Mahalle’nin farklı bir hikâyesi var

Mahalle’nin farklı bir hikâyesi var

Aynı semtte yaşayan üç yakın arkadaş gizemli bir adamı kaçırıyor, ardından öldürme planları yapıyor. Evrensel bir sorunu beyazperdeye yansıtan ‘Mahalle’, tek mekânda gelişen olayları anlatıyor. Dinamik üslubu ve etkileyici oyunculuklarıyla dikkat çeken film, önyargının büyük hatalara yol açabileceğinin mesajını sertçe veriyor.

ERKUT TEZERDİ / İSTANBUL

Suç nedir, karşılığı ne olmalı? Normal karşıladığınız, umursamadığınız, hatta görmezden geldiğiniz kötü bir olay sizin veya en sevdiklerinizin başınıza gelirse ne yaparsınız? Dahası ilk kararınızı hangi doğrultuda eyleme geçirirsiniz? Peki önyargılarınızın kurbanı olursanız vicanınızla nasıl hesaplaşırsınız? Buğra Gülsoy ile Serhat Teoman’ın ilk kez yönetmen koltuğunda oturduğu, senaryonun yazımında da Emre Erkan’ın eşlik ettiği ‘Mahalle’ tüm bu soruları evrensel bir ‘sorun’ etrafında cevaplıyor. “Önyargı trajik hatalar doğurur” mesajını 80 dakikanın geneline yayıyor. Tiyatral bir aktarım üslubu ile izleyici karşısına çıkan yapımın konusu tek mekânda geçerken flashback’lerle her şeyin öncesi detaylandırılıyor; bu filmin önemli bir başarısı çünkü her flashback tam yerinde devreye giriyor, sürprizleri ortaya seriyor.

Filmde İstanbul’un sıradan bir mahallesinde yaşayan üç dostun hayatı gayet sıradan geçiyor; biri bakkal, ötekisi emlakçı, diğeri kasap. Futbol maçı yapıyorlar, kahvede takılıyorlar. Eşleri de evlerde buluşup muhabbet ediyor. Karakterlerin sosyolojik altyapısı düzgünce işleniyor. Psikolojik yönelişleri de kapalı mekânda belirginleşiyor; sıkışmışlık, cesaretin kırılması, toplumsal normların yönlendirmesi teker teker hedef tahtasına oturtuluyor. Bunun öncesinde de mahallelerine taşınan gizemli adam hakkında ince detaylar veriliyor. Bayıltılarak kaçırılan gizemli adam götürülecek yerde sorun çıkınca emlakçının evinin bodrumuna gizlice bağlanıyor, kapı kilitleniyor. Her şey bodrumda geçiyor. Filmin asıl hikâyesi burada gelişiyor. Ardından bu adam öldürülmek isteniyor, tüm mahallenin erkekleri de bu işi onaylıyor. Üç kafadar kahraman ilan ediliyor. Peki onlar gerçekte kahraman mı?

18-03/10/1.png

Finale doğru 1957 yapımı ‘12 Öfkeli Adam’a da gönderme yaptığını düşündüğüm senaryonun birkaç pürüze rağmen iyi yazıldığını, matematiğinin iyi hesaplandığını ve yönetmenliğin de geri plana atılmadığını söylemek mümkün. Meksikalı yönetmen Iñárritu’nun filmlerinde bolca yer alan hareketli omuz üstü kamera kullanımı ‘Mahalle’de de içselleştirme açısından büyük fayda sağlıyor. Ayrıca yakın plan çekimler ile tiyatral kapalı biçim mantığındaki aktarım samimiyeti var eden etmenlerden yalnızca birkaçı. Yani karakterlerin acılarını ve endişelerini izleyici de yaşıyor. Bunlar uzak açı gösterilmiyor. Lakin özellikle oyunculukların altın çizmek gerekiyor: Çünkü her şeyden önemlisi devingenlik bu sayede sekteye uğramıyor. Finalinde “Evet bunlar Türkiye’de yaşandı ancak sorun dünyadaki herkesi ilgilendiriyor” saptamasına varılan ‘Mahalle’ son yılların en cesur filmlerinden.

Gösterim sonrası filmin oyuncularıyla konuştum. ‘Mahalle’nin bende sahne planlaması ve olay dizisinin ilerleyişinden dolayı bir tiyatro oyunundan uyarlama izlenimi yarattığını söyledim. “Evet” dediler, ‘Mahalle’ aslında bir tiyatro oyunuymuş. Filmde kasap karakterini canlandıran Serhat Teoman böyle söyledi; fakat metni zaman içinde beyazperdeye taşımayı daha uygun görmüşler. Hatta yönetmen de bulunmuş ama daha sonra yollar ayrılmış. Akabinde Buğra Gülsoy ile birlikte çekmeye karar verip kolları sıvamışlar. İyi de yapmışlar çünkü özgün ve cesaret isteyen bir film ortaya çıkmış.

18-03/10/2.png

KARAR'IN PUANI: 10 / 7.5

 

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN