Kemik erimesi hayati kırıkların habercisi

Kemik erimesi hayati kırıkların habercisi

Halk arasında ‘kemik erimesi’ olarak da bilinen ve kadınlarda daha sık görülen osteoporoz, önlem alınmaması durumunda yaşam standardını düşüren kırıklara davetiye çıkarıyor. Uzmanlar, kemik erimesini önlemek için beslenmeye dikkat etmenin yanı sıra düzenli yürüyüş yapmanın ve güneş ışığından faydalanmanın önemine vurgu yapıyor.

Kemik kütlesinde azalma, kemik dokusunun mikro yapısında bozulma ve kırığa yatkın kemiklerde kendini gösteren osteoporoz, halk arasında ‘kemik erimesi’ hastalığı en sık el bileği, omurga ve kalça kemiği kırıklarına neden oluyor. Dünya Osteoporoz Günü nedeniyle hastalık hakkında bilgi veren Memorial Ankara Hastanesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Bölümü’nden Prof. Dr. Gülten Karaca hastalığı kalsiyum ve D vitamini eksikliğinin, hareketsiz yaşamın ve menopoz sonrası östrojen hormonu azalmasının neden olduğunu belirtti.

Dr. Karaca, özellikle kadınlarda sık rastlanan hastalık için önlem alınmaması ve tedavi edilmemesi durumunda kemiklerde kırılma riskinin arttığına dikkati çekerek, “Kırıklara yatkınlığın belirlenmesi ve risk faktörlerinin değerlendirilmesi ile osteoporoz önlenebilir veya erken tedavi edilebilir. İleri yaş, zayıf minyon yapıda olmak, geçirilmiş kırık hikayesi bulunması, annede kalça kırığı öyküsü olması, sigara kullanımı, kortizon ilacı kullanmak, romatoid artrit, aşırı alkol tüketimi, femur boynu kemik mineral yoğunluğu ve bazı hastalıklara veya ilaç kullanımına bağlı oluşan ikincil osteoporoz en önemli risk faktörleri arasında yer almaktadır” dedi.

KEMİK ÖLÇÜMÜ İHMAL EDİLMEMELİ

Kemik kütlesinin çocukluk ve ergenlik döneminde artarak 30-40 yaşlarında doruk noktasına ulaştığını kaydeden Dr. Karaca, doruk kemik kütlesini yüzde 80 genetiğin, yüzde 20 ise yaşam tarzının belirlediğini ifade ediyor. Kemik kırıkların en tehlikelisinin kalça kırıkları olduğunu vurgulayarak, “Kalça kırıkları 75 yaş üzerinde ve kadınlarda erkeklerden iki kat fazla görülürken, bu kırık sonucunda damar tıkanıklığı ile akciğer embolisi gibi komplikasyonlar nedeniyle hastaların yüzde 15-20’si kaybedilmektedir” dedi. Omurga kırıklarının ise sırt ve bel omurlarında herhangi bir travma olmaksızın ortaya çıktığını belirten Dr. Karaca, “Aynı evde yaşayan kadınların mutfağın önceden uzanabildiği üst raflarına artık uzanamadığını fark etmesi, boy kısalması, sırtta kamburluk, sırt ve bel ağrısı gibi tablolar gözlemlenebilmektedir. Genellikle omurga kırıkları iyileştikten sonra ağrı geçmektedir. Ancak uzun süre geçmeyen ağrı olması durumunda, kırık omurun içinin çimento ile doldurulduğu bir ameliyat gerekebilmektedir.” açıklamasında bulundu.

Dr. Karaca, özellikle kadınların ve diğer riskli durumdaki kişilerin kemik yoğunluğunu kontrol ettirmesi gerektiğinin önemini vurgulayan Dr. Karaca, günümüzde bu ölçümlerin Dual Enerji X ışın Absorpsiyometri (DEXA) tekniği ile ağrısız bir şekilde yapıldığını ve her hangi bir yan etkisi bulunmadığını söyledi. Osteoporoza karşı önlem almanın ise anne rahminde başlayıp, tüm yaşam boyunca uygulanması gerektiğini aktaran Dr. Karaca, “Doruk kemik kütlesini maksimuma çıkarmak için yeterli süt, peynir veya yoğurt tüketimi ile kalsiyum ihtiyacı sağlanmalı, D vitamini için günde 15-25 dakika yüz, kol, eller ve bacakların açık olarak direk güneş ışığı alması sağlanmalı, sigara ve alkol tüketiminden uzak durulmalı ve yürüme gibi kemiklere yük bindiren egzersiz yapılmalıdır. Düşmenin önlenmesiyle kırık oluşturacak travmalardan sakınmak da önem taşımaktadır.” dedi.

Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN