klose: Kültürlerarası Sağlık Merkezi artık proje değil, sistemimizin bir parçası

Bakan Klose: Kültürlerarası Sağlık Merkezi artık proje değil, sistemimizin bir parçası

Almanya Hessen Sosyal ve Entegrasyon Bakanı Kai Klose, Giessen'de 5 yıldır hizmet veren ülkenin ilk ve tek ‘Kültürlerarası Sağlık Merkezi’ni ziyaret etti. Merkezin önemine vurgu yapan Klose, sürekli maddi destek için çözüm arayışlarına kendisinin de katkı sağlayacağını belirtti. Dr. Yaşar Bilgin ise amaçlarının entegrasyon değil, sağlık hizmeti olduğunu vurguladı.

Almanya'nın Giessen kentinde Türk Alman Sağlık Vakfı (TASV) tarafından kurulmuş olan Almanya‘nın ilk ve tek ‘Kültürlerarası Sağlık Merkezi’ni (Interkulturelle Ambulanz) ziyaret eden Hessen Sosyal ve Entegrasyon Bakanı Kai Klose, üniversite hastanesi Giessen Marburg bünyesindeki bu kliniğe eyaletin genel sağlık bütçesinden destek için çaba göstereceğini söyledi. Bu yıl başında kurulan yeni eyalet hükümetinde sağlık konularının da görev kapsamına alan bakanlığı üstlenen Klose, tam adı Giessen Marburg Üniversite Klinik (UKGM) olan hastanenin ana binası içinde hizmet veren merkeze yaptığı ziyarette TASV Başkanı Dr. Yaşar Bilgin’in yanı sıra üst düzey yetkililer tarafından karşılandı. Klose, samimi bir ortamda geçen görüşme sonunda merkezin sağlık sisteminin kurumsal bir parçası olarak desteklenebilmesi için yapılan önerileri değerlendireceğini açıkladı.

‘ENTEGRASYON HEP DEVAM EDER’

Bakan, sağlık sigortalarıyla da bu kapsamda görüşme yoluna gideceğini söyledi. Uzun yıllar Yeşiller Partisi Hessen Eyalet Başkanlığı’nı yürüten ve şu an başında bulunduğu bakanlıkta önceki hükümet döneminde ‘Entegrasyon Sorumlusu’ olarak görev yapan Klose, merkezin çalışmalarını öteden beri bildiğini belirterek “Entegrasyonun bir maraton olarak görülmesine karşıyım. Ne kadar uzun sürerse sürsün, maraton da bir an gelir biter. Ancak entegrasyon hep devam edecek bir süreçtir. Artık‚ model projenin dışında yaratıcı ve kalıcı çözümler bulmalıyız” dedi. Bakanın Dr. Bilgin eşliğinde ‘Kültürlerarası Sağlık Merkezi’nin tüm bölümlerini gezmesi, genç doktorlar ve personelle tanışmasının ardından merkez hakkında ayrıntılı bilgi almak, sorunları ve hükümetten beklentileri görüşmek üzere bir saat süren bir toplantı gerçekleştirildi.


Almanya'nın Giessen kentinde 5 yıldır hizmet veren ‘Kültürlerarası Sağlık Merkezi’nin hastayla sağlık sistemi arasında köprü olduğunu söyleyen Dr. Yaşar Bilgin Almanya’da göçmenlerin kültürel özelliklerini de dikkate alarak hizmet verilmesi gerektiğini söyledi. 

1980’li yıllardan beri Giessen Üniversite Hastanesi (UKGM) bünyesinde dahiliye, kalp ve damar hastalıkları uzmanı olarak görev yapan Dr. Yaşar Bilgen ise hekim olarak amaçlarının ‘entegrasyon’ değil, kendilerine gelen insanlara ‘sağlık hizmeti’ni en iyi şekilde vermek olduğunu vurguluyor. Dr. Yaşar Bilgin, Almanya’daki göçmenlerin özgün sağlık sorunlarına dikkat çeken, ‘göç tıbbı’ kavramının kabul görmesini sağlayan ilk hekimlerden.

TEŞHİS VE TEDAVİDE ZAMAN KAYBI OLMUYOR

Sağlık hizmetlerinin iki aşamasını oluşturan, ev doktoru ve uzman doktor muayenehanelerindeki hekimlerin çoğunun Alman olduğuna işaret eden Bilgin, ”Örneğin Hessen bölgesinde Türk kökenli çocuk doktoru, kadın hastalıklar uzmanı çok az. Bu merkezin amacı bu konuda bir damla da olsa yardımcı olabilmek. Buraya gelen hasta göçmenler, rahatsızlıklarını kendi dilleriyle anlatabiliyor. Böylece varsa hastalığın teşhisi, gerektiğinde tedavisi ya da ilgili uzman servislerine sevk edilmesi fazla zaman kaybedilmeden gerçekleşebiliyor” dedi.

HAK ETTİKLERİ HİZMETİ ALMALILAR

Sadece hastalara değil, yakınlarına da destek olabildiklerini, gerektiğinde hastanenin diğer bölümlerine bu konuda bilgi ve danışmanlık hizmeti verdiklerini belirten Dr. Bilgin, ‘göç tıbbı’nın önemini şöyle dile getirdi: “Bana göre mühim olan Almanya’da sigortalı olsun ya da olmasın göçmen kökenli insanların hak ettiği sağlık hizmetini alabilmesi. Bu bir insanlık, vatandaşlık hakkı. Almanya gibi sağlık sisteminin çok iyi olduğu bir ülkede göçmenlerin de bu durumdan çok iyi faydalanması gerekiyor. Burada problemler var. Alman sağlık sistemi bunları gereken ciddiyetle ele almalı. Bir doktorun görevi kendisine gelen hastayı tedavi etmek. Bunun için de doktorla hasta arasında iyi bir ilişki kurulması gerekiyor. Burada bir anlaşmazlık olursa, bu hem doktora, hem de hastaya zarar verecektir. Anlaşmak sadece bir dili anlamak manasına gelmez. Kişi Almanca’yı bilebilir, ancak yine de doktoruna gerekli bilgileri aktaramayabilir.”

19-10/12/5da0662a67b0a90c68ee614b.jpg 

‘BURADA EMPATİ VAR’

Örneğin Türklerin rahatsızlıklarını aktarırken ‘anam ağladı’, ‘kanım dondu’ gibi deyimlere başvurabildiklerini, bazı organlar için kullanılan kavramların Almanca’ya bire bir çevrilmesi halinde, kültürel altyapıyı bilmeyen hekimlerin durumu tam olarak anlamayabileceğine işaret eden Bilgin, bazen Almanya’da doğmuş, burada büyümüş kişilerin bile, Kültürlerarası Merkez’e gelip, muayene olduğunu belirtti. "Çünkü burada empati var. Her insan hasta olduğunda zorlanabilir. Hastalık, ölüm korkusu nedeniyle endişelenebiliyorlar. Burada kendi ana dilini konuşan, aynı kültürden doktorlarla karşılaşacaklarını biliyorlar. Bu hoşlarına gidiyor."

ÖLÜM DURUMLARINDA DA BAŞVURUYORLAR

“Burası hastayla sağlık sistemi arasında köprüler kuruluyor” diyen Bilgin, sadece Giessen ve çevresinden değil, Almanya’nın diğer kentlerinden ve hatta diğer Avrupa ülkeleriyle, Türkiye’den de hastalar geldiğine işaret etti. Dr. Bilgin, ölüm gibi durumlarla kendilerine ihtiyaç duyulduğunu, geceleri, hafta sonları yaşamını yitiren hastanın yakınlarına destek vermek üzere hastaneden çağrıldıklarını sözlerine ekledi.

 

Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN