Türk edebiyatının ‘estet’lere ihtiyacı var

Türk edebiyatının ‘estet’lere ihtiyacı var

Yeni romanı ‘Ardıç Ağacının Altında’da sanatın her dalıyla ilgilenen estet Erkan Sipahi’yi anlatan Selçuk Altun, okur için hem edebi hem de sanat açısından doyurucu bir çalışma ortaya koymuş. ‘Hayat romanlardan tuhaf’tır gibi kinayeli bir teması olan roman için Altun “Bittikten sonra okurken zaman zaman ‘Bunu ben mi yazmışım, aferin bana’ dediğim oldu” diyor.

İNCİ DÖNDAŞ / İSTANBUL

Selçuk Altun, yayınevi değiştirdikten sonra okurlarını çok bekletmedi, yeni romanı ‘Ardıç Ağacının Altında’yı edebiyatseverlerle buluşturdu. Altun, romanında varsıl bir hayat sürdüren, estet Erkan Sipahi’yi karısı Gizem’in ölümüyle başlıyor anlatmaya, geçmiş ve bugünle karakterler zenginleşiyor, her biri nevi şahsına münhasır kişilerle tanıştırıyor bizi, ABD’deki bir hapishaneye de götürüyor, bir müzayedeye de... Romanda sanatın her dalı hikâyeye oya gibi işlenmiş; okuru sıkmıyor, bilgi veriyor, farklı sanatlara farklı açılardan bakmayı da gösteriyor. Altun’un bu romanındaki karakterler geçmişte yazdıklarına mizaç olarak benziyor; sözünü sakınmıyor, duygularını saklamıyor, hayatı doyasıya yaşıyor... Eğer hala Selçuk Altun ile tanışmadıysanız İş Bankası Yayınları’ndan çıkan ‘Ardıç Ağacının Altında’ size bunun için iyi fırsat sunuyor. Altun ile kitabını konuştuk...

* Dört bölümden oluşan ve sürprizler barındıran, okuru sanat, tarih, mimari eser, antika, edebiyat, müzik açısından bol bol bilgilendiren bir roman kaleme almışsınız. Neden böyle bir hikâyeyi anlatma ihtiyacı duydunuz?

Okuru bilgi bombardımanına tutmak için roman yazmadım, yazmam. Kitabın anlatıcısı Erkan bir ‘estetti’ ve onu tanımlamak için resim, heykel, antika, müzik birikimini yansıtmam gerekiyordu. Anlatıcı 60 yaşındayken bir trajedi yaşıyor; o yaşlar insanın kendisiyle hesaplaşmaya başladığı dönemlerdir. Neden böyle bir hikâye anlatma gereksinimi duyduğum romanın finalinde okuru sabırla beklemektedir.

Erkan, Taner, Zihni ve Ekrem’in olmak üzere kitap dört bölümden oluşuyor. Daha önce birkaç kez yaptığınız üzere devam romanı olarak neden kaleme almadınız?

Daha önce birbirinin devamı olan iki novella yazmıştım. Sanırım novella yazma hevesimi aldım. Dört karakter açısından romanı deşifre etmeyi daha önce denememiştim, bu format içime sindi.

İçerik açısından okura çok bilgi veren bir roman. Selçuk Bey, romanın zenginliği nasıl bir deneyimin sonucu?

Okuru bilgiye boğma amacım yoktu. Önemli olan bilgiyi edebi bir üslupla sunmaktı. Bir estet anlatıcının yaşamındaki iniş ve çıkışları ancak böyle verebilirdim. Türk edebiyatında birikimli ve estet karakterlere gereksinim vardır.

Karakterler yine nevi şahsına münhasır, içinden geleni söylüyor, nefretini açık açık ifade ediyor, yani üslup diğer romanlarınızdaki bazı karakterlere çok benziyor. Bunu özellikle mi tercih ediyorsunuz?

Galiba ben bir ‘büyük kitabın’ parçalarını, benzer karakterlerle küçük kitaplar halinde tamamlıyorum. 2014 Nobelist’i Patrick Modiano için böyle bir tanı vardır.

Bu kapsamlı roman, hazırlık aşamasıyla birlikte ne kadar sürelik bir çalışmanın ürünü?

Roman 270 sayfa, 10 ayda bitirdim. Aslında 2017 başında başlamayı planlıyordum ama trajik 15 Temmuz girişiminden sonra kendimi tutamayıp yazmaya koyuldum. Böylelikle kendime bir tür terapi uygulamış olabilirim.

“Hayat romanlardan daha tuhaftır” diyorsunuz. Neden?

Roman yazmaya başlayalı beri başkasının yazdığı romanlardan giderek daha az zevk alır oldum. O zaman da seçkin yazar, şair ve sanatçı yaşamöyküleri okumaya başladım. Bu tür yapıtlar Türkiye’de boy gösteremediği için de İngilizcelerini okuyordum. Öyle yaşamöyküleri okudum ki, onları roman diye yazsam editörler, ‘bu kadar da olmaz’ diye yazılanı reddederlerdi. Onun için romanın kinayeli teması ‘Hayat romanlardan tuhaf’tır.

Bu romanı yazarken nasıl bir çalışma izlediniz, kaç biyografi okudunuz, hangileriyle tanışıyordunuz?

‘Ardıç Ağacının Altında’yı yazarken daha önce okumuş olduklarımdan bir seçme yaptım. Seçmenin kriteri beni en çok sarsanlardı. Bu romanı yazmak için özel olarak okuduğum, hapishaneye düşen Amerikalı bir politikacının anılarıdır. Anlattığım yaşamöyküsü kahramanlarının fotoğrafını da koyarak onların kurmaca olmadığını kanıtlamış olduk. Carl Tobey, Erje Ayden ve Arif Keskiner’i tanıdım. Diğer vurucu anekdotları da kahramanlarından dinlemiştim.

Kitabın adı bu kez bir Oktay Rifat’ın şiirinin dizesinden değil. Neden? Ağaç olarak neden ardıcı seçtiniz?

Oktay Rifat gözde şairimdir, bana şiirselliği öğretmiş ve sevdirmiştir. Son iki novelladan sonra ondan artık roman başlığı ödünç almayacağım diye açıklamıştım. Ardıç gizemli bir bitkidir; tek başına yaşar, genelde simetrik bir yapısı yoktur, uzun yaşar, şamanların kutsal ağacıdır.

‘Ardıç Ağacının Altında’ edebiyat yolculuğunuzda nasıl bir yere sahip?

‘Ardıç Ağacının Altında’ dokuzuncu romanım, bunu yazarken sanki daha çok eğlendim. Bittikten sonra okurken zaman zaman ‘Bunu ben mi yazmışım, aferin bana’ dediğim oldu.

NE ZAMAN YAZMAYA OTURSAM OKUYASIM GELİR

* Roman çıktığından beri epey baskı yaptı. Bu size ne hissettiriyor? Çok okunmanın sizin için anlamı nedir?

Roman çıktığından on gün sonra ikinci baskıya girdi. Birikimli bir okur kitlem var, sevindim. Türkiye’de sığ romanlar ve duygu sömürüsü yapan romanlar yeğleniyor; çok satmaları pek anlamlı bir skor değildir.

* Bir okurunuz olarak, daha çok yazmanızı istiyorum ki daha çok sizi okuyayım. Yazmak nasıl bir süreç sizin için?

Okurum olduğun bana ilgi gösterdiğin için teşekkür ederim. Ayda bir Cumhuriyet Kitap ve OT dergisine zevkle yazıyorum. Ancak roman yazmak daha zorlu bir süreç; yazar kendini bir arenaya inmiş gibi duyumsar. Zevk ile stres arasında gelgitler yaşar. Ben ne zaman roman yazmaya otursam, okuyasım gelir. Evet, ben bir okuryazarım.

 

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN