Uzman klinik psikolog Berra Baş, özellikle sosyal medyanın insanların hayatına girmesiyle ‘sosyal izolasyon’un başladığını bunun da yalnızlık psikolojisini ortaya çıkardığını söyledi. Baş “Sosyal medyada mutluluk naraları, gerçek hayatta ağlama krizlerine yol açıyor” diyor.
Teknolojinin kusursuz gelişimiyle birlikte, insanların iletişimi emojilerle sınırlı kalmaya başladı. Kelimelerin sihri azaldı; duyguların kısa yoldan gösteriminin ‘pratikleşme’ olarak lanse edilmesi sağlandı. Ancak bu durumun insan hayatında çok yıkıcı bir sonun başlangıcı olduğunu belirten Altınbaş Üniversite Hastanesi Medical Park Bahçelievler Psikoloji Bölümü’nden uzman klinik psikolog Berra Baş “İnsanlar, an be an korkunç derecede yalnızlaşıyor” dedi.
Baş “Günümüzde insanlar sanal ortamda iç dünyalarını gizleyebiliyor. Sahte kalabalıklar içerisinde yalnızlık hissi söz konusu olabilir. Burada kişi, kronik olarak kendisine adeta bir maske takar. Maskesi sayesinde, etrafı insan selidir. Birçok arkadaşı ve sosyal ortamı vardır. İnsanlar, kendisiyle vakit geçirmekten keyif alır. İnanılmaz enerjiklerdir. Bu bireyler evde farklı, dışarıda farklıdır. Kendi iç dünyalarında yargılayıcıdırlar, kendilerine aşırı eleştirel yaklaşırlar, tatmin olmazlar, memnuniyetleri kısıtlıdır, maddiyat ve sosyal statü aşırı önemlidir. O yüzden hiçbir daveti kaçırmamaya çalışırlar, sosyal medyada mutluluk naraları atarlar” diye konuştu.
Bu kişilerin kendi iç dünyalarında kendileriyle barışık olmadıkları için, sahte kimlikleriyle yarattıkları kişiliğe bir süre sonra kendilerinin de inandığını belirten Baş, şöyle devam etti: “Yaşadıkları kaotik döngü, ne kadar yalnız olduklarını gölgeleyememeye başladıklarında ise ikilemde kalırlar. Ağlama nöbetleri, öfke krizleri, yanlarındaki insanları aşağılama reaksiyonları bu dönemde ivme kazanır. Yakın ilişkilerinde de, partnerlerine karşı gitgide yalnızlaşırlar. Bu durum, narsist ve histriyonik kişilik bozukluğu olan hastalarda çok yaygın.”
